Federal Irak’ta Yeni Hükümet Çalışmaları....
15 Aralık 2005 tarihinde yapılan genel seçimlere ilişkin çok şey yazıldı ve çizildi... Bir çok çevrenin seçim sonuçlarına ilişkin hesapları tutmadı.. Irak’ı denetim altında bulunduran ABD İlyad Allawi’nin başını çektiği El İraqiye blokuna oynamasına rağmen, ortaya çıkan sunuç pek iç açıcı değildi.. Şiiler yine birinci oluşum olarak, Kürdler ikinci, Sünni gruplar üçüncü ve Allawi grubu dörtüncü güç olarak ortaya çıktı.. Aylardan beri resmi olmayan, ama yeni hükümeti oluşturmak için hem Kürdistan’da ve hemde Bağdat’ta taraflar arasında geniş çaplı görüşmeler yapıldı.. Seçim sonuçlarının resmi olarak açıklamasından sonra, görüşmeler tümden Bağdat’ta aktarıldı.. Daha önce resmi olmayan ve perde arkasında yapılan görüşmeler YNK ve PDK tarafından yürütülüyordu... Seçim sonuçlarının resmi olarak açıklanmasından sonra, “Kürdistan İttifakı Listesi”nin içinde yer alan tüm kürdistani güçler Bağdat’ta toplandı ve ortak hükümet programlarını tespit ettiler. Kürdistan İttifakı Listesi daha önceki hükümet döneminde yaşanan sorunlarıda göz önüne alarak, önümüzdeki kurulacak yeni hükümetin oluşumu için genel tutumunu tespit etti ve 7 öneri bazında taraflara sundu: 1)Kurulacak Federal Irak Hükümeti, seçimlerden başarılı çıkan 4 siyasal akım olan, Şii Listesi, Kürdistan Listesi, Sünnilerin Tevafuq Cephesi ve İyad Allawi’nin El Iraqiye blokunu kapsamalıdır. 2)Hükümet programı üzerine tarafların uzlaşı temelinde bir antlaşmaya varmaları gerekiyor, 3)Hem danışma ve hemde yetkileri olan bir Ulusal Güvenlik Kurulunun oluşumu. Bu kurul asayiş, savunma, ekonomi ve dışişler konusunda kendisine verilen yetkiler çerçevesinde hareket etmelidir. Kurulda alınacak kararlar uzlaşı temelinde 2/3 oy oranına göre alınmalıdır. 4)Savunma, İçişler ve Asayış Bakanlığı Ulusal Güvenlik Kuruluna bağlı olmalıdır.. Bu Bakanlar kabiliyetli ve bağımsız şahsiyetler olmalılar.. 5)Başbakanlık ve Bakanlıklarlara bağlı kurumlar herkesi kapsamalıdır. Bir parinin, bir tayfenin veya bir milletin denetimi altına girmemelidir. 6)Bağımsızlar Heyeti yeniden oluşturulmalıdır.. Gerçekten bağımsız ve herkesi temsil etmeliler. 7)Bir parti, parlamentodaki bir fraksiyon yada bir tayife veya milletin ülkeyi yönetmemesi gerekir. Kısacası, ülkeyi oluşturan tüm yapıların ortak iradesi oluşturmalıdır... Kürdistan İttifakı Listesi, oluşacak olan yeni Hükümetin programını önemsediğini ve bunun için dikkat edilmesi gereken hususları şöyle tespit ediyor: a)Gelecekte kurulacak hükümetin, üzerine anlaşılan hükümet programını ilan etmesi ve bu programı uygulaması için garantilerin olması gerekir... b)Kerkük meselesine ilişkin Geçici İdare Yasasının 58.maddesinin(daimi Anayasanın136.maddesi) zamanında uygulanması, c)Anayasa’nın tüm maddelerine bağlılık ve tatbik edilmesi gibi öneriler var... Fakat, Şiiler kendi başbakan adaylarını tespit ederlerken, hiç kimsenin tahmin etmediği bir olay oldu... İbrahim Caferi Şii Listesinin yarıdan bir fazla oy alarak alarak başbakan adayı oldu.. Bu durum herkesi şoke etti.. Her ne kadar Caferi Hewlêr ve Suleymaniye’ye yaptığı ziyaret esnasında Kürd siyasal önderliği “Başkakan adayı meselesi Şiilerin iç sorunudur, kimi seçerlerse kabulumuzdur” demelerine rağmen kalpleri ve beklentileri eski Maocu ve sonradan Şiiliğe terfi eden Adil Abdulwehbi’den yanaydı... Hatta Adil Abdulwehbi’nin seçileceğine kesin gözüyle bakıyorlardı.. Abduleziz El Hekim’in başını çektiği ‘Irak İslam Devriminin Yüksek Meclisi’de şoke oldu... Onlarda böyle bir şey beklemiyordı... ABD, Allawi’nin seçimlerdeki başarısızlığından sonra, kendisiyle birlikte Bagdad College’de okuyan Adil Abdulwehbi’den yana tercih koymuştu. Onlar da hayal kırıklığına uğradılar.. Sünnilerin seçimden