Ana içeriğe atla

Sayın Memo Şahin İle Kürdistan Kongresi/Konferansı Üzerine

Son yıllarda Kürdistan'ın farklı parçalarında "Ulusal Kongre" ve "Kürdistan Kongresi" gibi girişimlerden söz ediliyor. Fakat bugüne kadar Kürd kamuoyunda bu konuda ciddi bir tartışma yaşanmış değildir.

Bundan dolayı biz Newroz.Com olarak farklı biçimlerde ve farklı alanlarda yıllardan beri Kürd siyasal yaşamının içinde yer alan arkadaşların "Ulusal Kongre"ye ilişkin düşüncelerini almak istiyoruz.

Aso Zagrosi: Genel olarak "Ulusal Kongre'den ne anlıyorsunuz. Başka ülkelerde yaşanan "Ulusal Kongre" tecrübeleri hakkında bize söyleyebilirsiniz?

Memo Şahin:En genel anlamiyla Ulusal Kongre bir ulusun en üst yasama organıdır; tüm ulusun kaderine ilişkin kararlar alan, bu kararları denetleyen, aldığı kararların tüm kesimleri bağladığı, tüm ulusal kesim ve katmanların temsil edildiği en üst organ; daha genel ve uygulanan biçimiyle Ulusal Parlamento veya Meclis’tir.
Devletlerini kurmuş demokratik ülkelerde Parlamento’lar bu işlevi görür. Ulusal kurtuluşa henüz ulaşamamış toplumlarda ise ulusal güçlerin bir araya gelerek oluşturdukları birlikler bu fonksiyonu yüklenir. Bu kimi ülkelerde Ulusal Kongre adıyla tanımlanabilir, bir başka çoğrafyada Ulusal Cephe, daha farklı bir diyarda ise başkaca bir isimle adlandırılabilir. Ama hepsinin olmazsa olmazı, yani ortak paydası farklı ulusal güç ve katmanları, kesimleri biraraya getirerek ulusun ortak çıkarları doğrultusunda bir konsensüste, uzlaşmada, ortak çıkarlarda buluşturmaktır.
Bu Güney Afrika’da Afrika Ulusal Kongresi (ANC), bir Filistin’de Filistin Kurtuluş Örgütü (PLO), 1980’li yılların sonunda Güney Kürdistan’da olduğu gibi Bereyê Kurdistan (Kürdistani Cephe), ya da bir El Salvador’da FLMN, Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi olarak karşımıza çıkar.
Ve bunların tümü Ulusal uzlaşıya tekabül eder. Yani tüm ulusal güçlerin üzerinde hemfikir olabilecekleri ortak paydayı yakalayarak yaşama geçirmek için harekete geçmektir amaç.
Saydığımız örgütlerin amaçları; Güney Afrika’da ırkçı Apartheid rejimin tahttan indirmek, Filistin’de Filistin halkının toprakları üzerinde özgürce yaşamasını sağlamak, Kürdistan’ın Güney’inde ülke topraklarını Saddam rejiminden kurtarmak ve El Salvador’da diktatörlüğe son vermekti.
Bu ortak amaçlar doğrultusunda farklı ulusal güçleri bir pota altında toplayıp harekete geçtiler ve başarılı oldular. Başarının sırrı birlik olmaktı. Onlar bunu kavrayıp gerekeni yaptılar ve hedefe ulaştılar.

Aso Zagrosi: Tarihsel olarak Kürdlerin "Ulusal Kongre" girişimleri oldumu? Eğer Kürdlerin böyle girişimleri olduysa bugüne kadar neden başarılı olmadı?

Memo Şahin:Kürtlerin de adı Ulusal Kongre olmasa da bu yönde çabaları hep oldu. Örneğin Peymana Sê Sînor bunların en başlıcası. Kürdistan’ın işgal altındaki faklı parçalarından gelen temsilcilerin 1944 yılı yazında sınır üçgeninde Dalanper Dağında buluşmaları bunlardan biri. Yine bu çerçevede Ölümsüz Mustafa Barzani’nin çevresindeki insanlarla birlikte gidip Doğu Kürdistan’da Kürdistan Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak için göterdiği çaba buna örnek olarak verelebilir. Ya da 1900’lü yılların başında İstanbul’da oluşturulan ortak örgütlenmeler, bu amacın birer nüvesi olarak adlandırılabilirler.

