Ana içeriğe atla

Beko Evanlar İş Başında!

Kürdistan Federe Devlet Başkanlığı ve parlemento seçimleri oldu. Hoş karşılanmıyacak, -her seçim sürecinde her ülkede olabilecek- bazı küçük olaylar olsa da, herkesi hayrete düşürecek bir olgunlukla başarılı bir şekilde sonuçlandı. Dostları sevgi seline, düşmanları çatlattı.Mesud Barzani, halkın doğrudan iradesiyle, ezici çoğunlukla yeniden Kürd Federe Devlet Başkanı seçildi. Kürd milletine hayırlı olsun. Bu süreçte o koltuğun hakkını verecek olan da, Mesud Barzani'den başkası değildir. Bunu da, mücadelesiyle hak etmiştir.İkincisi, Goran Hareketi'nin büyük bir başarı göstererek parlementoya girmiş olması büyük bir kazanımdır. Önemli bir gelişmedir. Kürdistan da, demokrasinin yerleşmesi, kökleşmesi buradan geçer. Sorun Goran Hareketi değildir. Goran olmaz, bir başkası olur, ama her halükarda iktidar güçlerinin yanısıra güçlü bir muhalefetin oluşu, Kürdistan da demokrasinin kazanmasının teminatıdır. Bizler, seçime böyle yaklaştık. Hiçbir listeyi desteklemedik. Velevki destekleseydik bu dünyanın sonu da, olmazdı. Böyle bir düşüncemiz olsaydı bunu açıkça söylemekten de, kaçınmazdık. Bu huyumuzu herkes bilir.Bundan öte övünçle şunu söyleyebiliriz. Ortadoğu gibi demokrasinin d'sinin olmadığı bir coğrafyada Kürdler, herkese demokrasi dersi verdi. Kürdlerden de beklenen buydu.Kürdler de, devlet deneyimi yenidir. 18 yıl gibi kısa bir tecrübe sahibidirler. Şu anki devlet yetkilileri savaş kadrosudur. Dağdan indiler ve devlet kurdular. Kürd düşmanları, bu kadronun bir devlet kurabileceği ve yönetebiceğine inanmiyordu. Kendilerine atfedilen “aşiret ağaları” sıfatı idi. Küçümseme ile baktılar. Aşağıladılar.Ama yanıldılar. Kürdler, bu kısa süreç te, devlet yönetme tecrübesizlikllerine karşın büyük işler becerdiler. Büyük projelere imza attılar. Yerine gelecek büyük projelerde uygulamadadır.Ama yapabilecek çok işler olmasına karşın bazı büyük projeler yerine getirilemediler. Bunun nedeni biliniyor. İç ve dış nedenler olarak seslendiriliyor. Dış nedenden kaynaklı engelemelerden doğan başarısızlık anlaşılırdır. Fakat iç nedenlerden kaynaklı başarısızlık kabul edilemez. Bunun sorumluları vardır ve bu, dile getirilmelidir. Yurtseverliğin gereği budur. Bizlerin de, yaptığımız budur.Bizler, bunu daima yaptık. Güney önderliğin doğrularının yanında olduk, başarılarını destekledik, yanlışlarını eleştirdik, yapılması gerekeni dile getirdik. Ama hiçbir zaman ne onlara düşmanlık, ne de kimsenin yalakalığını yaptık. Zaten geldiğimiz KAWA düşünce geleneği farklılığıda budur.Kimi haddimi bilmez ciğeri peşpara etmez, paspaslanmış kişilik sahibleri, kalkıyor bizi birilerine şikayet ediyor. Seçim sürecinde izlediğimiz politikaya dayanarak, “Seçim propagandası sürecinde ... kuzeyli bir Site Goran Listesi’ni destekledi... Bunu da bir kenara not edelim” deyip Newroz Com Sitesini jurnaliyor.'Bakın işte sizleri ne kadar savunuyorum' diye kimilerine mesaj gönderiyor. Bu unsurun yaşamı hep birilerini jurnalamakla geçti. Jurnalci olarak kayıt altındadır. Kimliği kirlidir. O kadar kirlidir ki, hangi kapıya gittiğinde kovulmaktadır. Ne camiye, ne kiliseye yaranmaktadır. Ama o bunu bilmemezlikten geliyor. Yüzüne işesen yağmur yağıyora yoruyor. Hani birinin kıçına kazığı çakarlarken, yüzsüzlükten 'bu tak-rak sesleri nerden geliyor' diye soran adamın ruh halini yaşıyor.Bizi 'Goran'cı ilan ettiler. Eskidende YNK'li ilan edenler vardı. Fakat biz hiçbir zaman ne YNK'li, ne PDK'li olmadığımız gibi, bu gün de, Goran'cı değiliz.Bizim dediğimiz iktidarın olduğu yerde muhalefete olsun. Demokrasinin gereği budur. Bunun tersini savunanlar diktatörlüğü savunanlardır. Olabilir, onlar savunabilir, ama bunu bize savunduramazlar. Goran Hareketi'nin önderlerini tanıyoruz. PDK ve YNK önderlerini tanıdığımız gibi. Esas ta, onlara yaklaşımımızda bir fark görmüyoruz. Hepsini yurtsever biliyoruz. Bunu onlarda bilir. Bilmiyen, dahası bilipte öküz altında buzağı arayışında olanlardır. Birilerine yaramak adına tozu dumana katanlardır. Bir işe yarar mı, sanmiyorum. Daha önceleride bunu deneyenler oldu. Kimsenin işine yaramadı. Gittikleri kapıda kovuldular. Çünkü bizi jurnaledikleri kapı onları tanıdıkları kadar bizi de, tanıyorlardı. Gülüp geçiyorlardı. Bizi gördüklerinde de, bunlar; 'ne yüzsüz insanlar' deyip alaya alıyorlardı.Biz Güney devrimine karşı her dönem görevlerimizi en doğru bir şekil de, yerine getirdik. 1991 Newroz devriminde gücümüz oranın da, peşmerge ile omuz omuza savaştık. Yenilgi sonrası da, paniğe kapılmaksızın devrim ve halk için yararlı hangi görev varsa üslendik. Yararlı işler yaptık. Yaptıklarımızdan dolayı Mesud Barzani ve Celal Talabani tarafından yazılı olarak tebrik edildik. Tekrar ülkenin dörteüçünün kurtarılmasıylada daima yanlarında olduk. Büyük desteğimiz olmasada köstek olmadık. Ama o süreçte Sıraç Bilgin denilen düşkün, ne yapıyordu? Kürd Federe Devlet ve Hükümetine karşı “ikinci 15 Ağustos eylemi'nin mimarlığını yapıyordu. Güney Kürd Federe Devletine karşı, 'Botan-Bahdinan Hükümeti'ni kurmakla uğraşıp Güney parçamızdaki kazanımlarını boşa çıkarmak için serok Aposuyla canhıraş çalışıyordu. Bunlar da kayıt altındadır. Bizlerin veremiyeceğimiz gizli-kapaklı hiçbir hesabımız yoktur. Kimseden bir çekingemizde, minetimizde yoktur. Ama sicili bozuk olanların dosyası kabarıktır. Bu, nedenle herkes haddini bilsin. Had bilmek onurlu insanların meziyetidir. Karşımızdakilerde de, olmıyan budur. Bu düşkünlerle uğraşmaya ayıracak zamanımızda yok.Asıl meseleye gelelim.Şimdi Goran Hareketi, güçlü olarak parlementoya girdi. Çok ta iyi oldu. Devlet ve hükümet işlerinin daha şefaf yürümesi için bu kaçınılmazdı. Kürd halkı kendi iradesiyle bu kaçınılmaz gerekliliği yerine getirmiştir. Kürd-Kürdistan için hayırlı olan budur. Belki kimileri, bu gelişmeyi kısa zaman da, kavramiyabilir, hazmedemiyebilir, ama uzun sürede herkes bunu görecek ve kabulleneceklerdir. Demokratlarsa tabi.30 Temmuz 2009...

