Skip to main content

Doğu Kürdistan’da İran sömürgeciliği

Ahmet ALIM Doğu Kürdistan’da İran sömürgeciliği Doğu Kürdistan, Fars ve Osmanlı İmparatorluklarının 16 yüzyılda yürüttükleri paylaşım savaşı sonucunda bundan yaklaşık 500 yıl önce Kürdistan’ın Fars İmparatorluğu tarafından sömürgeleştirilen bölümüdür. Kürdistan’ın 1920’li yıllarda 4’e parçalanmasından sonra, Kürdistan’ın yüzölçümü ve nüfus açısından 2’inci parçası olan Doğu Kürdistan günümüz İran’ın Kuzey batısından Zagros dağlarını içine alarak Türkiye ve Irak sınırları boyunca güneye doğru 125 000 km²’den oluşan bölgedir. Dağlık bir bölge olan Doğu Kürdistan ormanlık alanların yoğun olduğu verimli vadilerdeki yerleşim yerlerinde 10 milyon dolayındaki nüfusu ile İran nüfusunun % 14’unu temsil etmektedir. İran’da, Doğu Kürdistan’ı oluşturan başlıca bölgeler ; Batı Azerbeycan, Kürdistan, Kirmanşah ve İlam adlarıyla anılmaktadır. Doğu Kürdistan’ın önemli şehirleri başkent Sanandaj. Kirmanşah, Sakız, Mahabad, Urmiye vd. Kürtler, Doğu Kürdistan dışında Abbas Han tarafınadan 17 yüzyılda Kuzey Horasan’a yerleştirilen ve ekonomik nedenlerle Tahran’a yerleşen Kürt’lerin toplu olarak yaşadıkları nüfus adacıkları oluşturmuştur. İran’da Kürtlerin ekonomik faaliyetleri metropollerinde inşaatlarda işci olarak çalışanlar dışında tarım, hayvancılık ve kaçaklık alanlarında yoğunlaşmaktadır. Doğu Kürdistan’da yaşayan Kürtlerin yaklaşık % 75’i sünni islam iken % 25’i Şii islamdır. İran tarihinde Doğu Kürdistan 1514 yılında Yavuz Selim ve Şah İsmail orduları arasında Çaldıran’da yapılan savaş Kürdistan’ın parçalanması sürecinin ilk adımı olması dolayısıyla Kürdistan tarihinde özel bir yere sahiptir. Bu savaşla oluşan denge durumu 1639 yılında Abbas Han ile 4. Murat arasında yapılan Kasrı Şirin anlaşması kayda geçirilerek günümüze dek fazla değişikliğe uğramadan İran ile Türkiye ve İran ile Irak sınırlarını belirlemiştir. İran Şahına vezirlik yapan ve İran’ın merkeziyetçi tavrını iyi tanıyan İdris Bitlis-i Yavuz Selim’le anlaşmasından yaklaşık 100 yıl sonra Bradost aşireti Emir Han önderliğinde Abbas Han’a karşı tarihi direnişini 1610’a kadar sürdürebilmiş ve Dımdım kalesinin düşmesiyle yenilgiyi kabullenmiştir. Kürt direnişini kıran Abbas Han daha sonra bu bölgedeki Kürtlerin bir kısmını Horasan’a sürgün ederek Horasan’daki Kürt nüfusunda önemli bir artışa neden olmuştur. Bu arada 14. yüzyılda kurulan Erdelan Beyliği İran Şahlarına karşı özerkliğini 1865 yılına kadar sürdürebilmiştir. Son direniş noktası Erdelan beyliğinin yenilgisinden sonra Şeyh Ubeydullah 1880’de İran Şahına karşı isyan başlatarak Urmiye gölü ile Osmanlı arasındaki bölgeyi kurtarmıştır. İsyanın başarısı karşısında İran, Osmanlı ve Rus Çarı güçlerini birleştirerek isyanı bastırmış ve Osmanlı Sultanı Abdülhamit