Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 17 April 2009

Bir olayın net sonuçlarını görmek için ya ondan uzaklaşmamız ya da uzak bir perspektift açıdan bakılması gereklidir.
Gündelik hayatta yaşanan olaylar özellikle de toplumsal olaylar da binlerce ayrıntı ve irade içinde bulunduğundan, bunu başarmak neredeyse olanaksızdır.
Ancak deha diyebileceğimiz beyinler ve insanlar tersini başarır.

Einstein, binlerce tarihi yazıları, fiziksel problemleri, kendinden önce yüzlerce bilim adamın eserlerini ele alarak İzafiyet teorisine ulaşmadı. O sadece kendine has olan imgeleme ve düşünme kabiliyeti ile İzafiyet teorisini çözdü. Bir örnek verirsek, kendisi daha lise zamanlarında "ben bir ışığın üzerine atlayarak seyahat etseydim, o hızla dünyayı ve eşyaları nasıl görürdüm" gibi basit ve keşfetici imgelerle teorisini yazdı.

Bugün biz Kürd ve Kürdistan denen olguların siyasal ve sosyolojik yapısını anlamaya ve çözmeye çalışıyoruz. Ama en büyük handikapımız ise bu olguların hala tarih değil yaşanan güncel olay olmasından, tam olarak uzak ve beraberinde bütünlüklü şefaf bir resmi yakalayamıyor olmamızdır.

Düşünsenize 2. Dünya şavaşı sırasında kimin, neyin.... doğru yada yanlış olduğunu insanlar anlayamazdı, ancak olayların bitiminden sonra resim yavaş yavaş meydana çıkıyordu.
Olaylar güncellikten çıkıp tarihi bir yola giriyordu.
70 yıllara gelindiğinde salt savaşı gerçekleştiren iradeler değil aynı zamanda aydın, sanatçı, siyasetçi, filozof.... denen kesimlerde, bu kirli savaşlarda rollerini gördüler.
Bugün Amerika ve Avrupa romanında, literatüründe, sinemasında...savaşa dair her şey yerden yere vuruluyor.
Ama savaş zamanlarında suçlu her zaman ötekidir.

PKK'yi eleştirmek kolay değildir, hatta bir paradoks olarakta insanların önünde duruyor.
Ondan dolayıdır ki Kürd halkı PKK'yi eleştirenlere sadece kızmazlar aynı zamanda acıyarak ve dudaklarını yana kaydırarak dalga geçerler; "bunlar gerçekten kafayı yemiş" ve "körler" derler.

Haklılarda.
Çünkü güncel olarak bu halk hala TC devleti tarafından kabul görülmüyor, öldürülüyor, coplanıyor, infaz ediliyor...ve buna karşı PKK hala bu insanların acılarını, intikamlarını, haklarını...biçim olarak dolduruyor ve gideriyor.
Ama ayrıntılarda, PKK'nin kendilerinden neleri götürdüğünü, sömürdüğünü... görmemeleri doğaldır.

PKK'nin objektij koşullarını yaratan TC devleti, ve bu örgüttün giderek kendi çocuklarını yemesi hoşuna gitmesinden olacak sorunu çözmüyor!, sürümceye bırakıyor ve olay helozonik bir girdap gibi 30 yıldır dolanıp duruyor.

Taraflar boyutunda kazanan ve kaybeden yok, ama kazanmayıp sadece kaybeden ise Kürd ve Türk halkı oldu.

Kürd tarafı, görece mücadelenin doğasına verdiği emek ve değerlerle bir çok kimliği ve hakkı kazandı.
Ama, ilerde bu olaylar tarih olmaya doğru seyrederken, kazandığı bu hakların ve kimliğin dili ile kayıplarınıda yazacak ve sinemaya dökecek.
O zaman kazanılanların kaybedilenlerin yanındaki kirini ve çirkinliğini görecek.
Ama iş işten geçmiş olacak.

