Skip to main content

Sayın İsmail Beşikçi İle Kürdistan Kongresi/Konferansı Üzerine Röportaj...

Son yıllarda Kürdistan'ın farklı parçalarında "Ulusal Kongre" ve "Kürdistan Kongresi" gibi girişimlerden söz ediliyor. Fakat bugüne kadar Kürd kamuoyunda bu konuda ciddi bir tartışma yaşanmış değildir.
Bundan dolayı biz Newroz.Com olarak farklı biçimlerde ve farklı alanlarda yıllardan beri Kürd siyasal yaşamının içinde yer alan arkadaşların "Ulusal Kongre"ye ilişkin düşüncelerini almak istiyoruz.

Aso Zagrosi: Genel olarak "Ulusal Kongre'den ne anlıyorsunuz. Başka ülkelerde yaşanan "Ulusal Kongre" tecrübeleri hakkında bize söyleyebilirsiniz?

İsmail Beşikçi:Kürdler ve Kürdistan 1920’lerde, Milletler Cemiyeti döneminde bölünmüş, parçalanmış ve paylaşılmıştır. Dönemin iki emperyal devleti, Büyük Britanya ve Fransa ve Ortadoğu’nun iki köklü devleti Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olarak Türkiye Cumhuriyeti ve İran İmparatorluğu’nun devamı olarak yeni İran Şahlığı, birlikte, organize politikalarla Kürdlerin ve Kürdistan’ın üzerine çullanmışlardır. Bu çullanma, Kürdlerde, bir insanın beyninin dağılması, iskeletinin parçalanması gibi bir etki yaratmıştır. Bu dönemde, Sovyetler Birliği’nin politikaları da tam anlamıyla anti-Kürd bir politikadır. Bu, Büyük Britanya’nın ve Fransa’nın anti-Kürd politikalarına yakın bir politikadır. Sovyetler Birliği her zaman Kürdleri ezen devletlere destek vermiştir.

Ulusal kongre, bu bölünmenin, parçalanmanın ve paylaşılmanın üstesinden gelmeyi dert edinen bir kongre olmalıdır. Ama, Kürdlerde, bölünme, parçalanma ve paylaşılma konusunda sağlıklı bir bilinç geliştiği kanısında değilim.

Kürdler, çeşitli devletlerin denetimi altında yaşayan Kürdler, bilimsel, sanatsal, sportif konularda, ticari ve sınai konularda, çeşitli konularda sık sık bir araya gelmeli, konuşmalı, tartışmalı, birbirleriyle tanışmalı ama siyasal kararlar alma yoluna gitmemelidir.

Dünyadaki benzer ülkelerde bu konu nasıl ele alındı konusuna gelince: Kürdlerin dünyada özel bir durumu var. Düşünelim ki Kürdler Ortadoğu’da en az kırk milyondur. Ama uluslar arası ilişkilerde küçücük bir siyasal statüye sahip değildir. Dünyada 10 bin nüfuslu, 30 bin 40 bin nüfuslu devletler bile varken, 40 milyonu aşkın Kürdün küçücük bir siyasal statüye sahip olmaması dikkate değer bir durumdur. (Irak’ta, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni ayrıca değerlendirmek gerekir.)

Kürdlerin, Kürdistan’ın durumu kendine has bir durumdur.

Böyle temel bir konuyu dert edinmeyenlerin ulusal kongre düzenleme istekleri sağlıklı bir tutum değildir.

Aso Zagrosi: Tarihsel olarak Kürdlerin "Ulusal Kongre" girişimleri oldumu? Eğer Kürdlerin böyle girişimleri olduysa bugüne kadar neden başarılı olmadı?

İsmail Beşikçi:Her parçada, o parçayı gündeme getiren bazı girişimler oldu. O parçada yer alan bazı örgütler, o parçadaki Kürdlerin bazı sorunlarını konuştular. Ama bunları ulusal kongre olarak değerlendirmek doğru değil.
Bu arada 1927 Hoybun, önemli bir niyet açıklaması olarak değerlendirilebilir.

Aso Zagrosi: Kürdistan gibi parçalanmış bir ülkede "Ulusal Kongre" ne anlama geliyor? Kürd siyasal yapıları tüm dünya halklarının sahip oldukları ulusal hakları talep etmek için bir "Ulusal Kongre" de birleşmeye hazırlarmı?

İsmail Beşikçi:Önce, bölünmenin, parçalanmanın ve paylaşılmanın bilincine varmak gerekir. Ortadoğu’da en az kırk milyon Kürd’ün neden siyasal bir statüsü yoktur. Kürdlerin başına bu lanetli çorap nasıl geçirilmiştir? En kötüsü de Kürdler neden bu durumu bilincinde değildir?

Sözü edilen bu ulusal kongrenin PKK’ye “silah bırak” şeklinde bir karar alacağı söylenmektedir. Bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum. Fakat bu, çok yanlış bir tutumdur.

