Ulusal Sorun ekseninden uzaklaþarak, tekil ve ötelenmiþ sorunlarýn analizine dayalý taleplerin dillendirilmesi ve çoðaltýlmasý tarihi öneme sahip sonuçlarý da beraberinde getirecektir. Devletsiz, sýnýfsýz, cinsiyetçi ataerkil kültür kalýntýlarýnýn eritildiði, ekolojik yaþamla dengeli bir siyasal organizma her muhalif Kürdün yaþattýðý bir ütopya olmasýna karþýn, toplumsal ve bireysel karþýtlýklarýn örgüt ve parti pratikleri aracýlýðýyla totalleþtirilmesi edilmesi, farklý inisiyatif ve temsiliyetlerin bastýrýlmasý - ötekileþtirilmesi yaþanan krizin ana temelini oluþturmakta.
Çözüm ne ortodoks totalleþtirici ideolojilere sarýlmakta ne de burjuva demokratik cumhuriyetin uslu vatandaþý olmayý kabullenmekte yatýyor. Geçmiþin toptan reddiyesi kolaycýlýðýna itibar etmeden de "þimdideki gelecek"i örmek mümkün. Ulus-devlet projesinin tarihsel dayanaklarýný yitirdiði günümüz küresel denkleminde siyasal ve kültürel reformlar talebiyle verili iktidara eklemlenerek bir alt-ulus kategorisi olmayý onaylatmak Kürt bireyinin çeliþkiler yumaðýna dönüþen sorunlarýna çözüm gücü üretmekten uzak bir rotadýr. Modern uygarlýðýn üzerinde temellendiði deðerlerin aþýlmasý yönündeki sorgulayýþlarýn tavan yaptýðý bir çaðda, endüstriyel gerilik gerekçeleriyle bir ulusu modern toplumun hâkim modellerine uyarlama (cenderesine sokma) yönlendirmeleri tarihi yenilgiyi derinleþtirmekten öteye gidemez. Toplumlarýn geliþim aþamalarý ve geliþim çizgilerinin farklý olduðu göreceliliðinden hareketle Kürt coðrafyasýnýn özgül sorunlarý çerçevesinde her türlü hiyerarþik ve otoriter örgütlenme modelinin reddiyesiyle (önderliklerin programlarýna gereksinim duymadan) farklý bir toplumsal ve siyasal organizma inþa etmek, Ortadoðu'nun kanlý tahakkümcü tarihinde neden bir kýrýlma veya kopuþ yaratmasýn? Her Kürt öznenin tekil krizleri ekseninde oluþturacaðý özerk ve esnek örgütlenmeler aðýyla iktidarýn altýný oyacak bir radikalizmi beslemesi hayatýn tüm veçhelerine yayýlan bir dönüþümün –sýradan/gündelik hayatýn tüm cephelerinde açýlacak bir savaþýmýn– fitilini ateþlemek olur.
Peki nasýl? Bu soruya karþýlýk verecek olan kendi kaderini kendisi tayin edecek olan Kürt bireylerine düþtüðü ön kabulünden þaþmamak kaydýyla bazý siyasal ve etik önermelerde bulunmayý özgür bireyselliðin bir hakký ve gereði olarak görmekteyim yalnýzca.
Bir an þöyle bir hayal kuralým birlikte. Hiçbir Kürt gencinin askere gitmediði, Kürt çiftçilerin ürünlerini devlet ofislerine vermediði, Kürt vatandaþlarýn oylarýný hiçbir iktidar partisine vermediði gibi bu tip partilerin baþkanlýðýna ve temsilciliðine soyunmadýðý, vergi vermeyip kendi coðrafyasýnýn bütün yeraltý ve yerüstü kaynaklarýna sivil direniþlerle el koyduðu bir coðrafyada hangi iktidar iþleyebilir? Güzel bir ideal ama mümkün deðil seslerini duyar gibiyim. Ýdeallerini anlatan bir Ýspanyol anarþiste dinleyicilerden biri güzel ideallerin var ama gerçekleþmesi mümkün deðil sözüne karþýlýk Ýspanyol anarþistin verdiði cevap çok manidar: peki þu an mümkün olan þeyler çok mu anlamlý?
