Ana içeriğe atla

Sn. Qoseri, Ilk internette yazmaya basladigimda nedense herkes benim erkek oldugumu dusunmustu ve bir kadin ismi arkasina saklandigim iddia edilmisti. Hatta bir tanesine ictenlikle sormustum 'nereden cikariyorsunuz erkek oldugumu' diye adamin verdigi cevaptan beni cevresinde gordugu (annesi, kizkardesi, komsulari) kadinlarla kiyasladiginda benim onlara benzemedigim ve daha sert oldugum ortaya cikmisti. Bizim cografyadaki filmlerde kadinlar hep zayif, caresiz, aglamakli gosterilir, herkes de bu aglayan, aciz kadinlara uzulur. Bense hep 'geber' demisimdir, hayatta hep nefret etmisimdir aciz kadin imajindan. O yuzden ben ne Turk filmi izleyebiliyorum ne de dizileri. Sinirden delirtiyor beni oradaki kadin tipleri. Sakin kimse cok modern bir ailede yetismis oldugumu sanmasin. Tam tersine tipik tutucu bir ailede cok ozgur biri olarak yetistim ben. Tahmin edeceginiz gibi tutucu bir ailede cok ozgur yetismek icin ilk mucadelenizi en yakin cevrenizdekilere veriyorsunuz. Ben bu mucadeleden basariyla ciktim. Kimseye hayatima karisma iznini vermedim. O yuzden de evin en asi, en isyankar uyesiydim. Bu bende hep vardi. Daha lise I deyken klasik bir tatismada siniftaki erkekler, Turkiye'de issizligin oldugunu bu yuzden kadinlarin ancak tum erkeklerden sonra artan islere girmelerini soyluyorlardi. O kadar sinirlenmistim ki 'kendini benden daha akilli zanneden erkek varsa ciksin herkesin onunde yarisalim' demistim. Kimse cikmayinca da 'hepinizden once benim hakkim o is" demistim. Sonra ciktigim cevreden o kadar farklilastim ki benim guzeller guzeli ablacigim Turkiye'de dul bir kadin olarak yasadigi sosyal baskilari anlattirken yuzune nasil baktiysam artik, bana "hanife yuzume oyle bakiyorsun ki sanki sana uzaylilar ile ilgili maceralarimi anlatiyorum' demisti. Bu olay oldugunda ben hala Turkiye'de yasiyordum. Yani o kadar uzakti kendi hayatimdan bu kurallar, kliseler, gelenekler. Amerika'ya geldigimde ise, kisilerin kafasindaki musluman kadin imajini yerle bir etmistim. Sonra 'senin gibisi burada bile yok' asamasina geldi. En son olarak da calistigim is yerlerin birinde bolumumuze katilan Tayvanli bayan benim ismimden erkek oldugumu dusundugunu soylediginde benim patronum 'cok da yanilmis sayilmazsin' demisti. Ben saskinlikla yuzune bakinca 'hanife ben is hayatimda hic bir kadinla cok iyi anlasamamisimdir, seninle iki ahbap gibiyiz, sen kadinlar gibi davranmiyorsun' demisti. Yani gorunen o ki ben Amerikali kadinlara da benzemiyorum. Sizin anlayacaginiz ben kendim gibiyim ama galiba kadinlari, onlarin yasadiklari sikintilari pek bilmiyorum. Ben hayatinin her asamasini her dakikasini kontrol edebilen dunyadaki ender kadinlardan biriyim. Bunun tek nedeni de bana gore kendi kafamda erkek kadin ayrimini tamamen kaldirabilmis olmam. Bu da dogal olarak dusunce yapima, hareketlerime, tavirlarima yansiyor. Mesela bakin bir arkadas kadinlarimizi en iyi sekilde egitmemiz lazim demis, benim ilk tepkim 'golge etme yeter, bizim sizin egitiminize ihtiyacimiz yok' oldu. Halbuki eminim o arkadas iyi niyetle yaklasiyor olaya ama o kadar farkli pencelerden bakiyoruz ki olaya. Demem o ki kadinlar uzerine dogru yorum yapacak biri hic degilim. Hele hele hayatini, gelecegini kontrol edebilme acisindan en altlarda olan Kurd kadinlari hakkinda. O yuzden musaadenizle ben katilmayayim bu tartismaya. Sevgiler, Hanife

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.