Suriye Ulusal Konseyi’nin silahlandırılmaya çalışıldığı bir dönemde, PKK’ye “silah bırak” denmesi çok yanlıştır. Kürdler, bugüne kadar fiili olarak kazandıklarını nasıl kazandılar? İsteklerinin ne kadarını kazandılar da silah bırakacaklar? PKK adına böyle karalar almak yanlıştır.

Bir de şu var. PKK , Türkiye’de, Kürdistan’da, Avrupa’da gösteriler, yürüyüşler, mitingler, toplantılar düzenlemektedir. Fakat bu gösteriler, yürüyüşlere, toplantılara Kürd bayrağını (Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağı) almamaya özen göstermektedir. Bu Kürdi bir tutum değildir. Ulusal Kongre için elverişli bir zemin değildir.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, birkaç yıl öncesine kadar, Türk Devleti’ne, “bana görev ve olanak verin gerillayı Barzani’ye, Talabani’ye, bu gerici güçlere saldırtayım…” şeklinde konuşmaları oluyordu. Burada da Kürdi bir durum yoktur. Bu ilişkilerde de ulusal kongre için elverişli bir zemin yoktur.

Aso Zagrosi: Kürdistan'ı işgal eden ve sömürgeleştiren ülkelerle farklı parçalardaki Kürd partilerin girdikleri ilişkilere bakıldığı zaman dünya Kürdlerinin gerçek talepleri nasıl programlaştırılabilir?

İsmail Beşikçi:Bunlar, çözüm ile ilgili tutumlardır. Kürd siyasal partilerinin bu konularda çözüm önerileri hazırlaması doğaldır. Ama, çözüm konusunda öneriler sunmadan önce, olayın temel niteliğini kavramak gerekir. Bunu ise, siyaset adamları, ele silah tutanlar değil ancak kalem erbabı yapabilir. Gerek PKK’nin gerek PKK dışındak Kürd örgütlerinin bu konunun bilincine varmaları da önemlidir.Kendi kendinin yönetme, kendi geleceğini belerleme, Kürdlerin Kürd toplumu olmaktan, Kürd ulusu olmaktan doğan haklarını her zaman gündeme getirme şüphesiz vazgeçılmez bir tutum olmalıdır.

Aso Zagrosi: Daha somutlaştırmak gerekirse Türkiye ve İran ile ciddi ekonomik ve siyasal ilişkiler içine giren Kerkük, Xaniqin ve Musul gibi Kürdistan toprakları meselesinde Irak Araplarıyla ciddi problemleri olan Güney Kürdleri Kuzey ve Doğu Kürdistan Kürdlerinin "Ulusal Talepleri" konusunda ne önerebilirler?

İsmail Beşikçi:Bölünmenin, parçalanmanın ve paylaşılmanın bilincine varmak önemlidir. Kürd halk yığınlarında böyle bir bilinci geliştirmek önemli olmalıdır.

Bunun için çeşitli kesimlerden bilim insanları, sanatçılar, iş adamları, spor adamları, öğretmenler, din adamları vs. toplantılar düzenler, birbirleriyle konuşur, tartışır, birbirleriyle ilişki geliştirir.

Kürd siyasal partileri kendi parçasıyla ilgili öneriler geliştirirken öbür parçaların durumunu da dikkate alır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi de öbür parçaların durumunu dikkate alarak konuşur. vs. Kendi kendini yönetmek, kendi geleceğini belirlenme hakkına sahip olmak vazgeçilmez isteklerdir.

Aso Zagrosi: Arap Kürdü, Fars Kürdü ve Türk Kürdü yada bu devletlerin sınırlarını temel alan ve bu sınırlar çerçevesinde "Kürd Sorunu" çözmeye çalışan anlayışların hakim olduğu bir "Ulusal Kongre"ye ihtiyaç varmı? Böyle bir "Kongre" geleceğe ilişkin Kürd kuşaklarını zor durumda bırakmazmı? Onların iradelerini hipotek altına almazmı?

İsmail Beşikçi:Arap Kürdü, Fars Kürdü, Türk Kürdü, yanında neden Kürd Kürdü oluşamadığını düşünmek daha önemlidir. Ulusal Kongreden önce bunu oluşturmak, bu süreci hızlandırmak daha önemlidir.

Kürdlerin Kürdler tarafından yönetilmesini istemek, kendi geleceğini belirleme hakkına sahip olmak önemli olmalıdır. Kürdlerin Kürd toplumu olmaktan, Kürd ulusu olamaktan doğan haklarını savunmak vazgeçilmez bir tutum olmalıdır.

Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre"ye ilişkin çıkan çeşitli haberlere bakıldığı zaman daha çok sömürgeci güçlere kullanılacak mücadele biçimleri ön plana çıkıyor. Siyasal hedeflerden ziyade mücadele biçimleri konusunda bazı kararlar alınırsa ve uygulamaya konulsa Kürdler arasında yeni çatışmalara neden olmazmı?

İsmail Beşikçi:Her parçanın durumu şüphesiz farklıdır. Örgütler, bölünmenin parçalanmanın, paylaşılmanın bilincine varırlarsa, örgütlerde tarih bilinci, toplum bilinci gelişirse, muhtemel sorunların önüne geçilebiler. Çünkü bu durumda, Kürdler kendileriyle ilgili kararlar alırlarken, öbür parçalardaki Kürdlerin durumunu da dikkate alacaklardır.