başarılı çıkan oluşumlarıda son dönemlerde resmi olarak yaptıkları açıklamalarda, Caferi’nin başbakanlığına karşı tavır aldılar... Caferi, başarısını Şii Listesi içindeki El Sadr tarftarlarına ve “oylarını satın aldığı” 10 bağımsız milletvekiline borçludur. Bu durum ise Şii Listesi saflarında büyük bir huzursuzluk yaratmışa benziyor.. Çünkü, bu durum aynı zaman da Abduleziz El Hekim’in başını çektiği ‘Irak İslam Devriminin Yüksek Meclisi’ ve Fazilet Partisinin etkisi konusunda da güvensizlik ortamını yaratmıştır.. Kürdler, Caferi’nin bir yıllık başbakanlığı dönemince çok kötü bir tecrübe yaşadılar... Caferi, Hükümetini Parlamentoya sunduğu gün ‘Yemin Metni’ni değiştirerek işe başladı... Daha sonra yapılan zorlamalar meselesinde geri adım attı. Ama, suçu başkalarına yükledi.. Kerkük meselesinde bir yıl boyunca tek bir adım atmadığı gibi, Kerkük’e ayrılan bütçeyi de aktarmadı... Kürd Bakanları dıştaladı.. Kürd siyasal önderliğinin rahatsızlığını dahi ciddiye almadı... Hatta o dönemler bir gazeteye verdiği demeçte “ulusal çıkarlar açısından gerekli görürsem cevap veririm” diye çokta edebe sığmayan bir tutum sergilemişti... Daha sonra tepkiler ve Hükümeten çekilme tehditleri gündeme gelince Kürdlerle oturmak zorunda kaldı.. Caferi’yi Başbakan adayı yapan El Sadr taraftarları son dönemlerde yaptıkları açıklamalarda, Irak Komünist Partisinin de içinde yer aldığı Allawi’nin başını çektiği bloka ‘veto’ koyduklarını ve yeni Hükümete yer almalarına karşı olduklarını söylüyorlar.. Mam Celal karşı bir açıklama yaparak “Allawi’nin dıştalanması durumda Kürdistan Listesi de Hükümette yer almaz” anlamına gelen bir tehditle ortaya çıktı.. Şiilerle Kürdler arasında ‘Allawi’nin başını çektiği El Iraqiye meselesi” bir sorun olarak hâlâ gündemini koruyor.... Caferi’ye yönelik huzursuzlukları göz önüne alan Mam Celal “Başabakan adayı olmak Başbakan olmak anlamına gelmiyor.. Parlamento bu konuda karar verir” dedi.... Gerçekten de Caferi’ye yönelik bu huzursuzlukara bakıldığı zaman Parlamento’da çoğunluğu elde etme şansı yok.. Ama, siyaset anlaşma ve uzlaşma sanatı olunca, Caferi parlamentonun güveninide alabilir.. Ayrıca, bazı kaynaklara göre Şii Listesi Başbakan adayını tespit etmeden önce taraflar seçim sonuçlar nasıl olursa olsun birlikte hareket edeceklerini ve seçilen adayı destekleyeceklerine dair bir antlaşmayi imzalamışlar!!!! Dr. Mahmud Osman yaptığı açıklama da “Şii Listesinin 24 maddelik hükümet programını Kürdlere sunduğunu ve Kürdlerin 3 madde daha eklediğini” söylüyor.. Bu maddelerde Kerkük meselesine ilişkin Anayasa’nın 58. maddesini kapsıyor... Yani, Kerkük’ün durumunu normalleştirmek, Kerkükten koparılan kaza ve nahiyelerin yeniden Kerkük’e bağlanması, nufüs sayımı ve referandum gibi sorunları takvime bağlamak gibi...... Ayrıca Şii Cephesinde bu gelişmeler yaşanırken, ABD’nin siyasal alana taşıdığı Sünniler ise, çok geri ve gerici taleplerle ortaya çıkıyorlar... Sünnilerin yine eski Irak’a ve her şeyi merkezi devlete teslim etme mantığına hem El Hekim ve hem de Kürdler karşılar... El Hekim kendi bölgesinde Kürdistan gibi federal bir yapıya gitme konusunda kararlı görünüyor. El Hekim “Federasyon meselesi siyasal bir pazarlık sorunu değil, anayasal bir gerçektir” diyerek Sünnilere karşı bır tutum içinde... Kürdistan Başkanı Kek Mesud yaptığı bir açıklamada El Hekim’e destek çıktı ve şöyle diyor: “Sünniler ne istediklerini söylemeliler, haklarını talep etmeliler.. Başkalarının haklarını kısma yada elerinden almadan vazgeçmeliler” diyerek tutum aldı.. Şimdi, Bağdat’ta taraflar arasında kapalı kapılar arkasında yoğun görüşmeler var.. Tarafların üzerine anlaştıkları noktalar kısmen de olsa kamuoyuna sızdığı zaman daha sağlıklı değerlendirme imkanına kavuşuruz...