Yeniden Özgünlüĝümüz Üzerine(9)
Tarihçiler „belge ve dokumanları dayalı olmayan, tarihi yazımı deĝildir“ diyorlar. Kürdistanı işgal eden güçler tüm imkanlarını kullanarak Kürd ve Kürdistan tarihine ilişkin tüm belgeleri ya yok ettiler yada gizlediler... Onlar sadece Kürd ve Kürdistan tarihine karşı yıkıcı, inkarcı ve vandalizm ile yetinmediler... Aynı zamanda Kürdistan halkının geliştirdiĝi ulusal kurtuluş mücadeleleri ve ulusal direnişleri çarpıtarak „çete“, „eşkiya“, „dinci“ ve „gerici“ olarak lanse ettiler.. Kuzey Kürdistan düşünüldüĝü zaman TC’nin bu bilinç çarpıtma savaşında Kürdler üzerine etkili olduĝu görülür.. Kuzey Kürdistan hareketleri ve siyasal eliti Kürdistan ulusal direnişlerinin yenilgi sebeplerini sorgularken bazı iç ve dış sebeplere vurgu yapmalarına raĝmen sorumluluĝu hareketlerin önderliklerinin „niteliĝine“ baĝlamaktalar... Bu „nitelik“ hususunda ortaya konulan argumentlerin ezici çoĝunluĝunu Kürdistanı işgal eden güçlerin cephanesinden almışlardı.. „Feodal“, „dinci“ , „bölgesel“ vs.. vs.. Ama realite başka yerdedir.. Kuzey Kürdistan’da gelişen ulusal kurtuluş hareketlerin tarihine bakıldıĝı zaman o dönemin önder kadrosu aktüel kadrodan siyasal, askeri, kültürel ve diplomatik alanda daha ileri konumdaydılar.. Ama her nasıl olduysa son yıllarda Kürd hareketlerin saflarında yer alan, köşesinde kenarında tutan, aydın konumuyla konuşan kadrolar hep geçmiş kadroları daha „geri“ gördüler.. Bu hususta en büyük handikap sömürgecilerin Kürd yurtsever kuşakları arasındaki „ulusal miras devri“ sorununda yaptıkları tahribatlar ve çarpıtmalardı.. Hatta bazı Kürd çevreleri „Kürd yurtseverliĝini“ kendileriyle, 1970‘lerin ortasında başlatabiliyorlardı.. Kürd ulusal gerçekliĝine karşı, Kürd ulusal deĝer ve direnişlere karşı tam bir nihilizm yaşanıyordu... Yine Kürd çevrelerinde yaygın olan bir kanı da o dönemler „Kürdlerin dış dünya ile ilişileri olmadıĝı“ savıdır. Aslında bu savda, Kürd tarihine ilişkin bilgi eksikliĝinden ve sömürgecilerin manipülasyonu neticesinden ortaya çıkmıştır.. Bugün geçen yüzyılın ilk yarısında Kürdistan’da gelişen ulusal hareketlerin ve önderlik eden kadroların durumuna ilişkin Fransız, Ingiliz ve Sovyetler Birliĝinin araşivlerindeki belgeleri incelediĝimiz zaman bambaşka bir gerçeklikle karşı karşıya kalıyoruz..Yukarıda sözünü ettiĝim devletlerin arşivlerinde Kürdlere ilişkin 10 binlerce belge ve rapor var... Bu devletler o dönemde baş gösteren Kürdistan ulusal hareketlerini ve önderlerini ciddi bir şekilde mercek altına alıyorlar.. Ama, ne yazık ki hâlâ bu belgeler üzerine bırakın ciddi bir araştırmayi, bu belgelerin derli toplu bir çevirisi dahi Kürd milletinin hizmetine sunulmuş deĝildir. Kürdistan’da geçen yüzyılın başında 29 Eylül ve 25 Ekim 1927 yılında Beyrut’un „El Erebiye Hotel“inde ilk kuruluş kongresini yapan „Xoybûn Partisi“, programıyla, tüzüĝüyle, amblemiyle, „Ulusal Yemini“ ile, askeri, siyasi ve diplomatik alanda giriştiĝi faaliyetleriyle ve kongreye katılan delegelerin kapasite ve etkileriyle Kürdistan‘ın en ciddi yurtsever örgütlenmesi olarak ortaya çıktı.. Bugün biz bu örgüt hakkında tüm temel bilgileri Fransız, Ingiliz ve Rusya arşivlerinde bulabiliyoruz.. „Xoybûn Partisi“ Kuzey Kürdistan’dan Şeyh Said ayaklanmasının yenilgisinden sonra Güney Batı Kürdistan’a geçen en önde Kürd yurtseverleri ve ileri gelen aile ve aşiret yöneticileri vardı.. Bunlardan Sureya, Celadet ve Kamuran Bedirxan, Mustafa ve Bozan Şahin, Cemil Paşazade’nin oĝulları, Emin Aĝa ve Haco Aĝa gibi etkili kişiler, Memduh Selim Bey, Milli aşireti şefi Ibrahim Paşa’nın çocukları, Dr. Şükrü Sekban, Harputlu Kerim Rustem, Suleymaniyeli Kemal Bey, Fehmi Lejdi, Ismail Hakkı Şawes ve General Ihsan Nuri Paşa gibi geniş bir Kürdistan potansiyelini kapsıyordu.. Xoybûn Partisinin yöneticilerinden Celadet Bedirxan, Şeyh Ali Riza, Dr.