O bakima, 1- Kürt milletinin kendi tarihiyle öncelikle hesaplaşmasi sorunu var. En azindan, onlarca milletin ulusal kurtuluş mücadelelerini devlet kurarak taçlandirdiklari son yüz yilda Kürt milletinin bunu neden başaramadiği tartişilmalidir. 1919'da dünyada 59 devlet vardi. 2013'te 197 devlet mevcuttur ve Birleşmiş Milletler'e üyedirler, daha bir çoklari da yoldadirlar. 2- Siyasi formasyonlarin ve teşkilatlarin geçmişleriyle kapsamli hesaplaşmalari gerekiyor. İdeolojik, siyasi ve örgütsel planda nerede hatalar yapildiği açik ve net bir şekilde tespit edilmelidir. Unutmamak gerekiyor ki, kuzey Kürdistan'da bu gün içinde bulunduğumuz yer, ayni zamanda yaşanan süreçlerde söz konusu siyasi parti ve örgütlerin geçmişleriyle doğrudan bağlantilidir. 3- Kürt milletinin ve siyasetinin moral değerleri bakimindan geçmişin değerlendirilmesi gerekiyor. Peki neden bu güne kadar bu elzem olan analizler, değerlendirilmeler yapilmadi? Bu da ayri bir tartişma konusudur.

Fakat burada önemli bir mevzu var; eğer mümkünse her düzeyde bir ayrişma sağlanmadan değisim, ilerleme ve toparlanma mümkün mü? Ya değisim ve dönüşüm için çaba içinde olunur yada siyaset terk edilidir. Daha öncede yazmiştim, bu, ferdi çabalarin boyutunu aşmaktadir. Her şeyin birbirine kariştiği, yurtseverlikle ihanetin, yanlişla doğrunun sinirlarinin nerdeyse silikleştiği bu içinden geçtiğimiz dönemde, karanlik ve kargaşaliğa karşi ancak kollektif planda işik olunabilinir. Çünkü biliyoruz ki, hangi biçimiyle olursa olsun, hangi versiyonuyla gelirse gelsin, Türk sömürgeci devlet sisteminden yana yontan hiç bir "fikir" yada "görüş" Kürdistan'a işik olma rolünü üstlenemez.

Arindirilmiş yol gösterici Kürt milletinin kollektif hafizasi olmadan, bağimsizlik fikri ve talebine sahip çikilmadan bu mevcut süreçten çikilacağini sanmak saflik olacaktir. 21.11.2013

Mehmet Müfit