Ana içeriğe atla

Kürdistan Ulusal Kongresi Üzerine Sayin Hasan. H. Yildirim ile röportaj

Son yıllarda Kürdistan'ın farklı parçalarında "Ulusal Kongre" ve "Kürdistan Kongresi" gibi girişimlerden söz ediliyor. Fakat bugüne kadar Kürd kamuoyunda bu konuda ciddi bir tartışma yaşanmış değildir.
Bundan dolayı biz Newroz.Com olarak farklı biçimlerde ve farklı alanlarda yıllardan beri Kürd siyasal yaşamının içinde yer alan arkadaşların "Ulusal Kongre"ye ilişkin düşüncelerini almak istiyoruz.

1-Aso Zagrosi: Genel olarak "Ulusal Kongre'den ne anlıyorsunuz. Başka ülkelerde yaşanan "Ulusal Kongre" tecrübeleri hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?

Hasan H. YILDIRIM: “Ulusal Kongre”den anlaşılması gereken ezilen milletlerin ezen millette karşı savaş, barış dahil verdiği mücadelede tek karar kılıcı mücadele organdır.Yanısıra bağımsızlık ilanına kadar toplumu idare eden yörütme organı görevinide görür. Tüm sınıf, katman, din ve mezheplerin temsilini sağlar.
Amaç adına hareket ettiği milletin bağımsızlığını sağlamaktır. Asya, Afrika, Avrupa ve Latin Amerika’daki milli kurtuluş hareketlerine baktığımızda olan budur.
Kürdlerde durum farklıdır. Millet olmadan doğan haklarının mücadelesi yok. Olmayıncada doğal olarak “ulusal kongre” ihtiyacıda doğmaz.Şu an gündemdeki “ulusal kongre” fikrinin mimarı Türk egemenlik sistemidir. Lozan Antlaşmasını Kürdlerin eliyle Kürdlere onaylatma projesidir.
Bunun bir sonraki adımıda değiştirilmek istenilen Türk Anayasasıdır. Kürdlerin millet olmadan doğan haklarının inkarı üzeri yazılacak bir Anayasa’yı yine Türkiyeci tayfa tarafından desteklenilip onaylatılacak.
Eğer gerçekleşirse sözkonusu ulusal kongre alacağı kararlarla buna zemin hazırlayacaktır.

2-Aso Zagrosi: Tarihsel olarak Kürdlerin "Ulusal Kongre" girişimleri oldumu? Eğer Kürdlerin böyle girişimleri olduysa bugüne kadar neden başarılı olmadı?

Hasan H. YILDIRIM: Bu konuda somut ciddi bir girişim olmuş mudur, olmamış mıdır bilmiyorum. Zaman zaman kimi Kürd siyasal güçleri bu fikir etrafından yanyana gelmişlerdir. Fakat sonuç alıcı bir mesafe kaydedilmeden unutulmaya bırakılmıştır. Bu da sahadaki Kürd politik güçlerin sorunu parçacı ve sömürgeci sistem içinde arayışlarından kaynaklanıyor. Bu yaklaşım hakim oldukça ve sürdükçe Kürdlerin millet olmadan doğan haklarını savunacak ve bilahare bunun vereni olacak Kürd Ulusal Kongresi gerçekleşmeyecektir.

3-Aso Zagrosi: Kürdistan gibi parçalanmış bir ülkede "Ulusal Kongre" ne anlama geliyor? Kürd siyasal yapıları tüm dünya halklarının sahip oldukları ulusal hakları talep etmek için bir "Ulusal Kongre" de birleşmeye hazırlar mı?

Hasan H. YILDIRIM: Eğer bir ülke, bir millet parçalanmışsa görev bunu ortadan kaldırmaktır. Ulusal Kongre de bunun aracıdır. Fakat Kürdlerde durum bunun tersidir. Şu an Kürd politik çevreye hükmeden güçlerin programlarında parçalanmış Kürdistan ve Kürd milletinin birleştirilmesi diye bir düşünce yok. Kürd-Kürdistan’a hükmeden devletlerin bir iç sorunu olarak bakılıyor. Sorun bu olunca “Ulusal Kongre” gereksizleştirilmiş olunuyor.

