Ana içeriğe atla
Submitted by Rêvebir_D on 10 January 2015

Ulusal Kurtuluş Mücadelelerınde mili burjuvazi çok önemli bir rol oynar. Geçmişten gelen yönetim tecrübesi ve sermaye gücü onu bağımsız devlet oluşturma ve isteme konusunda etkili kılar. Devletin yönetimini elde tutmak ister. Milli burjuvazi, işgalci devletin el koyduğu kendi ükesinin kaynaklarından tek başına faydalanmak ve kullanmak ister. Tabii ki, uluslararası kapitalist sermaye ile karşılıklı ülke çıkarları geregi ortaklıklar veya ilişkiler de geliştirir. Ama en önemlisi de onun milli olmasından ötürü, ülkesini sever ve topraklarını kurtarmaya çalışır. Hiç bir zaman ülke kaynaklarını işgalci devlete peşkeş çekmez, onlarla sıcak ilişkilere girmez ve bu sayede kendi özel çıkarlarını ülke çıkarlarından daha önemli görmez. Bu mücadelede bazen milli kurtuluş savaşçılarına önderlik eder, bazen de onların önderliginde ittifaklar yaparak savaşa katılır. Milli sıfatı işte bundan dolayıdır.

 

 

Bazılarının, Efsane Kürd liderleri M.M. Barzani, Şex Sait, Seyit Rıza, Qazi Muhammed vb gibi Kürd önderlerini ağa, aşiret reisi gibi sıfatlarla küçük düşürmeye çalışmaları, ya kötü niyetli oluşlarından, ya da onların milli karekterlerini ve milli mücadele ruhlarını görmemelerindendir. Bu liderlerimiz işgalci devletlere boyun eğmeceklerine dar ağacında düşmanın yüreklerine korku salan haykırış ve tarihi ders niteliğindeki sözleriyle şerefli bir ölümü seçmişlerdir.

 

 

Kendi ülkesini işgal eden devletlerden kurtulmayı değil de, onlarlarla birliği savunan, onlarla ticari pazarlıklara girerek kendi canlarını ve çıkarlarını garanti altına alacaklarını düşünen bugünkü Kürd liderlerin millilik ruhları problemlidir. Güney Kürdistan Başkanı Mesut Barzani'nin zaman zaman yaptığı çıkışlar çok önemli ama söylediklerinin gereğini yapmaması onu çekingen ve anlaşılmaz bir konuma sokuyor.

 

 

İşgalci devletlerin taşaronluğunu yapan PKK lideri ve PKK yönetim kadrosu, Öcalan'ın ve TC'nin kuklası Kürd kılıklı HDP gibi kişi ve kurumların ihaneti ortadadır. Kürd Devleti'nin kurulmasını ve halkımızın özgürleşmesini istememektedirler. TC parlamentosun'da mevki ve çıkarlar peşinde koşmaktadırlar. Çeşitli yalan çıkışlarla halkımızı kandırıp oyalamaktadırlar. Esas uğraşları Kürdistan'ın kaynaklarını ve Kürdıstan Halkı'nın haklarını sömürgecilere peşkeş çekererek çıkar dalkavukluğu yapmaktır. İşgalci devletlerin verdikleri taktikleri uygulayan Taşaron Öcalan, PKK tabanı için önder, lider gibi sıfatlarla yüceltilmeye çalışılmaktadır. Taban Öcalan'ın kölesi ve müritleri haline girmiştitir. Aydın kılıklı Kürd ve Kürd Burjuvazisi ''istesek de TC'den ayrılamayız" diyerek nikah tazelemektedirler.

 

 

Öte yandan Güney Kürdistan Başbakan'ı Necirvan Barzani'nin Türkiye ile girdiği çirkef ilişkilere bakıyoruz, tam bir rezalet örnegi sergilemektedir. Başbakanlığa bağlı oluşturduğu Özel kuvvetler ve ele geçirdiği muazzam olanaklar sayesinde, Kürd Halkı'nın ortak kaynaklarını sömürgecilere aslan payını sunarak çıkar ve güç elde etmektedir. Sırtını sömürgecilere dayayıp Kürdistan'da palazlanmayı umut etmektedir. Ama çok kötü yanıldığını görecektir. Sömürgeciler hiçbir zaman Kürdistan Devleti gibi her hangi bir projeye amin demeyeceklerdir. En ufak bir fırsatta Kürdistan'ı ve Kürd Halkı'nı ortadan kaldırmayı hedeflemektedirler. Ayrıca Neçırvan Barzani'nin Şengal katliamına karşı duyarsızlığı, Kürdistan topraklarının bir kısmı için ölmek istemediklerini beyan etmesi, Kuzey ve Güneybatı Kürdistan parçaları için, kendilerinin sorunu olmadığı, TC'nin İSİD'e verdiği sağlık ve silah desteğini yalanlaması tam bir sömürge valisi rolünü yüklenmiş görüntüsü, onu milli sıfatından ayırmaktadır. Nasıl bir sıfat yakıştırılacağını Kürdistan Halkı'nın takdirine bırakıyorum.

 

 

YNK kadrolarının Irak parlamentosunu meşrulaştırıp, mevki ve çıkar peşinde koşmaları, bağımsızlığı değil, sömürgecilerle beraber bir yaşamı savunmaları da aynen Neçirvan Barzaninin tutumundan farklı bir tutum degildir. Gayrı Milli bir tutumdur.

 

Sonuç olarak bugünkü Uluslararası Güçlerin ve İsrail gibi dost ve kardeş bir ülkenin sunduğu olanaklar sayasinde Kürd Halkı olağanüstü fırsatlar elde etmişken, bu fırsatlar değerlendirilmiyor. Bu fırsatları kullanmak isteyen Kürdistani Ulusal Güçlerin yolu da tıkanmak isteniyor.

 

Amerika sayesinde Güney Kürdistan'da yaratılmış olan devlete gidecek olan koridoru, bu gayri ulusal Kürd yöneticileri çok kötü bir şekilde kendi çıkarlarına kurban etmeyi amaçlamaktadırlar.

 

Ulusal yönü olan bir yönetim kadrosu her şeyden önce ülkesinin ulusal kurumlarını oluşturur. Kürdistan'ın savunma gücü olan milli ordusunu, milli polis gücünü, güçlü bir savunma ve savaş stratejisini, milli İstihbarat örgütü vb. milli kurumları oluşturur. İhaneti belirlenmiş Kürdistan'ın diger parçalarından da olsalar, bazı parti ve örgütlerle ortak strateji belirlemez. Aksi taktirde onlarla işbirligi yapmış olur.

 

 

Örnegin Güney Kürdistan'da bu kurumlaşma yapılmıyor. Bu anlayış devlet oluşturmama anlayışını ortaya koyuyor. Ayrıca katil sömürgecilerle ve PKK ihanet partisi gibi Kürdistan Devleti'ni istemeyen bir partiyle hangi amaçlar için ortak stratejiler ve toplantılar yapılmaktadır? Her seferinde Kürdistan'ın ulusalcı halkımızın fedakar çocukları olan gerilla ve peşmergeler sömürgecilerin katliamlarına kurban olarak veriliyor. Kürdistan Dehakları bu sakat anlayıştan ne zaman vaz geçeeceksiniz?

YAŞASIN BAĞIMSIZ BİRLEŞİK ve DEMOKRATİK KÜRDİSTAN.

10 Ocak 2015

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.