İsmail Şerifzade eğitimli, radikal düşünen ve Mao Zedung düşüncelerinden etkilenen 1967-1968 hareketinin önderlerinden biriydi. Mele Aware, Suleyman Muini, Abdullah Muini, Mele Rehimi Werdi vb KDP önder kadroları büyük oranda mecburiyet karşısında Doğu Kürdistan'a girdiklerinde İsmail Şerifzade ve Hemedemin Siraci gibi kadrolar Güney Kürdistan'da kurtarılmış alanların dışında kalıyorlar. Onlarda baskı altındaydılar.
Kerim Hisami anılarında Suleyman Muini'nin kendisine mektup gönderdikten sonra yurdışından Bağdat'ta geldiğini, Suleyman Muini, İsmail Şerifzade ve Hemedemin Siraci'yle görüşmek istediğini yazıyor. İsmail Şerifzade tek başına Bağdat'ta gidiyor ve Hisami'ye Suleyman Muini'nin bir mektubunu da götürüyor. Tudeh'in üyesi olan Kerim Hisami İsmail Şerifzade için „ tecrübesiz devrimci bir aydın ve belli ölçülerde rahmetli Mao'nun etkisi altındaydı“ diyor.
Şerifzade Bağdat'ta bazı lojistik ilişkiler yakalamaya çalışıyor, fakat başarılı olamıyor..
Şerifzade Bağdat'tan ayrıldıktan sonra Siraci ile birlikte Doğu Kürdistan'a giriş yapıyor. Şerifzade Doğu Kürdistan'a girdikten sonra eskide ilişkide bulunduğu aydın ve öğrencileri harekete geçirmeye çalışıyor. Yukarıda da vuguladığım gibi 18 Mart 1968 tarihinde 6 saat süren bir çatışma sonucu yoldaşlarıyla birlikte Kürdistan şehidler kervanına katılıyorlar.( İsmail Şerifzade'nin yaşamı ve mücadelesi üzerine ayrı bir yazıda durmak gerekiyor.)
1968 Haziran'nında Suleyman Muini'nin kardeşi Abdullah Muini'nin önderliğindeki bir grup Peşmerge Mehabad yakınında bir köyde İran'ın askeri birlikleri ve Çaşlar tarafından havadan ve karadan kuşatma alınıyorlar. Dr. Serdeşti'nin ifadesiyle : „bir Çaş ve bir çok askeri öldürürerek gösterdikleri kahramanca bir savunmadan sonra Abdullah Muini, arkadaşı Mineşem şehid düşüyorlar. Hasan Xurxuriyi adlı bir arkadaşlarıda yaralı ele düşüyor. İran askerleri halkın gözü önünde çete ve yolkesici diyerek kurşuna diziyor“. (Dr. Serdeşti, Culanewey....... sayfa 39)
Mele Aware önderliğindeki KDP-DK'ya bağlı Peşmergeler Serdeşt mıntıkasında faaliyet gösteriyorlardı. Bu grubun içine İran devleti bir haini daha önce yerleştirmişti.. Mele Aware ve arkadaşları „Dewelan“ bir köyde bulundukları sırada „Kürd haini“nin verdiği bilgiler sonucu esir düşüyorlar. Mele Aware, Mele Keçew ve
Rehman Wetman Çawşin kısa bir süre meşhur Cildyan askeri kışlasında tutuluyorlar ve 11 Eylül 1968 tarihinde Mele Aware ve arkadaşları kanlı şah rejimi tarafından kurşuna diziliyorlar.(burada yanlış bir bilgiyi düzeltmek istiyorum. Kuzey Kürdistan basınında Mele Aware meselesi gündeme geldiğinde KDP-Irak tarafından İran'a teslim edildiğinden söz edilir.. Bu bilgi yanlıştır.)
Yine 2 Ekim 1968 tarihinde Mehabad yakınlarında Seyid Fetah Nizami'nin konutasındaki KDP-DK'nin 8 Peşmerge'den oluşan askeri bir birliği 1000 kişiden daha fazla İrani bir askeri güç, tank ve helikopterlerle kuşatılma altına alınıyorlar. Bu çatışma 12 saat sürüyor. Seyid Fetah Nizami ve tüm arkadaşları şehid düşüyor.
1968 sonlarına doğru Suleyman Muini, ilişki kurmak ve Peşmergelere askeri ve maddi yardım bulmak amacıyla Doğu Kürdistan'dan ayrılıyor ve Bağdat'ta gidiyor.
Bu konuda Kerim Hisami Suleyman Muini ile Siraci'nin mektuplarından sonra Sofya'dan Bağdat'ta geldiğini ve görüştüğünü şöyle anlatıyor: „28 Aralık'ta Suleyman ve Siraci Bağdat'ta geldiler. Konuşmaya başladık. Suleyman dedi ki: 'Biz Tudeh Partisinin önderleriyle görüşmeye geldik. Eğer onlar hazırlarsa biz iki farklı parti olarak birlikte çalışmak istiyoruz. Eğer Tudeh istemese biz Baas Partisi ile ilişki kuracağız'. Ben de kendisine bildiğim kadarıyla Tudehli arkadaşlar ve bana anlatıkları kadarıyla yardımcı olmaya ve yakınlaşmaya hazırlar............ Suleyman Muini ve Siraci Çin Büyükelçiliğine gidip ilişki kurmak istiyorlardı. O dönemler Mao Zedung'un yanlış düşünceleri Kürdistan dağlarına da varmıştı. Ben bu öneriye sert bir şekilde karşı çıktım. Onlarda ilişki kurmaktan vaz geçtiler“.(aktaran Omer Esri, Komelay JK û Kurtey Beşek le rudawekani naw Hizbi Demokrati Kurdistan)
Sonuç olarak kimse 1967-1968 Doğu Kürdistan'daki harekete yardımcı olmadı. Tudeh Partisi'nin verdiği sözler içi boş boş sözlerdi ve hiç bir pratik değerleri yoktu.
Suleyman Muini Bağdat'ta yürütüğü girişimlerden bir sonuç alamıyor ve Suleymani'ye mıntıkasına geçiyor.
İran Kürdistan Demokrat Partisi önderlerinden Abdullah Hasanzade ve aynı zamanda o sürecin canlı tanıklarından biri olarak o süreci değerlendirirken şöyle diyor: „Bizim yoldaşlarımız 18 ay boyunca Şah rejimine karşı silahlı mücadele bayrağını kahramanca dalgalandırdılar. Bu ayaklanma halk kitleleri içinde yer buldu, dostları ve taraftarları çoktu. Açıkca söylüyoruz, eğer Irak'taki Kürd hareketinin önderliğinin Şah rejimine yardımı olmamış olsaydı, bu askeri ayaklanma tüm eksikliklereine rağmen çok daha uzun bir süre ayakta kalabilirdi Şah Hemeriza'nın rejiminin varlığına daha etkili darbeler vurabilirdi.“(Abdullah Hasanzade, Niw Sede Tekoşan, sayfa 198)
Devam edecek
Rojgar Merdoxi