Ana içeriğe atla

                          Her yeni yorum,bakış içinde belirli oranda gelecek taşır.Cemil'ın bu yazısınıda böyle görmede yarar var.Fakat bütünlük açısı ve önemi bakımındam bir iki noktaya değinmede yarar var.Kürt sorunu öncelik sorunu dış boyut olarak görülmeli.Dış boyut görülmezse diğer boyutlar zayıf kalır.Kürt sorunu Dünya sorunudur ve bölgenin en el yakan gerçekliğidir.Artık ,konular ele alındığında sadece TC deki kutuplaşmalar olarak görülmemeli.TC nın sınfsal sorunu dışında kemikleşen bir ırkcılık var. Bu TC deki tüm kesimlerin en üst kimliğidir.Kürtlere ilk bakış ve analiz burdan başlar ve diğer kutuplaşmaların çıkış ve baskın noktasıdır.Günlük politikaların dışında ,TC deki kutuplaşmalar geçicidir.Baskın gelen hangi kutup olursa olsun,Kürtlerin düşmanı olacağı açıktır.Günümüzde ki TC politikaları ,tüm Kürtlerle yakınlık ve birliktelik gerektirir.Bu bölgedeki geo-sıtratejik konumdan ekenomik boyuta kadar TC için yaşamsaldır.Oysa TC kendisi için yaşamsal  kartı red ediyor.Kendisini parçalıyacak,cüceleştirecek bir risk alıyor ve yinede Kürtlere düşmanlık ediyor.Bunu sadece Iran,Surye  ile askeri antlaşmalar düzeyinde tutmuyor ,iç ve dış  alanda Kürt karşıtı diplomatik savaş veriyor.TC de hangi kutup olursa olsun Irkcı kişiliğini en üste tutar.Dini bil bu alanda araç olarak kullanan bir kimlikten söz ediyoruz! Bilindiği gibi Kutuplaşmalar veya bazı sınıfsal farklılıklar TC nin stratejik kimliği olan ırkcılığı bastırmaz,bu kimliğe yaslanarak ilerler.TC nin bu gün Balkanlarda,Hazar da,Irakta(Türkmen) Bu kimliği koruyup geliştirmekte:Bu kimlik sınıfsal olmadığına göre Irkcıdır.Bundan dolayı;Kürtlerin tercih hakkı yoktur,günlük çıkar ve boşluklardan yararlanır,hiç birine yaslanma ,seçme gibi bir lüksü yoktur.Unutulmamalı, Güney Kürdistan gibi bir güç(ekonomik ve siyasa bir güç,devlet)hazım edemiyor çıkarlarını geri teperek karşı politika izliyor.Bunun tek nedeni aşılmayan ,kemikleşen ırkçı kimliğidir.Farklı bir nokta da,Kürtlerin dünyalı politikalara ağırlık vermesi,Dünya çıkar ve politik denklemini matamatiğine koyması gerekir.TC Kürtlerin dünyası olmaktan çıkmalı,dünya politikaları Kürtlerin merkezi olmalı.Tüm dünyalı milletlerin yaptığı budur.Elbette TC deki politikalar kullanılmalı,hemde son hücresine kadar.Fakat Bir Kutubu taraf olarak seçmek onun denetimine girmekten geçer.Bundan dolayı ,Öcalan nın politikaları  tehlikeli olarak yorumlanıyordu.Öcalan Kemalist yöne ağırlık vermiş ve politikasını bu yöne uyarlamıştı.Fakat ,Yeni Osmanlıcaya da oynadığını ,ordan bir muhtaryet beklediğini fark ettik.Şimdi bu iki kutuba da oynamak için bastırılan Kürt ulusal örgütlenmesi ve çıkarlarıdır.Konuya dönersek;ulusal haklar,bir sömürgeci  parçanın iç politikalarının kutuplaşmalarında,sınıfsa farklaşmalarında aranmaz.Kullanılır o kadar.Türk tarihinin hangi noktasında Kürtler lehine bir gelişme görülmüştür,hiç bir zaman.Yine kutup,muhalefet vs ne zaman Kürtlerle iş birliğine girmiştir hiç bir zaman.Türk solu en yakın yere vardığı zaman Kocaman bir şövenizim gördük.O halde kutup,sınıfsal bir seçimin arcı olmamak gerekiyor,çünkü Bunların kimliği bellidir ve o kimlik her şeyin üzerindedir.TC kurum ve kurumlarına yanaşmak özellikle Kuzey Kürdistanın vaz geçilmezi ve dünyalı olamayışıdır.Kürt aydınları ,Kürt politikalarının TC nin mahalli,yerel bir aracı olmasına engel olmaları gerekir.Bu İmam nikahı çöpe atılmalıdır.                Cemil'ın son yazıları yeniye yol açan ,alışılmışın dışına çıkan görüşlerdir.Tutucu bakarak hemen evet ve hayır damgası vurmak doğru değildir.Önemli olan yeni pencereden gördüğümüz olumlu yönü görmek,olumsuzu olumluya çevirmek.Çünkü eski düşünce biçimi taşları yerinde oynatamadı,yeniye yönelmek ,dünyalı nerden geçerse bizimde ordan geçmemiz gerektiğini ve bunun tecrübelerin Tarihi olduğunu bilerek yeniye merheba diyelim.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.