Ayrıca farklı parçalardan birbirine yakın Kürt yurtsever örgütleri bu yönde çaba içinde hep oldular. YNK, PDK-İran, PSK ve Partiya Pêşverû’nun 1980’li yıllarda bu yönde girişimleri oldu. Aynı şey PDK çizgisine yakın duran örgütler için de geçerli. Ya da Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) bu amaçla oluşturuldu.

Ne var ki tüm bu girişimler istenen başarıyı sağlayamadılar, yarım kaldılar ve belirlenen amaca ulaşmakta yetersiz oldular.

Bunun nedenleri ise genel anlamda biliniyor. Kürdistan parçalı. Kürdistan coğrafyasının sömürgeci devletlerin dışında dışarıya açılan tek milimetrekarelik bir penceresi yok. Dört sömürgeci devletin Kürt sorunu planında oluşturdukları işbirlikleri, paktlar ortak bir tavır geliştirmeyi engelledi. Ve yine her sömürgeci gücün uluslararası bağlantıları oldukça güçlü. Tüm bu nedenler ulusal bir tavrın ortaya çıkmasını önledi.

Aso Zagrosi: Kürdistan gibi parçalanmış bir ülkede "Ulusal Kongre" ne anlama geliyor? Kürd siyasal yapıları tüm dünya halklarının sahip oldukları ulusal hakları talep etmek için bir "Ulusal Kongre" de birleşmeye hazırlarmı?

Memo Şahin:Kürdistan tek bir devletin hakimiyeti altında olsaydı, belki sonuç almak çok daha kolay olurdu. Ya da iki devlet arasında paylaşılmiş olsaydı, durum bu kadar çetrefil bir hal almazdı. Ama dört devlet bir asırdır Kürtlerin temel haklarına kavuşmalarını engellemek için tüm güç ve olanaklarını seferber ediyor. Kendi aralarındaki çelişkileri, sorunları bir yana bırakarak Kürtlere karşı ortak tutum sergiliyor.
Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri istemediği için Kürt partileri ortak amaçlar uğruna biraraya gelemediler. Kürdistan’ın parçalı konumu yurtsever örgütleri dışarıya açılmak, lojistik destek sağlamak, barınmak ya da zaman zaman nefes almak için başka bir parçayı elinde tutan sömürgeci bir devletle ilişkiye mecbur etti. Bu bize ters de gelse, bir realiteydi, bir gerçeklikti. Bağdat’la, Tahran, Ankara veya Şam’la ilişki içinde olunca da tüm ulusun kaderine lişkin ne ortak örgütlenme yaptırırlar adama, ne de karar aldırırlar. Bizim gerçekliğimiz ne yazık ki buydu düne kadar.

Aso Zagrosi: Kürdistan'ı işgal eden ve sömürgeleştiren ülkelerle farklı parçalardaki Kürd partilerin girdikleri ilişkilere bakıldığı zaman dünya Kürdlerinin gerçek talepleri nasıl programlaştırılabilir?

Memo Şahin:On yıl önce, yirmi yıl önce durum buydu. Ama 1991’den buyana ülkemizin Güney yakası özgür, Kürt yurtsever güçlerinin denetimi altında. Böyle olduğu için de istisnasız tüm Kürt partileri 1991 yılından sonra Kürdistan’ın Güney’ini mesken tuttular. İyi de yaptılar. Son sekiz-dokuz yıldır ise ülkemizin bu parçası büyük bir sıçrama yaptı. Kürdistan’ın Güney’i resmi bir statü kazandı. Kürdistan federal Irak’ın bir parçası oldu ve Kürt dili resmiyet kazandı. Parlamento ve hükümeti, seçilmiş bir “Devlet”başkanı, ordusu ve polisi, uluslararası ilişkileri olan devlet içinde bir devlete dönüştü Kürdistan.

