Ana içeriğe atla

Baker Raporu ve Kürdler

 6 Aralık günü James Baker ve Lee Hamilton başkanlıĝındaki „Irak Çalışma Grubu“ 9 ay boyunca üzerine üzerine çalıştıĝı raporunu ABD Başkanı George W. Bush’a sunduktan sonra , genel olarak tüm Kürdistan’da ve özel olarak Güney Kürdistan’da büyük bir hayal kırıklıĝına neden oldu....Çünkü, söz konusu olan rapor, Kürdistan halkı yok saymış ve 1991‘den bu yana oluşan tüm Kürd kazanımlarını yok etmek için tam bir ihanet belgesiydi...Raporu hazırlayanlar sözüm ona Irak ve Kürdistanı mercek altına alıp ve var olan krizi aşmak için önerilerde bulunacaklardı...Ama, onlar Kürdistan’a ayak basmadılar, Kürdistan Başkanı, Başbakanı ve Parlamento Başkanıyla görüşmediler. Çünkü onlar Kürdistan kazanımlarını tanımak istemiyordı..Komisyon üyeleri raporlarını hazırlarken sadece Irak Hükümeti içinde yer alan Mam Celal, Dr. Berhem Salih v Hoşyar Zebarî ile görüştüler..Onlarda Irak Hükümetinde yer aldıklarından dolayi kendileriyle görüşülmüştü..Kürdlerin kısmi rahatsızlıkları neticesinde raporun açıklanmasından bir yada iki gün önce Baker Kürdistan Başkanını telefonla arıyarak „Kürdistan Bölgesinin özgünlüĝünü unutmadıklarını“ söylemişti..Rapor ortaya çıktıktan sonra bırakın Kürdistan’ın gerçekliĝini göz önünde bulundurma, Kürdistan ismine dahi düşmanlık ortaya çıktı... Raporda iki kere Kürdistan ismine atıfta bulunmuş, onlarda KDP ve YNK isimlerinin açılımı yazıldıĝı zamandı..Raporun içeriĝine burada deĝinmek istemiyorum.. Çünkü, bu rapor Kürdlerin kırmızı çizgiler olarak tespit ettikleri, federasyon, Peşmerge, Kerkük vb.. temel prensipleri yok etmiş, Saddam öncesi merkezi hükümet sistemini yeniden tesis etmeyi görev bilmişti...Raporun açıklanmasından sonra Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzanî yazılı bir şekilde raporu reddetti.. Mam Celal Cumhurbaşkanı olarak rapora karşı tavır aldı. Kürdistan Parlamentosu acil toplanarak raporu deĝerlendirdi ve Kürdistan halkı adına açık tavrını ortaya koydu.. Güney Kürdistan’ın genelinde ve diasporada Kürdler yürüyüşlerle, toplantılarla ve imza kampanyalarıyla bu rapora karşı tavır aldılar.. Bu kampanyalar hâlâ da devam ediyor..2007 yılına bir kaç gün kala Baker ve Hamilton raporu Kürdlerin en önemli gündemi oldu.. Bu rapor ve raporun uygulanması durumunda Kürdlere vereceĝi zarar üzerine Güney Kürdistan basınında binlerce makale çıktı ve hâlâ da çıkmaya devam ediyor.Kürdistan basınında çıkan makalelerin büyük bir çoĝunluĝu Kürdistan Hükümetinin siyasetinin parelelinde olmasına raĝmen, Kürdistan Hükümeti ve iktidar olan iki Kürdistan partisine yapılan eleştiriler de yabana atılacak gibi deĝildir..Güney Kürdleri, dünya Kürdlerinin ezici çoĝunluĝunun açık desteĝini alarak, Kürdistan halkının ulusal çıkarları temelinde 1975‘te Kissinger’in mimarı olduĝu Amerika’nın Kürdlerin Büyük Eylül Devrimine yaptıĝı ihanet ve 1991 yılında Amerikanın çaĝrılarına baĝlı olarak ayaklanan Kürdlerin Baker’in temsil ettiĝi „realist“ ve „pragmatik“ politikalara kurban edilip Saddam’ın insafına bırakılmasına raĝmen, Amerika ile yeni bir ilişki başlatı..Güney Kürdistan yönetimi 2003 yılının baharında Amerika ile Saddam’ın kanlı rejimini yıkmak için girdiĝi ittifak, de facto stratejik bir ittifaktı.Kürdlerin yokluĝu ve düşmanlıĝı üzerine bina edilen Ortadoĝu statükosunun tarafları ve onların uluslararası yandaşları, 2003 yılında bölgede ve uluslararası arenada siyasal aktör olarak çıkan Kürdlere karşı düşmanlıklarını en üst boyutlara çıkardılar..Zaten daha öncede Kürdlere düşman olan tüm islam ve Arap dünyası 2003‘ten sonra yaşanan gelişmeler neticesinde Kürdlerin açık cellatları pozisyonuna girdiler...ABD’nin bölgede olmasından dolayi korkularından olacak islam ve Arap cehnemi ortasındaki Kürdistan cennetine karşı açık askeri saldırıya geçemiyorlar..Sonuç olarak Kürdistan işgal eden ülkeler