Aso Zagrosi: Türkiye'de bazı çevrelerin "Kürd Ulusal Kongresine" "pozitif" yaklaşması gibi bir izlenim var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İsmail Beşikçi:Kürdlerin kendi devasa toplumsal ve siyasal sorunlarını çözmek için çaba harcamaları, insanlara moral verebilir. İnsanlar bu süreci pozitif algılayabilir. Bununla beraber sorunun temel niteliğinin bilincine varmak ve bu bilinç doğrultusunda çaba sarfetmek şüphesiz önemlidir.

Aso Zagrosi: Eğer Güney Kürdistanlılar Kerkük, Musul, Xaniqin ve Mendeli'nin içinde yer aldığı Bağımsız Kürdistan'ı ilan ederse ve Irak Araplarıyla çatışma içine girerse diğer parçaların Kürdleri belli bir dönem "Bağımsız Güney Kürdistan" için Güneylilerin istemleri doğrultusunda hareket edebilirlermi? Buna hazırlarmı?

İsmail Beşikçi:Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni, desteklemek,bunun daha da kurumlaşmasını sağlamak, her Kürdün görevi olmalıdır.

Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde, dönemin emperyal güçleri, Kürdlerin ve Kürdistan’ın bölünmesini, parçalanmasını ve paylaşılmasını sağladılar. Yürminci yüzyılın sonunda, yirmibirinci yüzyılın başlarında başla bir emperyal güç, ABD, bu statükoda önemli bir gedik açtı. ABD’nin Saddam Hüseyin rejimini devirmesi, Baas Partisi’ni dağıtması, orduyu dağıtması, el Muhaberat’ı dağıtması, kitle imha silahlarını imha etmesi… Kürdlerin önünü açtı. Kürdistan Bölgesel yönetimi, Kürd hükümeti böyle kuruldu.

Emperyal güçlerin yirminci yüzyılın başındak ve sonlarındaki bu tutumu tarih felsefesi ile, toplum felsefesi ile ilgili bir konudur.

ABD, Saddam Hüseyin rejimini, sırf Kürdlere iyilik olsun diye yıkmadı. ABD’nin Saddam Hüseyin rejimiyle mücadelesinde böyle bir sonuç ortaya çıktı. Kürdler bu durumdan faydalandılar. ve kendi yönetimlerini kurdular. Öte yanda, Kürdistan Bölgesel Yönetimi de ABD’ye, Türkiye’ye, İran’a, Irak ve Suriye’ye rağmen kuruldu. Kürdlerin istikralı, ısrarlı, kararlı tutumları sayesinde kuruldu. Ortadoğu’daki statükoda önemli bir gedik açması bakımından bu dikkate değer bir olaydır. Bu bakımdan, bütün Kürdlerin Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni desteklemesi gerekir.

Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre" siyasal Kürd partilerinin mi Kongresidir yoksa tüm Kürdlerin mi kongresidir? Böyle bir kongre yapılsa hazırlıkları nasıl yapılabilinir? Diyaspora Kürdleri nasıl bir rol alabilir?

Ulusal Kongre’ye, sadece siyasal partilerin katılması doğru değildir. Başka örgütler, kanaat önderleri yazar örgütleri vs. de katılmalıdır. İşçi örgütleri vs. de katılmalıdır.

Kürdistan dışındaki ve Türkiye dışındaki Kürdler de katılmalıdır.

Kürdlerde diaspora olduğu kanısında değilim. Kürdistan ve Türkiye dışında, özellilke Avrupa’da çok Kürd var. Ama bunları diaspora kavramı içinde değerlendirmek doğru değil.

Örneğin Avrupa’da her örgüt kendi yandaşı ile ilgileniyor. Halbuki, diaspora, bütün örgütleri aynı çatı altında toplayan bir şemsiye örgüttür. Kürdlerin barınma, iş bulma,yeme-içme gibi günlük yaşantılarıyla olduğu kadar,
politik sorunlarla da ilgileniyor. Kürdlerde böyle bir şemsiye örgüt yok.

Aso Zagrosi: Bu kısa söyleşi için teşekkür ediyorum. Ayrıca eğer söylemek istediğiniz ek bir şeyler varsa buyurunuz...

İsmail Beşikçi:Suriye ilgili konular var. Bugün, kaos durumu ne kadar uzun sürerse Kürdler için o kadar iyidir. Kürdler, gerek hükümetle, gerek Suriye Ulusal Konseyi ile görüşmelerinde, Kürdlerin Kürd toplumu olmaktan,Kürd ulusu olmaktan doğan haklarını her zaman gündeme getirmelidir. Gerek hükümetle, gerek Suriye Ulusal Konseyi ile görüşmelerini mümkün olduğu kadar birlik içinde gerçekleştirmeye çalışmalıdır. Türk hükümetinin sık sık gündeme getirdiği tampon bölge oluşturma çabalarına, Kürdler hep birlikte karşı koymalıdır.

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.