Hewlêr 25 önemli ülkenin konsolosluk ve temsilciliklerinin olduğu bir başkent ve kek Mesud Barzani Beyaz Saray’da ağırlanan, gittiği başkentlerde hak ettiği ilgiyi gören bir devlet adamı.

İşte tüm bunlar Hewlêr yönetiminin elini güçlendiren faktörler. Böyle olduğu için de Hewlêr İran’la PJAK arasında arabulucu, Kandil ile Ankara arasında köprü olabiliyor ve Batı Kürdistan’dan Kürt partilerini biraraya getirebiliyor, Hewlêr’de ağırlayabiliyor.

Böyle olduğu içinde Sayın Mesud Barzani sadece Hewlêr’de değil, ziyaret için gittiği Ankara’da da Kürt sorununun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini, bu işin çözümü için muhatapların –Ankara ve PKK’nin- biraraya gelmesi gerektiğine işaret edebiliyor ve Kürtler arası bir çatışmanın artık olmayacağını yüksek sesle dile getirebiliyor.

Bu aynı zamanda bir özgüvenin de işareti. Bunlar dün olmayan, ama bugün artık pratikte yaşam bulan ve tüm Kürtleri memnun eden gelişmeler.

Ulusal Kongre ya da Birlik zaruri, hayati. Ama bundan önce her parçanın öncelikle kendi birliğini örmesi gerekiyor. Doğu Kürdistan’dan yurtsever güçler kendi aralarında biraraya gelip ortak noktalarda güçlerini birleştiremezlerse, Kürdistan’ın Kuzey’inde fiili bir Birlik ortaya çıkmazsa, toplanacak bir Ulusal Kongre ya da Konferans’ta olsa olsa tafsiye ve nasihat çıkar. Bu da ne kadar beklenen, istenen, arzulanan sonucu doğurur, tartışılır.

Aso Zagrosi: Daha somutlaştırmak gerekirse Türkiye ve İran ile ciddi ekonomik ve siyasal ilişkiler içine giren Kerkük, Xaniqin ve Musul gibi Kürdistan toprakları meselesinde Irak Araplarıyla ciddi problemleri olan Güney Kürdleri Kuzey ve Doğu Kürdistan Kürdlerinin "Ulusal Talepleri" konusunda ne önerebilirler?

Memo Şahin:Her parçanın yurtsever örgütleri öncelikle kendi aralarında birliklerini örmeliler. Şayet ortak mücadeleye, amaç ve yöntemlere ilişkin olarak ortak bir tavır ve tutum geliştirilebilinirse, iş daha da kolaylaşır, dolambaçlı yollara gereksinim kalmaz. Dolambaçlı yollardan da hedefe ulaşılabilir, ama bu daha fazla zaman, enerji ve güç gerektirir.

Kürt Yurtsever Hareketi’nin yapması gereken, öncelikle her parçada güçlerini ortak amaçlar doğrultusunda biraraya getirmektir. Diğer parçalardan yurtsever örgütler bu işte yardımcı olabilir, önerilerde bulunabilirler.

Ulusal Konferans’ın toplanması durumunda dünya kamuoyuna en genel anlamıyla “Kürdistan, parçalı da olsa tek ve ortak vatan, Kürtler de tek bir ulusun fertleridir” mesajı verilebilir.

Aso Zagrosi: Arap Kürdü, Fars Kürdü ve Türk Kürdü yada bu devletlerin sınırlarını temel alan ve bu sınırlar çerçevesinde "Kürd Sorunu" çözmeye çalışan anlayışların hakim olduğu bir "Ulusal Kongre"ye ihtiyaç varmı? Böyle bir "Kongre" geleceğe ilişkin Kürd kuşaklarını zor durumda bırakmazmı? Onların iradelerini hipotek altına almazmı?

Memo Şahin:Şayet Kürt ulusu bir ve tek ise, yine Kürtlerin yurdu bir ve tek ise ve bu ortak vatan Kürdistan’sa tüm Kürtlerin olmasa da ezici, ama ezici çoğunluğunun istemi ve talebi ülkesinin kurtuluşu ve birliği; halkının, ulusunun özgürlüğüdür. Diğeri teferruattır, real politikanın bugüne tercümesiyle bir “gereğidir”. Başka bir deyişle deveye hendek atlatma girişimidir.

