Ana içeriğe atla

Dünya ekonomi Haberleri

 IMF'den İzlanda'ya 2 milyar dolar Uluslararası Para Fonu IMF, Ekim ayında bankacılık sisteminin çöktüğü İzlanda'ya yönelik 2,1 milyar dolarlık bir kredi açılmasını onayladı.iki yıl süreli kredi, İzlanda'nın yaşadığı, IMF'nin tabiriyle "olağandışı oranlardaki bankacılık krizi" ile mücadele etmesinde yardımcı olmak üzere tasarlandı. IMF açıklamasına göre sağlanacak olan kredi, "güveni tesis etmek ve ekonomiyi istikrara kavuşturmak"ta ülkeye yardımcı olmayı hedefliyor.İzlanda, 1976 yılından bu yana IMF'den kredi alan ilk Batı Avrupa ülkesi oluyor.İzlanda hükümeti geçen hafta, kredinin ilk diliminin ödenmesindeki gecikmeden duyduğu üzüntüyü dile getirmişti.Reykyavik hükümeti, IMF'den almayı planladığı milyarlarca dolarlık acil durum yardımının gecikmesinin ülke ekonomisi için büyük bir hayal kırıklığına neden olduğunu söylemişti. Krizin gelişimiIMF'nin açtığı kredinin boyutları, Avrupa'nın bu en küçük ülkelerinden birinin karşı karşıya olduğu mali krizin de ciddiyetine işaret ediyor. Hükümet, bir süre önce başlıca bankaların denetimini ele almak zorunda kalmıştı. Çünkü İzlanda bankaları, uluslararası piyasalarda yabancı firma ve bireylere geniş çaplı krediler açmıştı. Bankalar arası borçlanma durunca, bu sistem de işlemez oldu. IMF ile nihai anlaşma, vatandaşları İzlanda bankalarında mevduat sahibi olan bazı Avrupa ülkelerinin muhalefeti aşılıncaya kadar ertelenmişti. Bu arada, IMF, İzlanda ekonomisinin geleceği için de karamsar bir tablo çizdi. Örgüt, ekonominin gelecek yıl yüzde 9,6 oranında küçüleceğini ve işsizlik oranlarının dörde katlanacağını belirtti.Diğer anlaşmalarIMF, küresel finansal krizin yayılmasının önüne geçmek amacıyla, Ukrayna ve Macaristan ile anlaşmaya varmıştı. IMF ve Türkiye'den yetkililer, Türkiye'nin de IMF ile bir anlaşma imzalayabileceğini belirtmişti.Bu arada, Uluslararası Para Fonu IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn, hafta sonunda Washington'da yapılan G20 liderlerifinans zirversi sırasında IMF'nin yeni mali kaynağa ihtiyaç duyduğunu söylemişti. Resesyon korkusu piyasaları vurdu Uzun süreli bir küresel resesyon endişesi nedeniyle New York'ta Dow Jones endeksinin son beş yılın en düşük düzeyine inmesinin ardından bu sabah Asya ve Avrupa piyasalarında da keskin düşüşler kaydedildi. Japonya ve Güney Kore'deki ana borsa endeksleri yüzde 7'ye yakın oranda düştü. Hong Kong borsası ise yüzde 5,5'tan fazla düşüş kaydetti. Asya borsalarındaki kayıplar, Amerikan Merkez Bankası'nın ülke ekonomisinin performansına ilişkin tahminlerini büyük ölçüde düşürmesini izliyor.  Banka, beklentilerini güncellerken, ülkenin gayri safi milli hasılasının yerinde sayacağını veya sadece çok az bir miktar büyüyebileceğini, 2009 yılında da küçülebileceğini öngördü. Önümüzdeki aylar için tahminlerini küçülten FED, mali krizle mücadele amacıyla yeniden faiz indirimlerine gidilmesi gerekebileceğini belirtti. Amerikan Merkez Bankası, gayrı safi yurt içi hasılanın 2008 yılında ya aynı düzeyde kalacağı, ya da çok küçük bir yükselme göstereceği,gelecek yıl ise düşeceği tahmininde bulundu. Bu, geçmişte yapılan tahminlere göre, çok daha karamsar. Ancak FED buna karşın, 2010 yılında ekonomik büyümenin görüleceğini düşünüyor. Banka ayrıca, yüzde 1 düzeyinde olan faiz oranlarında yeni kesintilere gidilmesinin gerekebileceği görüşünde. Tüketici fiyatlarıABD otomotiv devleri, Ford, GM ve Chrysler, önceki