Kerkük yasası ve Kürdlerin ikili tavrı
Güney Kürdistan’da ilginç gelişmeler yaşanmaktadır.. Aylardan beri “Irak Mahali Seçimler Yasası” Kerkük meselesinden dolayı sorun haline gelmişti.. Irak Parlamentosu 22 Temmuz günü Kürd Parlamenter grubunu hiçe sayarak Kerkük’ü yeniden araplaştırmak amacıyla bir yasa çıkardı..(detaylar için Rojgar Merdoxi arkadaşın makalesine bakının). Bağdat’taki Kürd Parlamenterler grubu, Kürdistan Başkanı, Kürdistan Parlamentosu, Kürdistan hükümeti ve Kürdistan halkı bir bütün olarak bu yasaya karşı tavır aldı.. Yapılan yürüyüşler, Kerkük Eyalet Meclisinin kararı ve Kerkük katliamı Kürd kamuoyunca bilinmektedir..Bu arada BM Genel Sekreteri’nin Irak özel temsilcisi Steffan De Mistura devreye girerek Irak mahali seçimler yasasının 24.maddesini yeniden formule ederek taraflara bir taslak sundu.De Mistura’nın söz konusu taslağına Kürdler sahip çıktı ve 24 Eylül’de Irak parlamentosu tarafından 191 oyla kabul edildi..Bağdat’taki Kürd parlamenterler grubu adına veya tek tek parlamenterler yaptıkları açıklamalarda “24 Eylül kararını Kürdlerin kazanımı, başarısı, 22 Temmuzcuların husranı” vs.vs olarak değerlendirdiler.. Irak Cumhurbaşkanı Talabani bu kararı “Iraklıların büyük başarısı” olarak değerlendirdi..Kürdistan Başkanı Mesud Barzani adına açıklama yapan Diwan Başkanı bu kararı “ Tarihi bir karar olarak” değerlendirdi.Ama, ortada başka gerçekler var. Kürdistan Parlamentosu 23 Eylül günü “Kerkük ve diğer işgal altında bulunan Kürdistan bölgelerinin geleceğine” dair özel bir oturum gerçekleştirdi.. Kürdistan Parlamentosu Irak Parlamentosunun 22 Temmuz günü aldığı anti Kürd kararı ile De Mestura’nın hazırladığı yasa taslağını kiyaslayarak aralarında öze dair bir fark olmadığını tespit etti.. Burada sözü Kürdistan Parlamento Başkan yardımcısı Dr. Kemal Kerkuki’ye bırakalım.. Sayın Kerkuki şöyle değerlendiriyor: “ De Mestura’nın bu projesi 24. maddenin ta kendisidir, başka bir kılıfa sokulmuştur. Şimdi Irak Parlamentosu ve Kürdistan İttifakın görevi anayasayı tatbik etmektir.. Irak Anayasasının 24.maddesi Iraklıların anayasa karşısında eşit olduğunu ve aralarında hiç bir ayırımın yapılamayacağını söyler. O halde sorun Kerkük halkı olanca niye bu hak meşru görülmüyor.. Kürdistan İttifakının ve bizim görevimiz De Mistura’nın projesini reddetmektir. Çünkü bu proje demokrasiye karşıdır. Her şeyden daha da kötüsü, 22 Temmuz darbecilerin Kerkük’teki iktidarı paylaşmak için Araplar, Kürdler ve Türkmenlere %32, Hıristiyanlara %4’ün yerine De Mestura önerdiği komisyon için Araplar 2, Türkmenler 2, Kürdler 2 ve Hıristiyanlar 1 üye ile temsil edilecekler. Yani %32 yerine %28, 4’te karşı 2 “....... Neyse Irak Parlamentosu De Mestura’nın taslağını bazı değişiklikle onayladı..Irak Parlamentosu üyeleriniden Dr. Mahmud Osman dün yaptığı bir açıklamada: “ Kürdistan Siyasi Liderliğinin ortak kararına bağlı olarak 24 Eylül’de çıkarılan yasayı onayladıklarını” ve Kürdistan parlamentosunda “De Mestura’nın projesini reddeden anlayışın kişisel olduğunu” söylüyor.. Bu sabah Kürdistan Parlamento Başkan yardımcısı Dr. Kemal Kerkuki yaptığı açıklamada Dr Mahmud Osman’nın iddialarını reddederek “Eyaletler Meclisi seçim yasasını reddeden görüş Kürd halkının temsilcisi olan Kürdistan Parlamentosunun görüşüdür, kişisel bir görüş değildir” dedi. Evet yasa tasarısının Irak Parlamentosunda geçmesinden sonra ABD Başkanı Bush’tan Türk Cumhurbaşkanı Gül’e kadar herkes kutlama mesajı gönderdi.. Sayın Dr. Kerkuki “De Mestura’nın taslağı Kürdistan Parlamentosu tarafıından reddedildi” diyor..Eğer Kürdistan Parlamentosu bu taslağı reddediyorsa kim kabul etti? Mahmud Osman “Kürd Siyasal Önderliği” diyor. Kim Kürd Siyasal Önderliği?Kürdistan Parlamentosunun rolu ne?Zaten geçenlerde yapılan bir kamuoyu yoklamasında katılımcıların “%15 Kürdistan Parlamentosunun halkın, %60 varan kesimi siyasi partilerin temsilcisi” olduğunu söylüyor..Bağdat’ta bulunan Kürd Parlamenterler grubu(KDP,YNK ve Yekgirtuyi İslami), Mam Celal, Kek Mesud yasa tasarısına evet diyorsa ve Kürdistan Parlamentosunda bulunan temsilcileride bu yasayı reddediyorsa ciddi bir açmaz var demektir.. Kerkük gibi ulusal bir davada böyle bir tablo hiç iç açıcı değildir.. Zaten Kerkük meselesinin bu hale gelmesinin sorumlusu “ortak ulusal duruşun” yokluğu değilmi?Taraflar bu ikili tavrı çok tartışacaklar.. Gelen açıklamaları sizlerle paylaşmaya çalışacağız.. Not: Rojgar Merdoxi arkadaşın “Kerkük kararı Kürd davasına hizmet etmiyor” adlı makalesi bu tartışmalar bağlamında okumaya değer bir yazı.. Aso Zagrosi