Bu dün Kürdistan’ın Güneyi’nde “Irak’a Demokrasi, Kürdistan’a otonomi” biçiminde zuhur ediyordu. Ama süreç öyle gelkişti ki, bugün bu söylem ve talep Kürdistan’ın bağımsızlığına kapıyı araladı.

Toplanması istenen bir Ulusal Kongre veya Konferans’ta da “Arap Kürdü, Fars Kürdü veya Türk Kürdü”ne bu anlamda bir ekmek çıkmaz. Gelecek kuşaklar da, bugün bu mücadeleyi omuzlayan nesiller de rahat olsunlar. Endişeye kapılacak bir durum en olumsuz koşullarda dahi ortaya çıkmaz. Kürtler sırat köprüsünü çoktan geçtiler.

Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre"ye ilişkin çıkan çeşitli haberlere bakıldığı zaman daha çok sömürgeci güçlere kullanılacak mücadele biçimleri ön plana çıkıyor. Siyasal hedeflerden ziyade mücadele biçimleri konusunda bazı kararlar alınırsa ve uygulamaya konulsa Kürdler arasında yeni çatışmalara neden olmazmı?

Memo Şahin:Türk devleti Ulusal Kongre veya Konferansa “vize” çıkararak PKK’nin silahlı mücadeleyi paydos etmesini ve güçlerini ya geri çekmesi ya da teslim etmesini amaçlıyordu. Ama bu proje bundan üç yıl önce çöktü. Buna rağmen ama Türk devletinin hesabı bunun üzerine bina edilmiş. Bu Türk devletinin ve ona Ortadoğu’da ihtiyaç duyan müttefiklerinin, en başta da Amerika’nın hesabı. Bir de Kürt tarafının hesabı var.

Irak’da durumun nereye varacağı, Suriye’nin hangi limana yanaşacağı, Türk ve Fars devletlerinin nerede duracakları hesaba katılmadan, hiçbir Kürt bir başkasından kendi imhasını da getirecek ölümcül bir karar almasını bekleyemez.

Varsayalım ki toplanması düşünülen, ama bu koşullarda toplanması oldukça güç gözüken Ulusal Konferans toplandı ve PKK’nin silahlı mücadeleye son vermesi ve güçlerini dağıtması veya geri çekmesi tavsiyesinde, önerisinde bulundu. Bunun bir yaptırım gücü olabilir mi?

Her hangi bir Ulusal Konferans veya Kongre ön hazırlıksız, iki-üç gün biraraya gelerek yaptırım gücünde kararlar alamaz. Alacağı kararlar tavsiye niteliğinde kararlar olur ve bağlayıcılığı olmaz. Bunun olabilmesi için tek tek parçalardan en geniş birlikteliklerin önceden yaratılması ve Ulusal Kongre’nin Ön-Sözleşmesinin, Anayasası’nın temel konularda berraklaşması gerekir.

Ayrıca düne oranla bugün Kürt hareketinin kaderi, geleceği birbirine sıkıca bağlı. Yaşanacak bir iç çatışma Kürtlerin elde ettikleri kazanımları da sıfırlar. Kürtler bunun bilincine sanırım çoktan vardılar.

Aso Zagrosi: Türkiye'de bazı çevrelerin "Kürd Ulusal Kongresine" "pozitif" yaklaşması gibi bir izlenim var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Memo Şahin:Onlar kamuoylarını oyalamakla meşguller. “Pozitif” kararla PKK’nin silahlı mücadelesini durdurması amaçlanıyorsa, bunun Kürt mahellesindeki karşılığı da Kürdistan’ın Güneyi’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması, tescil edilmesi, Kuzey’de ise eşitlik temelinde bir çözüme hazır hale gelinmesidir. Kaldı ki Türk devleti Kürdistan’ın bağımsızlığını tanısa bile, bunun ne kadar süreceği tartışmalıdır. Toplanması düşünülen Konferans veya Kongre de tüm bu olasılıkları değerlendirebilecek kapasitededir.