4-Aso Zagrosi: Kürdistan'ı işgal eden ve sömürgeleştiren ülkelerle farklı parçalardaki Kürd partilerin girdikleri ilişkilere bakıldığı zaman dünya Kürdlerinin gerçek talepleri nasıl programlaştırılabilir?

Hasan H. YILDIRIM: Politik güç olan Kürd çevrelerin söylem ve eylemlerine bakıldığında bırakın dünya Kürdlerinin gerçek taleplerini programlaştırmaları, adına hareket ettikleri parçadaki Kürdlerin bile gerçek haklarını programlaştırmadıkları ortadadır.

5-Aso Zagrosi: Daha somutlaştırmak gerekirse Türkiye ve İran ile ciddi ekonomik ve siyasal ilişkiler içine giren Kerkük, Xaniqin ve Musul gibi Kürdistan toprakları meselesinde Irak Araplarıyla ciddi problemleri olan Güney Kürdleri Kuzey ve Doğu Kürdistan Kürdlerinin "Ulusal Talepleri" konusunda ne önerebilirler?

Hasan H. YILDIRIM: Bence Güney’e hiçte hak etmediği bir misyon biçiliyor. Dünden bugüne yanlış bir algılama var bu konuda. Şu bilinsin ki, Güney Kürd önderliğin Kürdistan’ın diğer parçalarına ilişkin bir hesapları yoktur. Hiçbir zamanda olmamıştır. Tabir yerindeyse “gemisini kurtaran kaptandır,” politikasının sahipleridirler.
Diğer parçalar güneye karşı görevlerini yapmışlardır. Daima yanlarında olmuş ve imkanlarını onlara sunmuşlardır. Ama aynı şeyi güney diğer parçalar için yapmamıştır. Yapmadığı gibi diğer parçalardaki gelişmeyi sekteye uğratma görevini üslenmiştir. İran-KDP ve Dr. Şıvan hareketinin tasviyesi belleklerdedir. Onların tasviyesi sonucu doğan boşluğu İran ve Türkiye’nin “baskısıyla” -bu güneyli güçlerin deyimleridir- Türk egemenlik sistemin Kürd milli hareketi tasviye etmek için uygulamaya koyduğu “Kemalist Kürd Hareketi” Apoculuk projesinin Kürdistan’a yerleşmelerine ön ayak olmuşlardır.

6-Aso Zagrosi: Arap Kürdü, Fars Kürdü ve Türk Kürdü yada bu devletlerin sınırlarını temel alan ve bu sınırlar çerçevesinde "Kürd Sorunu" çözmeye çalışan anlayışların hakim olduğu bir "Ulusal Kongre"ye ihtiyaç varmı? Böyle bir "Kongre" geleceğe ilişkin Kürd kuşaklarını zor durumda bırakmazmı? Onların iradelerini hipotek altına almaz mı?

Hasan H. YILDIRIM: Zaten gündemdeki “Ulusal Kogre” esprisiyle yapılmak istenende budur. Kongre yapılır veya yapılmaz bunu bilemem. Fakat böylesi bir kongre olursa şüpheyle bakmak gerekir. İran ve Türkiye’nin istemediği bir Kürd Kongresi’ni ne PKK ve ne de Güney Kürd güçleri yapabilir. İran ve Türkiye’nin icazetiyle yapılacak bir kongre, herşey olur ama Kürd Kongresi olmaz.

7-Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre"ye ilişkin çıkan çeşitli haberlere bakıldığı zaman daha çok sömürgeci güçlere kullanılacak mücadele biçimleri ön plana çıkıyor. Siyasal hedeflerden ziyade mücadele biçimleri konusunda bazı kararlar alınırsa ve uygulamaya konulsa Kürdler arasında yeni çatışmalara neden olmaz mı?