Be herif, Arkadasin Kimin adina konustugu önemli degil sen gercekelere bak kimin adina konustugu önemli degil be hey zirsop herif sayin H.H. yildirim sirac ve benzeri korkaklari Muhatap almaniz dogru degil cünkü o ve ona benzer yüzlerce korkak ve kackinlar var onlar mukalemun tipi insanlardir tarih onlari asla af etmez Sayin H.Hüseyin yilirim arakadasa bu yazisindan sonsuz tesekürler Cahiller catlasin

Sayin Sirac Bilgin`nin PKK ye yakinlik icinde oldugu dönemlerde diger Kürt Parti ve Örgütlerine karsi kiskirtici ve düsmanca tavirlarini KNK icinde faaliyet gösteren bir Hevgirtinci bir arkadastan da ögreniyorduk. Anlatildigina göre: 1996 yillinda bir kez daha PKK ile DKP arasinda gerginlikler olmus ve catisma asamasina gelinmisti. Bu durumda dönemin KNK baskani sayin VANLI bir toplanti cagrisi yaparak KNK kurulus komitesinin gelismeleri tartisip bariscil bir cözüme iliskin kara almasini planlamaktadir. YNK de bu Komitede hazirdir. Galiba brêz Nazim (simdiki Iran YNK sorumlusu) hazir bulunuyor. Tartismalara katilan Hevgirtinci arkadassin önerisi: PKK`ye yakin basin-yayinlarda ve Tv deki tirmandirici söylemlerin sona erdirilimesi, Ikinci adim olarak da, Bayan Mitterand, Sayin Mamud Osman, I. Serif VANLI, ve tspit edilecek baska avrupali siyasetcilerinde aralarinda oldugu bir heyetin tespit edilmesi, ve bu heyetin hem Öcalan hem de Mesut Barzani ile görüsüp bunun ve bundan sonraki gelismelerin önlenmesini öneriyor. Buna PKK liler bile sicak bakarken, denildigine göre, arka siralarda oturan Sirac Bilgin ise; " YOK CANIM DAHA NELER BIR DE BARZANI YE CICEK GÖTÜRELIM" diye itiraz ediyor.

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.