Direkt zum Inhalt

Kürt Çığlığı/Bahoz Şavata


On yıllardır Kürt halkının özgürleşme çığlığı söz ile öfke ile kalkışmalar ile ve savaşımlar ile denendi. Bu aşırılıklarda her seferinde canlı bedenler vardı, kendini insani değerler uğruna siperlere, ölümlere sunan. Lakin karşısında hep sessiz kalan, onu duymazlıktan gelen yâda onu suçlayan yâda onu aşağılayan ve sömürgeci kampları ile kuşatan faşist devletleri ile hükümetleri ola geldi. Onlar için bu isyancılar "Terörist" idi, "Çete" idi yada en fütursuz kahpe iftiralar ile ‘Bebek Canisi’ idiler.!

Kendi toprağında esir alınmış bu halkın zindanlara tıkılmış insanların idealleri için uğruna en son kullandıkları ölüm orucu eylemine dahi; ya “blöf” ya “şantaj” ya “komplo” diyenlerin olduğu faşist bir kamp oluştu.

İlginçti. “Nereden çıktı şimdi bu açlık grevi, İnsanlar hiç kültürel haklar için bedenlerini ölüme yatırırlar mı?” diyerek bu kampa katılan ne yazık ki Kürt kampında olan ”ne olduğu müphem fikirler ile hala meydanlarda olan?” yılların politikacısı olanlar da vardı. Nasıl bir fütursuzluk? Varın siz yargılayın...

Oysa açlık direnişinde olan insanlar Kürt halkının en onurlu savaşı için bütün bu savaşımın içinde yer almışlardı.! İnsanlığı en insani haklarını; Kürt halkının en insani demokratik haklarının kullanımını talep ediyorlardı, diğer taleplerinde bu savaşımda kendilerine önderlik yapmış önderlerinin hapishane koşullarında ona gayri kanuni dayatılan bir takım tecrit koşullarının düzeltilmesinin talebine dairdi.

En insani duruş bu noktada bu hakların karşılanması için belli adımların bir an önce atılması şeklinde olması gerekirdi. Bu eylemleri izleyen ve duyan insanlarında bu çığlıklar karşısında erdemli olması gerekirdi. Bu insani taleplere destek sunması gerekirdi.
Hadi Kürt halkının hasımlarında faşist kimliği nedeni ile bir yerde insancıl vicdani bir yaklaşım bulamaya bilirsiniz. Fakat bu kampla birlikte hareket ettiği apaçık ortada olanlara ne demeli? Yani onlara söz oyunları ile destek sunan yılların Kürt aydınlarına ne diyeceksiniz? Başka bir “kibirlik” ya da “komplocu kafa” mı vs.
PKK 'nın siyasal konumu ayrı bir yerdedir. Şu an için yapılan eylemin ise demokratik talepleri ayrı yerdedir. Bunu bilmemizlikten gelen, laf ebeliği yapan yada PKK karşıtlığını “komplocu” tanımlar ile süsleyen malum kişiler ne yapmak istiyor. Bu Malumlar, Bağımsızlık bayrağını yükselttiler de arkalarında insan mı bulamadılar. Demezler mi , hodri meydan, biraz da asli düşmanın ile mücadele et! Diye..

Bu yaklaşımlar doğru değildir. Bizlerin de geleneğine ters düşer. Ayrıca şu çok iyi bilinmelidir ki, Kürt halkının asli demokratik taleplerini hiçbir güç bundan sonra ters istikamette yönlendiremez, yaparsa altında kalır. PKK ve onun lideri de bunu kafasına kazımak zorunda..Kürt milletinin eşit hakları ona verilmedikçe yada teslim edilmedikçe birlik formülleri sona erer, Kürt halkı bu haklarını gerekirse ayrılık üzerine geliştirir.

Bir parti taraftarı liderleri için ön gördüğü siyaseti size ya da Kürt halkına zarar veriyorsa karşı çıkabilirsiniz. Fakat size zarar vermeyen ya da Kürt halkına zarar vermiyorsa ve bu liderin en hukuki haklarını savunuculuğu yapılıyorsa buna da yürüten o parti taraftarlarına saygı ile yaklaşmanız gerekir. Bu parti liderinin fikirlerini benimsemesek dahi.

Gelin başka bir havayı teneffüs edelim…

Kürt halkı PKK nin bu eylemini sahiplenmiştir. Bu eylem Kürt halkının son yıllarda yücelttiği ve uluslar arası alanda en büyük eylemi olmuştur. Yapılan Kürtlerin en meşru en demokratik hakları olan bir eylemdir. Güney Batı Kürdistan’daki –Suriye- vaziyeti de dikkate alınarak bu dönem Kürt kimliğinin bölgesel bir sorun olduğu dünya tarafından görülmesi için eylem özellikle ayrıca desteklenmelidir. Hali hazırdaki eylemin taleplerinden; “Kürtçenin eğitim dili olması ve bu dilin kullanımı önündeki tüm engellerin kaldırılması” talebi bu eylemde en uzlaşılmaz ve “olmazsa olmaz” talep olmalıdır. Ve bu demokratik talep bu eylemin esas talebi olarak belirlenip eyleme destek verilmelidir. Ahlaki olarak ise Açlık Grevinde olan insanlara hep saygılı olmak gerekir. Hiçbir çirkinliğe asla prim verilmemelidir. Onun yaşamsal talebinin yanında olmak gerekir.

Eylemin geldiği nokta KUKM de yeni bir sürecin başlangıcıdır. Kimse bu süreçte kayıtsız kalamaz. Kürt halkı yalnız bırakılamaz, bu onurlu kavgada her kes bir biçimde yer almalıdır. Olay bir Partiye değil, Kürt halkına artık mal olmuştur. Zaten onun asli taleplerinden birini en demokratik yollardan talep etmektedir. Dünya tarihinde yer alacak bir Kürt Çığlığı’dır.

16 KASIM 2012

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.