Halife sıfatıyla Şeyh Ubeydullah’ın İstanbul’a gelmesini sağlayarak kontrol altında tutmaya çalışmıştır. Fakat Şeyh Ubeydullah yarattığı bir fırsatla Kürdistan’a dönerek Kürdistan mücadelesine kaldığı yerden devam etmek istemişsede Abdülhamit’in otoritesine boyun eğerek Hicaz’a sürgün edilmeyi kabul etmiş ve orada vefat etmiştir. Doğu Kürdistan’da 19. yüzyılın sonuna kadar varlığını sürdürebilen Kürt Beyliğinin yenilgisinden sonra Şeyh Ubeydullah ilk moderne ulusal mücadeleyi başlatmış, ama bölgedeki hakim güçlerin işbirliği, İngiltere’nin bunlara desteği ve Şeyhin dini karakterli hareketi yenilgide belirleyici olmuştur. 1. Dünya Savaşından sonra Doğu Kürdistan Şeyh Ubeydullah’ın yenilgisinden sonra 1. Dünya savaşına kadar Doğu Kurdistan göreceli bir sükünet yaşamıştır. Doğu Kürdistan 1. Dünya savaşı sırasında Osmanlı ve Rus ordularının savaş alanına dönüştüğünden ciddi tahribatlar yaşanmıştır. Simko İsmail savaştan tamamen zayıflayarak çıkan Kaçar hanedanlığına karşı 1919’da Şeyh Mahmud Berzenci’yle irtibatlı olarak isyan başlatmış ve kısa sürede Doğu Kürdistan’ın önemli bir kısmını kurtarmıştır. Kazak birliklerinde kumandan olan Rıza Han İran’da yaşanan belirsizliğe İngilizlerin desteğini alarak son vermiş ve kendini 1925’de İran Şahı ilan etmiştir. Şah olduktan sonra merkezi iktidarı yeniden tesis etmeye çalışan Şah Rıza Pehlevi güçleri Simko İsmail’i 21 haziran 1930’da görüşmeler yapmak üzere Şino’ya davet etmiş ve burada pusuya düşürerek katl ederek Kürdistan’da egemenliklerini tesis etme yönünde başarı kazanmışlardır. Devamında Cafer Sultan’ın 1931’de başlattığı isyan hareketide başarısızlığa uğrayınca Doğu Kürdistan 10 yıl boyunca Şah Rıza güçlerinin tam kontrolu altında geçmiştir. 2 Dünya savaşı sırasında İran Şahı kontrolu İran’ın kuzeyinde SSCB’nin lehine kaybederken, güneyi İngiltere ve ABD’nin lehine kaybetmiştir. SSCB kontrol bölgesinde gelişen Kürt hareketi 1945’te Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) adıyla Mahabad Kadısı Gazi Muhammed önderliğinde partileşmiştir. SSCB’nin etki alanında partileşen Kürt hareketi 22 ocak 1946’da Mahabad Kürt Cumhuriyetinin kuruluşunu ilan etmiştir. Bu arada savaş bitmiş ve yapılan anlaşma gereği SSCB mayıs 1946’da İran’ın kuzeyinden çekilmiş, İngiltere ve ABD’nin güneyden çekilmesinden sonra Şah iktidarını ABD’nin yardımıyla yeniden tesis etmiştir. Merkezi iktidarı tesis eden Şah ordusu Mahabad Kürt Cumhuriyetine saldırmakta gecikmemiştir. Halkı katliamdan korumak isteyen Gazi Muhammed, genelkurmay Başkanı Molla Mustafa Barzani’nin ısrarlarına rağmen direnmeme kararı alarak 17 aralık 1946’da Şah güçlerine teslim olmuştur. Bu teslimiyete rağmen pazarlık yapmaya çalışan Barzani’nin çabaları sonuç vermemiş ve Barzani 22 şubat 1947’den itibaren savaşarak geri çekilmiştir. Bundan sonra tam hakimiyet sağlayan Şah 30 mart 1947’de Gazi Muhammed ve devamında Mahabad Kürt Cumhuriyeti ve KDP’nin ileri gelenleri idam ettirerek Mahabad Kürt Cumhuriyetine ortadan kaldırmıştır. 