[b]Tarih ve güncellik[/b] yazısını aşağıdaki cümlelerle bitirmiştim. [i]"O zaman, kazanılanların kaybedilenlerin yanındaki kirini ve çirkinliğini görecek. Ama iş işten geçmiş olacak!."[/i] Bu bir çelişkidir, denilicekki [i]"tüm uluslar kan döktü, çocukları öldü..."[/i] filan. Ben bir örnek varmak istiyorum. Kürd kadını bu kirli savaşta cesaretini ve fedakarlığını ispaltlamıştır. Özelikle Zeynep Kınacı (Zilan) bu konuda bir semboldur. Ama ilerde tarih bu Kürd kızının intiharını PKK'nin slogan ve lafazanlık için piyasaya sürdüğü [i]tanrıça, İnnana, melek[/i]...gibi hamasetler ile değil başka açılardan da görecek. Zilan, bedenini patlatarak salt TC'ye darbe vurmadı aynı zamanda Öcalan ve onun eğitimlerinden geçip Kürdistanda ağalık sistemi kuran komutanlarına karşı da bir darbedir. Zilan'ın mektupları ise çarşaf çarşaf medyaya sunarak halkın ve gerillanın inancını tazelemektir. Yaşananlar ise çok derindir. Dersim'de Zilanın zayıf olan bedeninden, aydın olmasından... dolayı nasıl aşağılandığı, hor görüldüğü hatta en yakın arkadaşının söylediğine göre tokatlandığı filan. O [b]hamaset sloganların[/b] altındaki asıl öfke salt TC'ye yönlenlik degildi, tarih olayın o kadar basit olmadığını bu halka gösterecek.

Zeynep "Kiz patika yürüyüsünde hep geride kalir,üstüne giderler cürük` diye. Yasadigi sürece `ise yaramaz bir yüktür`,ama ne zaman öldü,kahraman ve tanrica olur. Nerde yasami cok yükselten metafor,kelime varsa orda kesin yasami alcatma vardir. Yasam bu borsada gecersizdir,ancak ölüm iyi repo kazandirir size.Ama Öldügünüzden dolayi siz degil baskasi yer bunu. iste `zilan` denilen tanrica hikayesinin özü böyledir. Haberin var mi Zeynep!?. Bu yalan ve dalavereye karsi belkide kustun,ama sonuc iste!." jankurdistan 21 KASIM 2007 Mereto "Hastalikli bir vücüdün disavuran iltihabidir bu Mereto(Galip Enyüce) Ama zagroslarda bu hastaliga jitem türevi diyorlar. 7 asker öldürseydi `kahraman` ilan edilirdi. Kimse olayin bilimsel-sosyolijik nedenini sorgulamiyor,7 tane insani öldüren zehirili bir kisi ve sonuc;"hain,alcak,jitemli,intikam alinacak..." vb.masalarla kapatilip gidiliyor. isin dogrusu bu meretoyu cok iyi taniyordum,yeni katildiginda ayni yerde 1 yil kaldik. cok uslu ve mulayim biriydi,7 arkadasini öldürecek düzeye nasil geldi anlayamadim. Ama nasil geldigini cok iyi biliyorum,nasil anlatilirki. Zagroslarin kuzuyu canavarlastirma trajedilerinden biri." jankurdistan 01 NISAN 2008 Sunay Akin ölüm "Aslinda ben daha güzel ölürdüm arka bahcede askercilik oynarken tahta tüfegimle topraga uzanir annemin sesiyle dogrulurdum hemen -cabuk kalk üstünü kirlenecek hinzir! Yerdeyim yine bak annecigim n`olur kizma adimi cagir" Sunay Akin jankurdistan 15 ARALIK 2007 neden mi aktardim buraya!? belki jankurdistana kolaylik olsun diye belkide öylesine fakat tüm anlatimlarinda yada bu iki anlatiminda anisinda iki yitik candan bahs ederken sanki cok yabancisimis gibi disaridan ücüncü biriymis gibi anlatimlari her nedense dikatimi ceken oldu sanirsam jankurdistanin heval ,arkadas yada yoldas demeye alerjisi vardir. yaniliyorda olabilir,gözdende kacirmis da olabilirim. fakat her ne sekilde yada anlamda olursa olsun jankurdistanin tüm anilarinda hep kendisini soyutlamasi kendi gerceginin hangi gölgesi yada gölge oyunu olabilir olabilir düsüncesiylen jankurdistan`in blogundan aktardigim üc yaziyi sizlerlen paylasmak istedim. daha dikkatli okuyucularin da farkli tesbitleri yada farkli sorulari olabilir