Hasan H. YILDIRIM: Şu an politik sahada güçlü olan Kürd siyasal güçlerin sadece sömürgeci güçlere karşı sürdürülecek mücadele biçimlerini değil, siysi hedefler konusundan da sergiledikleri söylem ve eylemleriyle şimdiden KUKM’ni sömürgeciler lehine ipotek altına almak istedikleri sır değildir.
“Silahlı mücadele dönemi bitti.” “Milli devlet kurma dönemi bitti.” “Bağımsız Kürd devleti yaşayamaz.” “Türkiye, İran, Suriye ve Irak’taki Kürtlerin kendi aralarında kuracağı birlik, söz konusu devletlerin varlığına ve siyasi sınırlara karşı değildir.”Vs.
Bu temel tezler temelinde düşünülen ismi ister “Kürd Ulusal Kongresi” veya başka bir şey konulsun bu tezler temelinde alınacak kararlar sonucu doğacak sonuçlar Kürd milleti açısından çok ağır olacaktır.
O günden sonra ortada KUKM diye bir şey kalmayacaktır. Varolan Kürd siyasal güçleride sömürgeci sistem içinde sıradan birer “demokrasi güçleri” olacaklardır. Gerçi şimdi de bu misyonu üslenmişler ya.

8-Aso Zagrosi: Türkiye'de bazı çevrelerin "Kürd Ulusal Kongresine" "pozitif" yaklaşması gibi bir izlenim var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hasan H. YILDIRIM: Bence Türkiye’deki bazı çevrelerden ziyade devletin konuya ilişkin tutumuna bakmak lazım. Şunu çok iyi biliyoruz. Türk egemenlik sistemin istemediği hiçbir projeyi ne PKK ve ne de Güney Kürd önderliği uygulamaya koyabilir. Şu an tartışma gündemindeki “Ulusal Kongre” espirisini PKK ve Güney Kürd örgütleri vasıtasıyla gündeme getirmeleriyle neyi amaçladıklarıda ortaya çııkmıştır. Düşünmek gerekir. Türk egemenlik sistemi anladığımız anlamda Kürd Ulusal Kongresine izin verir mi? Bu bağlamda gündemdeki projeyi desteklemesi sizce manidar değil midir?
Teori ve pratiğiyle Kürd milli potansiyelini tasviye etmeye Türk egemenlik sistemi tarafından memur kılınmış PKK’nin ikidebir “Ulusal Birlik,” “Ulusal Konferans,” “Ulusal Kongre” çığırtkanlığını yapması ve kimi çevrelerce buna olumluluklar yüklediği bir siyasal zenimde kimin neyin peşinde koştuğunu yeniden sorgulanması zaruriyeti doğmuştur.
Bu temelde meseleye bakıldığında “Ulusal Kongre” ile yapılmak istenen Lozan kölelik antlaşmasını Kürdler eliyle Kürdlere yeniden onaylatmaktır. KCK’nin açıklamasında bu açıkça ifade edilmektedir.
”Türkiye, İran, Suriye ve Irak’taki Kürtlerin kendi aralarında kuracağı birlik, söz konusu devletlerin varlığına ve siyasi sınırlara karşı değildir.”
Burada anlaşılmayan bir şey yok. PKK’ye Kürd milli misyonu biçenler bunu anlamayacak kadar geri zekalı mıdırlar? Geri zekalı olduklarını sanmiyorum ama söylem ve eylemleriyle Kürd milleti ve ülkesi Kürdistanı parçalayan, bölüşen ve sömürgeleştirilmesine yol açan Lozan Antlaşmasını savundukları ve bunu “Kürd Ulusal Kongresi” esprisiyle Kürdlere onaylatmak istediği aşikardır.
Güney Kürd Önderliğinede bu projenin öncülüğünü yaptıracaklar. ABD, Türkiye ve Güney Kürd Önderliği bu konuda anlaşmış olduğu görülüyor. Güney’de bağımsıızlık ilanıda bu proje içindedir. Türkiye, Kürdistan’ın Güneyi’nde bağımsızlık ilanına zorluk çıkarmayacak, Güney Kürd Önderliğide Kürdistan’ın diğer parçaları üzerinde bir hesap içinde olmayacak, bundan öte bu parçalara hükmeden devletlere zorluk çıkarmayacağı gibi onlara yardımcı olacak. Hesap budur. Gerçi kimi güneyli güçler dünden beri aynı rolü oynamışlardır.