gün hükümetten 25 milyar dolarlık acil yardım talep etmişlerdi.Bu arada, Amerikan ekonomisinin içinde bulunduğu güç durumu gözler önüne seren yeni rakamlar da belirdi. Tüketici fiyatları rekor hızda düşerken, yeni evlerin inşasında geçmişte hiç olmadığı kadar büyük bir yavaşlama görülüyor.Borsalardaki etkisiAmerikan Merkez Bankasının bu karamsar değerlendirmesi, New York borsasına da yansıdı. FED'in karamsar açıklaması karşısında New York'ta borsanın ana endeksi konumundaki Dow Jones son beş yılın en düşük seviyelerine geriledi ve 8 bin puanın altından kapandı. Dow Jones'da dün günlük değer kaybı yüzde 5 oldu.Londra Borsası'nda FTSE 100 endeksi yüzde 2.2 değer kaybetti. En ağır düşüşün madencilik sektöründe faaliyet gösteren şirket hisselerinde yaşandığı bildiriliyor. Almanya ve Fransa borsalarında kayıplar ise yüzde 3 civarında.Petrolün varil fiyatı ise 50 dolar düzeyine yaklaştı.İşten çıkarma haberleri de gelmeye devam ediyor. Otomotiv firmaları Peugeot Citroen, Rolss Royce ve Astrazeneca toplam 6 bin işçiyi işten çıkaracaklarını açıkladı. Çin'den de istihdam konusunda karamsar haberler geliyor. Hükümet işsizliği ve toplumsal huzursuzluklara karşı önlem arayışında olduğunu açıkladı. Sosyal Güvenlik Bakanı Yin Weimin, durumun hassas olduğunu belirterek, önceliklerinin işlerini kaybeden insanlara yardımcı olmak olduğunu söyledi. Siparişlerindeki azalma nedeniyle kapanan fabrikaların önünde son günlerde protesto gösterileri düzenlendiği haberleri geliyor. AB tarım reformunda anlaştı AB'nin tarım yetkilileri, devlet teşviklerini üretimden başka alanlara kaydırma ve süt sektörünü serbest pazara açma konusunda anlaşmaya vardı. Ortak Tarım Politikası'nda reform pazarlıkları bütün gece sürdükten sonra perşembe günü açıklandı.Avrupa Birliği'nde bundan böyle doğayı korumak için daha çok fon ayrılacak. Bu paranın kaynağı ise geleneksel olarak AB çiftçilerini daha çok üretmeye teşvik eden devlet yardımlarının kısılmasıyla sağlanıyor2009 ile 2013 yılları arasında yürürlüğe girecek olan yeni uygulamalar gereği süt kotaları ilk başta yükseltildikten sonra tamamen ortadan kaldırılacak. AB, 2003 yılından beri ilk kez bu derece büyük bir tarım reformunda anlaştı. Zengin Avrupa ülkelerinin çiftçilerine verdiği tarım teşvikleri büyük eleştiri topluyor. Dünya tarım pazarında rekabeti olumsuz etkilemekle suçlanan teşvikler nedeniyle gelişmekte olan ülke tarımcılarının yoksullaştığı düşünülüyor. Tüketemediği tereyağının dağlar kadar biriktiği ve şaraplarının göller doldurduğu söylenerek yoğun biçimde eleştrilen AB, 2003 yılında tarım üretimi ile teşvik programları arasındaki bağı kıran bir reform hamlesi yaptı. Son pazarlıklar, 2003 yılında başlatılan sürecin devamını oluşturuyor. Gözlemciler, perşembe günü varılan anlaşmanın oy birliğiyle değil, nitelikli çoğunluk oyuyla bağlandığına dikkat çekiyor.Reformun ana hedefi, kırsal alanın korunmasına daha çok fon ayırarak, tarım üretimini ise yavaş yavaş pazar ekonomisinin dinamiklerine bırakmak. AB bütçesinin yaklaşık yüzde 45'i, cömert teşviklerin sağlandığı Ortak Tarım Politikası'na gidiyor. Yetkililer, önümüzdeki yıllarda kırsal alanın korunmasını amaçlayan doğrudan para yardımlarının AB tarım teşviklerinin yüzde 10'una denk gelecek biçimde artırılacağını söylüyor. Ancak bu oran, AB Komisyonu'nun talep ettiği yüzde 13'ün halen altında kalıyor. BBCAkt: C. aliki

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.