Buna [i]cahilce[/i] demeyelim, senin istediklerini anlatmayan ve [i]'felsefe yapan Jan'[/i] diyelim. Değil mi!, nasıl olsa Net'te bir sürü yazı ve makale var, neden bende sana 'felsefe yapayım' ki!. [b][i]"Bildiklerini yaz"[/i] derken niyetin zaten meydana çıkıyor, itirafçılık yap ihsan etme diyorsun.[/b] Yanılıyor olabilirim senin hakkında, ama tersi olsaydı zahmet edip [i]'cahilce'[/i] kelimenin altına nedenlerini yazardın. [b]Ben bu Forumda bazı insanların insanı ele alış biçimini görünce[/b] Duran Kalkan ak sütten çıkmış biri olarak algılıyorum.

Iki satirlik elestiriyi de berbat algilamissin. Donup tekrar oku dersem hakaret olur. Tekrar ediyorum; bildiklerini anlatinca iyi oluyor, bilmedigin konuda agir yorumlar yapinca cahilik oluyor.Darwin ve evrim konusundada yaptin benzeri kotu agir bir hata ancak genctir ogrenir nasilsa kotasina girdi bu. bir kac ay icinde iki bilim devini bu olcude kotu aktarirsan bu kota hizla dolar. Unutma, cehalet bir olgudur herkesin ayrilmaz bir ozelligi, isaret edilince emir memir akla gelmez, duzletmek akla gelmelidir.Ortada emir yok. Kimi pkk hakkinda cahildir-sen degilsin. Kimisi de Einstain-Darwin hakkinda-asikar bicimde sen bu hususlarda merakli ama henuz cahilsin.Insan bilmedigi seyleri ogrenmek istiyorsa alingan olmak yerine caba harcamali. Haydi uzattik lafi biraz daha uzatalim, Einstain i neredeyse zihin deneyleri adi altinda vahiyle teori olusturan biri yapmissin. tek satirda. feci bir hatadir ancak cehaletle yapilir. es mi gecelim? Bircok konuda ve istisnasiz herkes icin cehalet yasamin ayrilmaz bir parcasi olarak gayet normal iken, cehalette israr etmek esseklik belirtisidir. Bu lafimi da hakaret olarak algilama, erken uyaridir. Elestiriye hazimsizlikla birlikte her elestiriyi emir seklinde algilamak iyi isaretler degil. Senin icinden cikip geldigin surec veya her neyse, sadece senin tarafindan analizi edilecek kadar onemsiz bir sey degil, ancak bu analizi yapamak durumda olanlarinda senin bu husustaki, birinci elden blgi, gozlem ve deneyimlerinden yararlamasi gerekir. Bunun icin bu konularda yazman cok iyi idi. Ise bilmedigin veya yarim yamalak bildigin mevzulari karistirinca, hem de neredeyse bir olgudan bahseder gibi yazinca iyi olmadi. Surekligin ve birbirine bagli zincirlenme birikimin vazgecilmez oldugu bilimde, butun ogrenilen (bu mecburi ve kacinilmaz) ve icinde yanlisliklar tasiyan (bu da kacinilmaz) seylere ragmen yepyeni bicimlerde dusunebilme yetenegini berbat ve yanlis bir bicimde tanitin. Bu bicimde dusunmeyi de her alana oneren bir cikarima vardin, neredeyse. Cikis noktan hatali oldugu gibi, vardigin sonuc da epey kuskulu. Ancak gene de sadece cikis noktana zekana guvenerek kisa bir elestri yazdim (simdi elestiri uzadi ters orantiya dikkat et! uzun elestiriyi sen davet ettin!). Cikar o bolumu bak bakalim vermek istedigin mesajdan veya yorumunda bir eksiklik olacak mi? Yoksa daha da net mi olacak? Siradan elestiriye verdigin tepkiye bakilirsa, seni onemli bir bicimde etkilemis, bicimlemis olan surec, dusunme yetilerini en az hasarla kurtaranlarda bile iz birakmis bir felaket. oyle anlasiliyor. hepimize kolay gelsin.

