Brayê Qoseri,
Eroin kaçakçılığına karıştığının belirlenmesiyle Tansu Çiller hakkında Alman mahkemesince tutuklama kararı çıkarıldığı doğrudur. Mahkeme kararı hala geçerlidir ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinin de tutuklama kararına uyma zorunluluğu nedeniyle Tansu Çiller Türkiye dışına çıkamamaktadır. Avrupa Birliği ile iade-i mücrimin (suçluların geri iadesi) antlaşması imzalamış olan ülkerlerde de tutuklanarak Almanya'ya verilmesi sözkonusudur.
Korkut Eken - Mehmet Ağar ikilisinin, Alaatin Çakıcı-Abdullah Çatlı-Sedat Peker-Erol Evcil-Özer Çiller-Murat Demirel-Raif Denktaş-Sedat Bucak-Cem Uzan-Tevfik Ağansoy ile ilişkileri biliniyor. İsmi geçenlerin bir kısmı eroin sevkiyatıyla birlikte tetikçilik işlerinde kullanılırken, Özer Çiller-Murat Demirel-Raif Denktaş-Cem Uzan Türkiye ve Kıbrıs'ta kurdukları paravan şirketler ve bankalar aracılığıyla uyuşturucudan sağlanan paraları aklıyor legal para olarak dolaşıma sokuyorlardı. 1990-94 dönemi infazları bu paralarla finanse edildi. Çeşitli paramiliter güçlerin silah donanımı ve sair giderleri uyuşturucudan sağlanan gelirlerle karşılandı. İtirafçılar bu para sayesinde örgütlü bir vurucu güce dönüştürüldü.
Aynı ekip daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu para aklama işlerinde kullandıkları dönemin sözde Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı'nın oğlu Raif Denktaş'ı trafik kazası süsü verilen bir komployla susturdular. Aynı şekilde Çatlı-Bucak ikilisi de trafik "kazasına" uğradı. Çete üyeleri iç çekişme sonucu birbirlerini ifşa ettilerse de kurulan soruşturma komisyonları ve çıkarıldıkları mahkemeler hiçbir şey yapmadılar. Birçoğu delil yetersizliğinden Uzan-Demirel gibiler dava dosyalarının "önce kaybolup sonra bulunması" süresince geçen zaman nedeniyle davaları zaman aşımına uğrayıp yargılanmaktan kurtuldular. Aslında kurtarıldılar demek daha doğru olanıdır.
MİT kanadında ise başı Mehmet Eymür çekiyordu. Uyuşturucu gelirini paylaşamayan MİT ve Emniyet kanatları kendilerine bağlı çeteleri de kapsayacak şekilde savaşa tutuştular. Dönemin başbakanı Ecevit kanatları barıştırdı, yanında içişleri bakanı Sadettin Tantan'ın da bulunduğu basın toplantısında Emniyet-MİT savaşında 102 devlet memurunun öldüğünü resmen açıkladı. Yine aynı savaşta öldürülen bu miktarın iki katı sayıdaki sivil çete üyeleri ise resmi rakama dahil edilmemişti.
Ergenekon denirken, devletin kurumlarının ve tepesinin bizatihi çete olduğu gizlenmeye ve devlet Ergenekon'u kovuşturuyor yaygarasıyla çete devlet aklanmaya çalışılıyor.
Öcalan ve şürekası da devlet temizdir ve kardeşimizdir derken aynı çizgiyi izliyor. Kısacası, "devlet çete değil temizdir ama kontroldan çıkmış çeteler var" görünütüsüne sığınılıyor. Türkiye'nin hiçbir döneminde çetecilik devletin en üst kurumlarında görev yapanların bilgisi ve katılımı dışında zuhretmemiş olmakla birlikte yukardaki isimlerden de anlaşılacağı gibi devletin bütün kurum ve kademelerini kapsamıştır.
Selam ve sevgiler.
Tansı Çiller'in eroin bağlantısı doğrudur