بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Voltaire hakliydi.... Türklerde hâlâ bir degisme yok...

Tarihsel topraklarindan koparak, Mezopotamya, Kürdistan ve Anatolia’ya akin akin gelen Türk kavimleri, bölgede cok büyük kiyim ve yikimlara neden oldular...

7.ci yüzyilda yasiyan bir hiristiyan yazar, „Kuzeyden gelen halklar, insanlari yiyiyor, vahsi hayvanlarin kanini su gibi iciyor........ Yeni dogan cocuklari katledip analarina sunuyorlar ve bundan kizartma yapip yiyiyorlar.. Her seyi yakip yikiyorlar...... kimse karsi koyamiyor ( Anastasios lolos, Die Apokalyse des Pseude- Methodios)

923 tarihinde ölen meshur Arap Tarihcisi Teberi „hic bir iyiligin gelmedigi halk“ olarak Türklerden söz ediyor..... Yine Hadisler de „sözü edilen Yecüc ve Mecüc“ sülalesinin de Türkler oldugu bir cok arastirmaci tarafindan söylenmektedir....

Bu konuda daha önce yasamis yüzlerce Arap, Pers, Kürd ve diger Orta ve Yakin Dogu halklarinin aydinlari Türkler icin pek önemli bir sey söylediklerine rastlamak olanakli degildir....

Ama, Türklere yönelik bu degerlendirmeler sadece ve sadece Orta Dogulu tarihcilere ait degildir..

Batili aydinlarda ayni düsünceleri paylasiyor...

17.ci yüzyilda fransa Aydinlanma hareketinin ve Ansiklopedicilerin önderlerinden Diderot Osmanlilardan sözederken, söyle diyor:

„ Oraya gidip yasanmaz arkadasim! O pis ülkede.....

Orada büyük vahsi bir hayvan var, kendi cevresinde var olan diger vahsileri yiyiyor... Onlarda birincisi gibi kendilerine yaklasanlari yiyiyor............ O öyle bir ülke ki, bogazliyan ve bagazlananlardan olusuyor“.......

Aydinlama dönemi Felsefecileri Kendi ülkelerindeki rejimlere elestirmek icin onlari Osmanli despotizmi ve barbarligiyla kiyasliyorlardi... Nasil bizler bugün bir diktatorlugu ve anti demokratik bir yapilanmayi elestirmek icin Nazizm yada fasizm kiyaslamasina gidiyorsak..... Montesquieu’nün bu konudaki yazilari acik ortadir...

18.ci yüzyila gelindiginde Voltaire Türklere karsi tonu daha da artiriyor ve onlari „Kadin katilleri, sanat düsmanlari“ diye degerlendiriyor..

Yine Voltaire „bu asalak barbarlari Avrupa’dan kovalim“ diye cagrilar yapiyor...

„Ben yikici ve sanat düsmani olan bu halki hic sevmiyorum“ diye tutumunu gerekcelendiriyor...

Ayrica Voltaire bir baska yazisinda „Xenophon, Sokrates, Platon , Sophocle ve Euripide’nin ükesini bu türk barbarlarindan kurtarmak icin savas“ cagrisini yapiyor...

Yine Voltaire Türklere iliskin olarak: „Biz, onlar tarafindan kurulan tek bir sehri tanimiyoruz... Onlar antik cagin güzel yapitlarini harebeye cevirdiler ve enkazlar üzerine Hükümranlik sürdürüyorlar“ diyor...

Aydinlanma dönemine iliskin buna benzer binlerce alinti burada siralamak olanaklidir..

Ama bu isin bir baska yönü var. O da bu Batili yazarlar ve felsefeciler Doga halklarina ait olan bir dizi degerlere sahip cikiyor ve büyük degerler biciyorlardi... Bir Zerdest’te iliskin tutum.... Ibni Rust. Ibni El Arabi, Ibni Farabi, Ibni Haldun ve daha bir cok dogu degerlerini bagirlarina bastilar ve hatta ugruna öldüler....(Giordano Bruno 1548-1600 Ibni Rust’un tarftari oldugundan yakildi)

Batili aydinlar ve tarihciler Haclilara karsi savasan ve yenilgiye ugratan Selahadin Eyubi’yi bir cok yaniyla hep övdüler....

Ama, Türklere karsi yukarida sözünü ettigim degerlendirmeler, hep esas akim oldu...

Avrupa ve dogu Avrupa’da cocuklari korkutmak icin „Türkler geliyor“ degimi hâlâ kullanilmaktadir...

Tüm bu söylenenler Anatolia, Mezopotamya ve Kürdistan’da etnik arindirma ve ciplak soykirimlarinin tam olarak pratige aktarilmadigi dönemdeydi... Daha sonra Türk Devleti bu topraklarda 20.ci yüzyilin en büyük soykirimlarindan ilki olan Ermeni jenosidini gerceklestirdi...

Hâlâ bu gerceklik Türkler ve Türk Devletince kabul görmüyor. Onlar tüm cabalarini seferber edip, Ermeniler ve Ermeni Ulusal hareketini suclu göstermeye calisiyorlar...

Bugünde Türkler ayni seyi Kürdler yapiyorlar.... Kürdistani isgal etmisler.... Kürdlerin ülkesini harebeye cevirmisler... Kürdler kismen direnc gösterdiginde ates ve ölümle cevap veriyorlar... Bu da yetmiyormus gibi „Kürdler sucludur“ diye kendilerini savunuyorlar.....

Türk devleti olusumundan beri, Kürdistan’da her türlü insanlik sucunu isledi ve her türlü soykirimi pratige aktardi... Kürdlerin en basit istemi karsisinda genel seferberlik ilan edebiliyor....
Böyle bir ortamda Türkler adina bu olaya onurluca karsi cikan yok..... Karsi cikanlarda „Kürd ve Türk milliyetciligi“ diyerek cellat ve kurbani ayni kefeye koyup isin icinde cikmaya calisiyor.... Bu tutumlariyla daha adil bir cellat istiyorlar......

Her halde Voltair bugün yasasaydi „Bu uygarlik besiginden defolun“ diyecekti....

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.