Aslında haklısın !, senin resmi pozitivist bilim anlayışına göre, benim söylemlerim tabii ki 'cahilcedir'. Darwin hakkında söylediğim [i]« şu an bilim modeline tam olarak oturulmayan yaratılış kuramı Darwinizm «[/i] tesbitimi salt Britannica, Larousse...gibi resmi yayınlardan değil, bağımsız bilim çevrelerine göz atarsan hala eksiklikleri ve deney, gözlem modellerine tam oturulmadığını sende görürsün. [b]Cahilik, bence Üniversite gibi kurumların açıklamalarını olduğu gibi inanmaktır.[/b] Ayrıca, ben Einstein gibi fizik ile uğraşan bir bilim adamının teorilerine hakim değilim. Ama Einstei'nin tarlada domates ekerken, kendisine gelen yaratıcı imge [i]’vahiyleriyle'[/i] İzafiyeti de keşfetmediğinin farkındayım. Tabii ki Einstein fizik dalında ve kendinden önceki birikimlerle kendi teorisini keşfetti. Hatta bu konuda ona ilham veren ünlü bilim adamı Eddington'u unutmadım. Ama ben orada, her şeye rağmen diğerleri de Einstein kadar fizik ve evren konusun olaya hakimdiler, hatta bazıları Einsteinden daha ileridiler. İşte bunlar yetmiyor, bir olayın tüm boyutuyla ve sade görmek için, insanın kendine has olan düşünme ve imgeleme yaratılışı gereklidir. Ve bu Einstein de vardı. Tanrı, her çağın [i]'bilimsel görüş'[/i] fikri oluşturan kurumların [i]tek mutlak doğru[/i] şartlandırmalarından korusun insanı.

Merhaba Bak, elestiri getiren arkadas cok dogru ve hakli bicimde yaklasiyor ortaya koymaya calistigin benzetmelerdeki yanlisliga, birakalim, bilgi yetersizligine de.Bence kizginlik ve alinganlikla yaklasmak- bunu bende cok yaptim diyeyimde yalniz olmadigini anla ve duble kizginlik,alinganlik gosterme- zihnini tamamen iki tarafida kor bicaga donusturebiir. Adina cehalet denir; ama asilir.Bir suru insan , bir yigin hususta cahildir ve sergilendiginde de birilerinin mudahalesine bozulmaktan ziyade, cehaleti gidermeye calismak daha dogru, insanin kendi kisiligi acisindan daha da bir gelistirici rol oynar. Verdigin cevaptaki ilk paragraf asagida: " Darwin hakkında söylediğim « şu an bilim modeline tam olarak oturulmayan yaratılış kuramı Darwinizm « tesbitimi salt Britannica, Larousse...gibi resmi yayınlardan değil, bağımsız bilim çevrelerine göz atarsan hala eksiklikleri ve deney, gözlem modellerine tam oturulmadığını sende görürsün. Cahilik, bence Üniversite gibi kurumların açıklamalarını olduğu gibi inanmaktır." Kisacik cevabinin ilk ve temel paragrafi, bastan sona muglaklik ve giderek yanlisliklarla malul;bir kere Britannica, Larousse gibi yayinlar, resmi falan degil, ansiklopedik bilimsel yayinlardir.Ayrica, eger Darwin'in kurami, senin muglak bicimde ifade ettigin bilim modeline tam da oturtulamiyorsa, kabahatlisi - sen de sanki suclu arama arzusu gordugumden bu kelimeyi kullaniyorum-Darwin degil, yerine ikame edecek bir seyler bulamayanlar olmazmiydi sence ? Cahillik, yani cehaletin universite kurumlarinin aciklamalarina oldugu gibi inanmak oldugunu soylerken de, isi kahvehane tartismasina indirgemis oluyorsun.Bu cok iddiali kelamini destekleyecek somut ornekler vermen gerekmiyor mu ? Universitelerin fakulte ve bolum kursulerinde sayisiz konuda sayisiz calismalar yapilir, idari olarak ele alinmayi gerektirecek doktora tezlerini bir tarafa birakalim- zira bu tezlerin, tez sahibinin kariyeriyle ilgili bir yonu vardir, red edilebilirde- bir yigin kitap, brosur yayinlanir.Bunlari okuyup ya da en azindan okumaya tesebbus ve curet sonucu anlamaya calismayi deneyenleri, dogru ve ikna edici gorulen fikirleri kabullenmeyi cehaletle itham etmen, senin elestiri karsisinda yegane etkili yontem olarak, bilgiyi arastirma yerine, saldiriyi tercih ettigine isaret ediyor. Elestirileri iyi bir dusunmeni beklerim.Umarim kizginlik yerine, esasli bir tartismanin icine cekilip cita yukseltildiginin farkina varmis olursun, ben keyif alirdim mesela... saygilar Canbek