Şükrü Sekban, Mustafa Şahin, Haco Aĝa, Emin Aĝa, Kerim Rustem, Memduh Selim Kürd tarafı olarak, Ermeni tarafı temsilcisi ve Taşnak Partisi yöneticisi Dr. Vahan Papazyan ile „Kürd-Emeni askeri ve politik antlaşma“ protokolunu imzalıyorlar. Xoybûn Partisi ve Aĝrı Direnişine ilişkin belgeler bakıldıĝı zaman, Xoybûn Partisi Türk işgalcilerini Kürdistan’dan kovmak amacıyla yardım alabilmek icin vurmadıĝı kapı bırakmamıştır.. Dünyanın o dönem ileri gelen emperyal güçleri ve bölge ülkeleri Xoybûn Partisiyle yakından ilgileniyor ve hakkında bilgi topluyorlardı. Xoybûn yöneticileride durmaksızın dünyanın Kürd Ulusal Direnişine destek destek bulmak için her tarafa koşuyorlardı.. Bugün çeşitli ülkelerin arşivlerinde bulunan elimize geçen belgelerde o dönemin Kürd önderliĝinin ciddi diplomatik faaliyetlerine tanık oluyoruz.. Prof. Dr. Kemal Mazhar, çeşitli tarihlerde makale olarak yazdıĝı yazılarını topladıĝı „ Kürd Halkının Tarihine ilişkin bir kaç yaprak „ adlı eserinin ikinci cildinde Ingiliz belgelerine dayanarak Mîr Sureya Bedirxan’ın ABD’ye yaptıĝı ziyaret hakkında geniş bilgi veriyor. Britanya’nın ABD’deki Detroit Konsolosluĝu John Camuron, 18 Nisan 1929 yılında acele olarak Ingiltere Dışişler Bakanı Sir Austen Chamberlain’e gönderdiĝi dört sayfalık bir raporda Mir Sureya Bedirxan’ın Amerika’daki görüşmeleri hakkında bilgi veriyor. Mir Sureya Bedirxan’ın Amerika’da yedi ay kaldıĝını, 1925 yılına kadar Kemalistleri destekleyen Kürdleri ikna ederek Xoybûn örgütüne kazandıĝını, Amerika Kürdlerinin bir çoĝunun Xoybûna haftada bir dolar yardım yaptıĝını vurguluyor.. Ayrıca Konsolos raporunda Mir Bedirxan’ın Ermeni asılı George Vartanyan ile beraber 19 Nisan 1929‘da vapurla Londra’ya gitmeden önce Sovyetler Birliĝinin temsilcisiyle görüştüĝünü yazıyor.. Yine bu raporda Vartanyan’nın Sovyet ajanı olduĝunu, ailesinin Erivan’da yaşadıĝını adresiyle birlikte veriyor.. (daha sonra Britanya’nın Irak ve Iran temsilcileri Vartanyan’ın 1922 yılında Iran’da Sovyetlerle olan ilişkilerini ortaya çıkararak Konsolosu tastik ediyorlar. Mir Sureya Bedirxan, Xoybûn ve Taşnak Partisi arasındaki antlaşmaya baĝlı olarak Ermenilerin „Ermenistan ile Dayanışma Komitesi“nin sorumlularından Vartanyan ile bir çok ülkeyi ziyaret etmişti.. ) Yine söz konusu olan raporda ABD Ermenilerinin Sureya Bedirxan’a ve Xoybûn’a destek sundukları ve ayrıca Amerika’da 10 veya 12 bin Kürdün olduĝunu vurguluyor.. O dönemin şartlarında 10 yada 12 bin Kürdün Amerika’da bulunması enteresan bir olaydır. Dr. Kemal Mazhar, Mir Sureya Bedirxan o dönemler Dr. Bliç Şerko ismiyle fransızca kaleme aldıĝı „Kürd Meselesi“ adlı kitab’ın kapaĝında bulunan resim Sureya Bedirxan’ın Amerikan Kürdleriyle yaptıĝı bir toplantının resmi olduĝunu yazıyor.. Britanya’nın ABD’deki Detroit Konsolosluĝu John Camuron, Britanya Dışişler Bakanına gönderdiĝi raporun en önemli bilgilerinden biri Mir Sureya Bedirxan Amerika’ya gitmeden önce „Italya hükümeti tarafından resmi olarak davet