20 yüzyılda 11 ay gibi kısa bir süre yaşayan Mahabad Kürt CumhuriyetiKürtlere ulusal marş “Ey Rakip” ile “Kürt Bayrağını” miras olarak bırakmıştır. Mahabad Kürt Cumhuriyetine son veren Şah Doğu Kürdistan’da tam bir denetim sağlayamamış ve 1948’den itibaren Kürt gençleri Mahabad’ta kurdukları illegal hareketlerde yayın faaliyetlerine başlamışlardır. Kürtlerin taleplerine tahammül etmeyen İran Şah’ı Kurdistan’da geniş çaplı operasyonlar başlatmış ve binlerce Kürdistan’lıyı tutuklatarak işkenceden geçirmiştmiştir. 1952’de Musadık’ın başbakanlığı esnasında yapılan seçimlerde Mahabad’ta KDP adayı % 80’in üzerinde oy almasına rağmen milletvekilliği iptal edilerek yerine Tahran’dan bir molla atanmıştır. Yani göreli demokrasi Kürdistan’da uygulanmayarak Kürdistan’ın sömürgeliği Musadık tarafından bir daha tescil edilmiştir. 3 ağustos1953’te Musadık tarafından düzenlen referandumda Mahabad’ta kullanılan 5002 oyun 5000’i Şah’ın yetkilerinin kısıtlanması yönünde iken, 2 kişi Şah lehine oy kullanmış ve Kürtler her şeye rağmen Şah rejimine karşı olduklarını göstermiştir. 19 ağustos 1953’te İran’da Musadık’a karşı darbe yaptıran ve Şah’ı tekrar iktidara getiren CİA, İran’da ABD’nin çıkarlarını güvenceye almıştır. İktidarını restore eden Şah Kürdistan’da geniş çaplı bir operasyon düzenlemiş, fakat Kirmanşah’ın dağlık bölgelerindeki Kürtler Şah’ın güçlerinin bu bölgeye girmelerine izin vermemişlerdir. 1937’de kurulan Sadabat Paktı 2. Dünya savaşı sırasında işlevsiz kalınca, bunun yerine 1955’te kurulan Bağdat Paktı çerçevesinde sağlanan işbirliği sayesinde Kirmanşah’taki Kürt direnişi yenilgiye uğratılmıştır. Kürdistan’ın uluslararası bir iç sömürge haline getirilmesi Kürtler arasındaki ilişkileri ve etkilenmeleri engelleyememiştir. 14 temmuz 1958’de, Irak’ta yapılan darbeyle General Kasım iktidara gelmiş ve Molla Mustafa Barzani 12 yıllık SSCB sürgününden Güney Kürdistan’a dönmüştür. Ayrıca, Irak’taki yeni yönetim Bağdat Paktının uygulanmasında boşluklar doğurunca, Doğu Kürdistan’da KDP öncülüğünde başlayan örgütlenme çalışmalarını sınırlamak isteyen Şah 1959’da Kürdistan’da geniş çaplı bir operasyonla binlerce KDP militanını tutuklatmıştır. Kürtler yapılan sayısız operasyonlara karşın her seferinde yeni direnişler geliştirerek sömürge koşullarında yaşamayı kabul etmediklerini ifade etmişlerdir. 1960 sonrası dönem Doğu Kürdistan ve bölgede yeni bir döneme işaret etmektedir ve bu dönem gelecek yazıda ele alınacaktır. Devam edecek.... Ahmet ALİM Fransa, 24 mart 2010

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.