Aso Zagrosi: Eğer Güney Kürdistanlılar Kerkük, Musul, Xaniqin ve Mendeli'nin içinde yer aldığı Bağımsız Kürdistan'ı ilan ederse ve Irak Araplarıyla çatışma içine girerse diğer parçaların Kürdleri belli bir dönem "Bağımsız Güney Kürdistan" için Güneylilerin istemleri doğrultusunda hareket edebilirlermi? Buna hazırlarmı?

Memo Şahin:Dün nasıl ölümsüz Barzani Doğu Kürdistan’ın carına yetişmişse, yine dün nasıl Kuzey Kürtleri onlarca yıl Güney’de canlarını ortak utku ve gelecek için feda etmekten çekinmemişlerse, bugün nasıl bir Afrinli gidip Dersim’de, bir Amedli Mahabad’ta, bir Suleymaniyeli Kars’ta mücadele edip yaşamlarını feda etmişlerse, o gün geldiğinde her Kürt olmasa da, Kürtlük bilincine varmış her yurtsever ülke ve vatanının Güney parçasını savunmak için seve seve mücadeleye koşar.

Bu anlamda da Mam Celal’in “Ankara’ya verebilecek tek bir kedimiz bile yok”, PKK’nin “Kerkük’ü tüm gücümüzle savunmaya hazırız”, Kek Mesud’un “kardeş kavgası dönemi sona erdi” açıklamalarını birlikte okumak gerekir.

Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre" siyasal Kürd partilerinin mi Kongresidir yoksa tüm Kürdlerin mi kongresidir? Böyle bir kongre yapılsa hazırlıkları nasıl yapılabilinir? Diyaspora Kürdleri nasıl bir rol alabilir?

Memo Şahin:Toplanması gündemde olan, anladığım kadarıyla bir Ulusal Kongre değil, bir Ulusal Konferanstır, bir istişare toplantısıdır. Ulusal Kongre ile Ulusal Konferans’tan anlaşılanlar birbirlerinden oldukça farklı.

Ulusal Kongre bir kuyumcu titizliği ile ön hazırlık gerektirir ve kararları tüm ulus için bağlayıcıdır. Ulusal Konferans ise karşılıklı bilgilendirme, görüş alış-verişinde bulunma, tavsiye niteliğinde bağlayıcılığı olmayan kararlar alma ve bir iyi niyet deklare etme toplantısıdır.

Bunun ardından ise beklenen Ulusal Kongre’nin toplanmasıdır. Bunun için ise hem her parçada, hem de Diaspora’da iyi bir ön hazırlık yapılması gerekir. Hem her parçanın kendi içinde birliğinin, hem de bir Ön-Sözleşme, bir Anayasa’nın şekillenmesi zorunludur.

Ayrıca unutulmaması gereken bir nokta daha var. Kürdistan’ın Batısı’ında yaşayan tüm halk kadar, Avrupa’da onlarca yıldır yaşayan, farklı parçalardan ve dünyanın onu aşkın ülkesinden gelen bir Kürt kitlesi de mevcut. Bunların da görüş ve önerilerinin toplanması, düşünülen Konferans veya Kongre’ye yansıtılması gerekir.

Böyle olmasına rağmen ne bir ön toplantı, ne de bir hazırlık sözkonusu. Oysa oluşturulması düşünülen ulusal bir organda bu kitle önemli rol ve işlev üstlenebilir. Binlerce, onbinlerce yetişmiş ve birkaç dil bilen, yaşadıkları toplumlarla ilişki içinde olan bu kadrolar böyle bir ulusal yapılanmada önemli roller üstlenebilirler. Nasıl ki gövdeden yoksun bir göz, kulak ve dil işlevini tam yerine getiremezse, bunlardan yoksun bir gövde de kendisinden beklenen fonksiyonları yerine tam anlamıyla getiremez!

Aso Zagrosi: Bu kısa söyleşi için teşekkür ediyorum. Ayrıca eğer söylemek istediğiniz ek bir şeyler varsa buyurunuz...

Memo Şahin:Ben de bu olanağı verdiğiniz için sağolasınız diyor, umudu yitirmeden, kuşa kurda yedirmeden tam yol devam edelim diyorum! Gelecek Kürt halkınındır ve bu da yakındır!
[email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.