Siz insanlara [i]'eleştiri'[/i] adı altında [i]'cahil'[/i] diyeceğinize, bence gidin biraz medeni ve üslüp dersleri alın. Olmadı, Şeyh Bedreddin gibi okuduğunuz tüm kitapları yakın ve yeniden bilgiyi ele almaya çalışın. Neymiş efendim [i]"cahilliğini kabul et".[/i] Yok ya!!. Olur!. Hem de İzafiyet,Göreceli gibi bir konu üzerinde dururken. Belden asağı küfür bile bu kadar ağır olmaz. Ortada gerçek cahillik varsa, o da eleştri adıyla insanlara "cahilliğini kabul et" gibi bir soruyu yönelten cahillerdir.

Yazım ve uslüpten çıkardığım kesin şey, siz Hek siniz. Yani tamam bir siz kalmıştınız, sizde bana cahil olmayı kabul et diyorsunuz. Benim cahilliğimi kabuletme konusunda neden bu kadar ısrarlısınız, anlamadım gitti. Vala ben her "Görecelliği" dedem sanırım. Bana alim ve bilgin ile cehalet çizgisi arasındaki cetvelin ölçüsünü ver, kafamı giyotine koymaya hazırım. Tanrıya şükür sizinle herhangi bir oragnik ve örgütsel bağım yok. Sizler bu kafayla değilse PKKnin onbeş bin infazından daha öte 30 bin infaz gerçekleştirirdiniz.

Forumda tartismak icin variz; her yaziyi bu kapsama almak, en azindan zaman ve merak acisindan , mesela bence, mumkun degil; bu arada kimin hangi mesajini tartisilabilir bulursam-- herkesinki ayni degerde olabilir ama o anlik diyelim- hem konuyu irdelem hem de kendimizi gelistirme babinda cevap yaziyorum.Bu durumda sen, aslinda tesadufen gayet isabetli ve bilgi transferine cok acik bir konuyu muthis bir alinganlik ve terslikle kapatiyorsun. Bilmem ne yaptiginin farkindamisin ? On yildir forumlarda yazarim, bir yigin adama cahil dedim; bir yiginida beni cehaletle sucladi. Kopurdum, kizdim ama agir agir kavradim meseleyi.Hepimiz bir cok konuda cahiliz, neresi ayip bunun anlamiyorum ? Mesele, uyari, ornekleriyle geldiginde, yerini bilgiye birakan bir anlayisin hakim kilinmasi, sende de bu tavir ,mafis ! Insallah simdilik oyledir. Adabi muaseret dersi almami onermissin, sagol. Belkide ihtiyacim vardir.Ama yine de her hangi bir hususta bariz cehalete tanik oldugumda, uyarmaktan vaz gececegim anlamina gelmesin ilk cumle. Seninde ayni tavri,vukubuldugunda, ozellikle bana gostermeni beklerim. selamlar Canbek

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.