dahil , tüm Arap ve islam ülkeleri ve onların uluslararası destekleyicilerinin ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları temelinde oluşan anti Kürd şer cephesinin dayatmaları neticesinde Kürdler tüm yumurtalarını tek bir sepete(Amerika) koymak zorunda kaldılar. Burada kimseyi suçlamak mantık işi deĝildir... Çünkü, Kürdler bir asır boyunca çalmadıkları tek bir kapı bırakmadılar.. Son yıllara kadar Amerika‘nında dahil tüm kapılar Kürdlerin yüzüne kapatılıyordu.Burada sorun Kürdlerin jeopolitik ve jeostratejik konumundan dolayi tüm yumurtalarını aynı sepete koymalarında deĝil, bu sepeti gerektiĝi gibi korumamasındandır.9 aydan beri bu rapor hazırlanmaktadır. Kürdistan yöneticilerinin ifadelerine raĝmen bir mektup hariç bir çaba yürütülmemiş..Komisyon üyelerinin Kürdistan’a gelmeyişlerine yönelik yapılan tüm eliştiriler yerindedir ve doĝrudur.Ama, Kürdistan yönetimi bu 9 ay süreci içinde yaptı? Niçin delegasyonlar oluşturulup, baştan Amerika olmak üzere dünyanın bir çok ülkesine göndermedi ve Kürdlerin taleplerini ortaya koymadı?Irak’ın Vietnamlaşmasından ve iç savaştan her gün söz ediliyor... Bu 3 yıl boyunca Kürdistan’da tek bir Amerikan askerinin parmaĝı kanamadı.. Başkaları Amerikalıları kurşunla karşılarken Kürdler Gül ile Amerikalıları karşılıyorlar... Bugün Ortadoĝuda Israil’de dahil olmak üzere bir sondaj yapılsa Amerika’ya sempatiyle bakma bazında Kürdler birinci olur..Neden Kürdler bu reel durumu Amerikan kamuoyuna anlatamıyorlar? Acaba bu savaş esnasında Kürdistan’da kalan General Gardner, General Hary Shot, Peter Galbraith gibi Kürd dostları ve Kürdistan’da askerlik yapan gerçeĝi yakından gören bir kaç Amerikan askerinin imzasını taşıyan, Kürd ve Amerika ilişkilerini anlatan Amerikan büyük basınında bir reklamı yayınlatacak kadar paramız yokmuydu?Türkler, Araplar ve Farslar tüm devlet imkanlarını kullanarak ve karınca gibi çalışarak anti Kürd cephesini örüyorlar..Tüm bu güçlerin çabalarını boşa çıkarmak için, Amerika’daki Kürd potansiyelini tek bir merkezde toplamak, kişiler temelinde yada partiler temelinde deĝil, merkezi ve kurumlaşmış bir diplomasiyle çalışılmış olsaydı, bugün böyle rapor ortaya çıkmaya bilirdi....Özgür Kürdistanı yok etmeyi öngören bu rapor komisyonun on üyesi tarafından oy birliĝiyle kabul edilmişti..Acaba Kürdler Demokratlardan ve Cumhuriyetçilerden eşit sayıda oluşturulan bu komisyonun bir üyesini etkileme imkânına sahip deĝillermiydi?Son anda harekete geçme olayi bizde ulusal bir habitus olmuş...Amerika tüm kurumlarıyla Irak’taki savaşı tartışıyor ve siyasetini yeniden oluşturmaya çalışıyor..Irak’taki durumu yerinde tespit etmek için Baker Komisyonu dışında, Beyaz Saraya ve Pentagon’a baĝlı komisyonlarda raporlar hazırlıyorlar..Amerika bir dünya super gücü olarak sahip olduĝu tüm stratejik araştırma merkezlerine ve uzmanlara raĝmen, sahip olduĝu teknoloji ve istihbarat imkânlarına raĝmen siyasetini yada uyguladıĝı strateji ve taktiĝini masaya yatırabiliyor..Biz Kürdlerde var olan durumumuzu, uyguladıĝımız strateji ve taktiklerimiz üzerine düşünmeliyiz... Bu tartışmalar bizi yeni seçeneklere ve perspektiflere götürür..Önemli olan uclar arasında gelip gitmemektir... Büyük umutlar ve umutsuzluklar ortamında bir uctan diğer uca savrulmamak gerikir... Kürdistan meselesi hâlâ ortada duruyor.. Kürdler ve düşmanları arasında hayatın her alanında , hem ülkemizde, hem bölgede ve hem de uluslararası arenada bu mücadele sürüyor.. Bu bağlamda Güney Kürdistan yönetimine sağlıklı ve yapıcı eleştiriler yararlı olacaktır. Kürdler nerede hata yapıyoruz diye kendilerine sormalılar.. Biz çuvaldızı başkasına batıralım, ama kendimize de ine batırabilmeliyiz..Yoksa her zaman dışarda suçlu aramak bizi körleştirir ve gerçeğimizi kavramamızı engeller.21.12.06

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.