edildiĝi, orada 15 gün kaldıĝı, masrafları Italya hükümeti tarafından karşılandıĝı ve Musolini ile görüştüĝünü“ yazıyor.. Yine raporda Musolini’nin Mir Bedirxan’a yardım sözü verdiĝini ve Mir Bedirxan’ın Yunanistan Başbakanı Venezulis tarafından da davet edildiĝini Amerika’dan sonra Yunanistan’a gideceĝini“ bildiriliyor. Konsolos raporunda „Mir Bedirxan’ın başkaldırı için 150 000 kişiyi silah altına alabileceklerini“ söylediĝini de yazıyor. Dr. Kemal Mazhar söz konusu olan kitabında Ingiltere’nin Baĝdat ve Londra yetkilileri arasında Sureya Bedirxan ve Xoybûn’a ilişkin mektuplara yer veriyor.. Ingiltere „Mir Sureya Bedirxan’ın Irak’a girmesini istemiyor“.. Legal yada illegal Mir Bedirxan’ın Irak’a girmesini enlemek içon bir fotorafına ihtiyaçları vardır. Daha sonra Ingilizler Mir Sureya Bedirxan’ın iki fotorafını temin ediyorlar.. Irak’ta bulunan Ingilizlerine genel sorumlusu Sir Gilbert Clyton Britanya Sömürge Bakanına gönderdiĝi 31 Mayis 1929 tarihli mektup’ta „ Mir Sureya Bedirxan’a ve Vartanyan’a Irak’a vize yasaĝı konulmasını“ talep etmektedir. Mir Sureya Bedirxan Amerika ve Avrupa ziyaretlerini tamamladıktan sonra Beyrut’ta gidiyor ve orada Ingiltere Büyük Elçiliĝinden Irak’a gitmek için vize talebinden bulunuyor. Mir Bedirxan Britanya’nın Beyrut Büyükelçisi H.E Satow’a Britanya’nın Irak yetkilisi Sir Gilbert Clyton’u şahsi olarak Mısır’da tanıdıĝını ve kendisine bir mektup yazıyor..H.E Satow, Sir Gilbert Clyton’a ekte Mir Bedirxan’ın mektubu olmak üzere, „ özel ve gizli“ bir mektup yazıyor.. Sir Gilbert Clyton’a yazılan mektup’ta vize sorunu gündeme getiriliyor.. Yukarıda Bedirxan’ın Irak’a girmemesini Sömürge Bakanından isteyen Sir Gilbert Clyton Mir Bedirxan’ın Mısır’da tanıdıĝı biriydi.. Sir Gilbert Clyton, Beyrut Büyükelçisine gönderdiĝi 17 temmuz 1929 tarihli cevabı mektubunda: „Gönderilen mektupta yürütüĝü son faaliyetlerden dolayi bu adamın Irak’a gelmesi tümden uygun olmayan bir iştir.. Evet hatırlıyorum ben bu adamı savaş esnasında tanıdım.. O da kışkırtıcılardan biridir“... diyor.... Ingiltere’nin Güney Kürdistan’daki sömürge politikasına karşı, Kürdler kendi hükümetlerine kaybetmelerine raĝmen, büyük bir tehlike teşkil ediyorlardı.. Ingiltere Musul Meselesini kendi sömürgeci çıkarları açısından çözdükten sonra Türkler ve Iranlılarla Kürdlere karşı aynı ortak paydada buluştular... Aslında Ingiltere’nin Kürdistan Kralı Şeyh Mamud’a karşı başlattıĝı savaşlarda, Major Noeli geri çekmeleriyle anti Kürd politikaları şekillenmişti. Ama, Ingiltere’nin Aĝrı Direnişi ve Xoybûn Partisine karşı tutumu Türklerle aynı paralelde seyrediyordu.. Güney Kürdistan’da da Xoybûn Partisinin geniş ve gizli bir örgütlenmesi vardı.. Kürdlere karşı Fransızlarında Ingiltere’den temelden farklı bir politikası yoktu.. Xoybûn Partisi Fransa’nın denetimi altında olan Güney Batı Kürdistan’da faaliyet içindeyken , yüzlerce Kürd siyasal kadrosu alanda bulunmasına raĝmen Fransa’nın tutumunda Kürdlere yönelik olumlu yönde bir deĝişmedi.. Fransa’nın alanda bulunan tüm Kürd kadrolarıyla doĝrudan yada dolaylı olarak herkesle ilişkisi oldu.. O dönem orada bulunan tüm ileri gelen Kürd kadroları hakkında Fransız Gizli Servisinin yüzlerce raporu var. Fakat, Fransa Kemalist Türk devletiyle ilişkilerine öncelik veriyordu... Kürdlerin Kemalistlere karşı savaşmasını istemiyor ve Kürdleri konrol altında tutmaya çalışıyordu.. Devam edecek [email protected]28.03.07