Mümkün olan þeylerin veya mümkün kýlýnmaya çalýþýlan þeylerin hiç de anlamlý olmadýðýný Kürtlerden daha iyi bilen veya yaþayan bir Ortadoðu halký olmasa gerek. Tarihi boyunca devlet kurumsallaþmasýný kendi ulus kimliðiyle yaþayamamýþ, baðrýndan yüzlerce eþkýya ve kendiliðinden geliþen isyan çýkarmýþ, her dem doðanýn kucaðýnda bir yaþamýn izini sürmüþ savaþçý ve direniþ geleneði güçlü yýkýcý bir halk olmayý becermiþ "doðal anarþist kürtler"in, öðretiler ýþýðýnda bir anarþizme göz kýrpmasý - muhalif bir çýðlýða dönüþmesi tarihin bir ironisi olmaz sanýrým. Kürt ulusunun farklý çýkar, sýnýf ve karþýtlýklar içeren homojen bir kategori olmadýðý, ulusal kimliðin kurgusal –idealleþtirmelere açýk bir söyleme dönüþtürülmesinin yaratacaðý siyasal arýzalarý tarihten öðrendiðimiz derslerle unutmadan kitlesel öfkenin isyan süreci içinde yaratacaðý sonuçlarý öngörmek de mümkün deðildir. Teolojik düþüncenin bir uzantýsý gibi görünen toptan kurtuluþ projelerine bel baðlamadan, kadýnlarýn, gençliðin, sokak çocuklarýnýn, köylülerin, metropollerde tutunamayan maðdur Kürt bireylerinin kendi cephelerinde özerk örgütsel yapýlarla sivil itaatsizlik ve direniþ kültürünü kitleselleþtirmeleri, yýllara yayýlan askeri savaþ sürecinden daha kalýcý kazanýmlar yaratabilir.
Bir zamanlarýn meþhur sloganý "Devrim hemen þimdi!" ortodoks ezberimizi bozan bir yaþamsallýk kazanabilirse yeni bir siyaset dilinin þemsiyesi altýnda anlaþabilmek ve paylaþmak daha kolay olacaktýr. Leninist örgütlenme ve önderlik modelinin Kürt siyasal hareketi süresince yarattýðý tahakküm kültürünü ve tahribatlarý görmek için, sayýlarý her geçen gün artan hainler(!) aritmetiðine bakmak yeterli. Hain bütün yalnýzlarýn en yalnýz olanýdýr, çünkü doðrularýnýn betonlaþan bu siyasal ve ahlaki kuþatýlmýþlýkta bir yankýsý yoktur . Farklý her söylemi ve ayrýksý duruþu marjinalleþtiren politik kültürümüzle yüzleþmenin zamaný gelmedi mi hala? Ýktidarý, Türkiye Cumhuriyeti'nin askeri veya polisiye aygýtlarý olarak belleyen bir bilincin kendi muhalif dünyasýnda yarattýðý su geçirmez iktidarýný görmesi elbette mümkün deðildir. Cioran'ýn "En büyük zalimler, kafasý kesilmemiþ mazlumlar arasýndan çýkar" sözü sakýn biz Kürtler için söylenmiþ olmasýn. Ýktidar elbette ki bir iliþki ve davranýþ düzeneðidir ve gündelik yaþam pratiklerimizde kendini yeniden üreten bir olumsallýða sahiptir. Karþýt güce göre konumlanmak zamanla karþýt gücün dil kodlarýyla belirlenmeyi ve düþmana benzeþmeyi kabullenmektir. Devrim bir karþýt olma kültürü deðil dýþýnda kalmak ve alternatif yapýlar üretmektir. "Devrimi yapamazsýnýz. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzda ya hiçbir yerde..." ( Ursula K. LeGuin)
Son olarak yaþamý siyasallaþtýrmak yerine siyaseti yaþamsallaþtýrarak, hayatýn tüm veçhelerine nüfuz eden anti-otoriter bir kültürün kök salmasýna ivme katarak, dil ve davranýþ kodlarý dönüþtürülmeli ve bu dönüþümden doðacak bir anarþist etikle yeni bir dünya tasavvur etmek temel kalkýþ noktamýz olmalý. Tüm toplumsal problematiklerin eþdeðer olduðunu ve hiç bir çeliþkinin merkezi rolünü kabullenmeden, sorunlarýn hiyerarþik hale getirilerek bazý taleplerin ötelenmesini beslememek de etik duruþumuzun önemli bir parçasýný oluþturmalýdýr. Her siyasal doktrine yýllarca kadro ve kitle desteði sunmuþ bu esmer ulusun anarþist seslere kulak kabartmasý bu labirentten çýkmanýn kapýsý rolünü oynayabilir...
al sana cevap