9-Aso Zagrosi: Eğer Güney Kürdistanlılar Kerkük, Musul, Xaniqin ve Mendeli'nin içinde yer aldığı Bağımsız Kürdistan'ı ilan ederse ve Irak Araplarıyla çatışma içine girerse diğer parçaların Kürdleri belli bir dönem "Bağımsız Güney Kürdistan" için Güneylilerin istemleri doğrultusunda hareket edebilirler mi? Buna hazırlar mı?

Hasan H. YILDIRIM: Normalde Kürd milli çıkarları açısından etmeleri gerekir. Fakat etmeyeceklerde var. En aşağı Türk egemenlik sistemin lejyon kuvvetleri olan Apocu tayfa güneylilerin istemleri doğrultusundan hareket etmeyi bir yana, Araplar safında Kürdlere karşı savaşırlar. Bu konuda yeteri kadar veri var.

10-Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre" siyasal Kürd partilerinin mi Kongresidir yoksa tüm Kürdlerin mi kongresidir? Böyle bir kongre yapılsa hazırlıkları nasıl yapılabilinir? Diyaspora Kürdleri nasıl bir rol alabilir?

Hasan H. YILDIRIM: Normal koşullarda olursa bunun binbir yolu var. Gümdemdeki “Ulusal Kongre” anladığımız anlamda Kürdlerin millet olmadan doğan haklarının savunucusu ve vereni olacağı kanaatinde değilim. Bu yönlü kaygıları olan yurtsever Kürd çevrelerin görüşlerinede baş vurulmayacak. Bu işin karar kılıcıları işi çoktan kapalı kapılar ardında halletmişler. Bir emrivakiyle herkese dayatma amaçlanmaktadır. Dikkat edilirse ne zaman “Ulusal Kongre” lafı dolaşır, karar kılıcılar tarih bile belirtirler. Fakat ortada buna kim karar verdi, katılım bileşimi, ne tartışılacak vs. gibi hayati sorular ortada asılı kalır. Emin olun bu işin karar kılıcıları Diyaspora Kürdlerini değil ama Türk, Arap, Farisileri değişik adlar altına kongreye nasıl taşıyacakları konusunda kafa yoruyorlar.

11-Aso Zagrosi: Bu kısa söyleşi için teşekkür ediyorum. Ayrıca eğer söylemek istediğiniz ek bir şeyler varsa buyurunuz...

Hasan H. YILDIRIM: Bu söylediklerimden hareketle Kürdlerin birliğini istemediğim kanaatine varacaklar olacaktır. Buna eminim. Fakat her yurtsever Kürd kadar Kürdlerin birliğini canı-gönülden isteyenlerdenim.
Denilebilir ki, Kürdlerin Ulusal Kongre toplama ihtiyacı yok mudur? Olmaz olur mu? Su ve hava kadar ihtiyaçları vardır. Bu bağlamda Kürd Ulusal Kongresinede karşı değilim. Fakat yukarıda da belirtiğim gibi mevcut siyasal yaklaşımlarla oluşturulmak istenen her neyse Kürd Ulusal Kongresi olmayacaktır. Demek istediğim budur.
Bende bu çabandan dolayı seni kutluyor ve çalışmalarından başarılar diliyorum.

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.