Tc başbakanından cumhurbaşkanına,dış işleri bakanı ve alt birimleri şu sıra demeçler veriyorlar.Buna karşın İranın da tc den geri kalır yanı yok.Şöyle bir soru geliyor aklımıza"ne oluyor"? Şu verilen demeçleri alt alta sıraladığımızda şöyle bir gerçeklikle karşılaşıyoruz:ABD nin orta doğu projesi nın kalan kısmı diplomatik ve yaptırımlarla yol almıyacak!Yine dikkatimizi anlından vuran Kürtleri sömürge eden ülkelerin avaz avaz bağırmaları,tehditleri...Erdoğanın, "Benim Kürt vatandaşlarım sesini yükseltmeli..) deyişi ,uygulamaya konmuş bir planın,stratejinin ayaksesleri gibi.Bir cihad çağrısı gibi bir çağrı!Demek oluyorki tc "vatandaşım "diye hatırladığı bazı Kürtleri kendi cihadında kullanmak istiyor.şöyle özetliyebiliriz;Şimdiye kadar birlikte olan ,(aralarındaki çelişki ve çıkara rağmen)Batı ,abd,İsrail ve Kürt sömürgecileri şimdi karşı karşıya.Eğer,durum buysa;Her iki tarafta Kürt kartını kıyasıya kullanacaklar!O halde Erdoğanın "vatandaşım"diye seslendiği kesim ,cihad da yer alacak kesimdir.Biçaklanan öğrenci,panzer altında ezilen genç,yer yer gezen faşist ölüm mangalarının kurbanı olacak Kürtler bu cihad çağrısının dışındadır( Kitlesel baskı ve piskoloji).Politik örgüt ve partiler bu çağrının dışında ve hedeftir.AKP nın iktidarı boyunca yaptığı tek şey bu cihatçı Kürt cephesini güçlendirmekten başka bir şey değildir.Bu da akp planlarının uzun vadeli olduğunu gösteriyor.Tüm siyasi insanları,dtp nın kapatılması ,düşünen insanların kelepçelenmesi ,çocuğuna kadar içeri atılması akpnin izlediği yolu gösteriyor.PKK, yıllarca oyalandırılmıştır.TSK neden PKK ya dengeli saldırmiş.Operasıyonları dengede tutmuş? siyası olarak hazır değildi,iç ve dış kamuoyu hazır değildi,komşuları hazır değildi(İran,Sürye ve Araplar).PKK ile kızışan bir savaş sonuç getirmeyeceği gibi hazırlığıda yoktu.Böylece yıpranmaktan ve ekonomik yıkmdanda kurtuldu.Apo ile tabii ki konuştular,çıtalar yerlerde süründü,bağımsızlık çöpe gitti,sonuç sıfırla sonlandı.Bazıları,toparlanmamız gerekiyordu,iç-dış şartları dile getirebilir.Fakat bunların hepsi bahane.PKKnın tüm (başta apo) önder kesimi tc ye inandı.Askerine,mitine,partilerine inandı ve aldatıldı.Hatta öyle bir noktaya gelindiki pkk eriyordu.Bundan dolayı PKK ismine tekrar geri dönüldü ve tekrar PKK oldu.Herkes yazdı,"teslimyet mı,barışmı"? PKK tarihinin en büyük yanlışını,düşmanına inanarak,onun yedeğine düşerek yaptı ve diplomatik bir yenilgi aldı.PKK bu gün ayakta ise Gerilla ruhu ile ayaktadır.Öyle apocu ruh falan değil.Halk pkk yı destekliyorsa,gerilla için destekliyor.Apocu ruh İmrallıda diplomatik ve fiziki yenilgi almıştır.Bunun kabullenilmesi gerekir ki geleceğe yararı olsun. yukarıdaki cepheleşmeye dönersek;(ABD-İsrail , ardından gelecek ab bloku ve sömürgeciler)Bu cepheleşme iki günde ateşlenecek bir cepheleşme değil.Özellikle TC ve İranın sürekli provakasiyonları,kışkırtıcı demeçleri savaş naralarını dillendiriyorsada bu "nerde ince ise ordan kopsun" poltikası ile olmayacak.Fakat cehpheleşme hızlanacak,ekonomik ve diplomatik boyutunu kapsıyacak önce.Şöyle bir soru,"Kürtler bu cepheleşmede yer almak zorunda mı"? Tarihi kör düğüm olduğu nokta Kürdistan toprakları ve doğal zenginlikleridir.Paylaşımın yeni boyutu kendisini dayatıyor.Kürtlerin hiç bir seçim hakı kalmıyor.Çünkü sorun Kürtler ve Kürdistandır.Kürtler denge değiştiren bir güç olacak kendileri için yada eski statikonun yeni biçimi olacak. O halde Kürtlerin geleceği Kürtlerin elinde ve yapacakları seçime bağli.Seçim zorunludur.Kürtler ne yapmalı ? Konusu tartışmaya açılmalı.Bu konu tüm Kürdistanlıları bağlar,tüm bireyleri ilgilendirir.Kürt siyasi çevreleri etkilemeli.