Ana içeriğe atla

Uluslararası Koşullar ve Türk-Kürt Kardeşliği

Gezi parki eylemlerine paralel, Kurdistanda, Roboski kararı, Erciş’ teki ağaç kesme ve son olarak, işgalcı Türk militarist güçler üyesi subayların 16 yaşından küçük bir kızkardeşimize yıllar süren tecavüz olayının deşifre edilmesi ile, Kurdistan halkı ve Türkiye halkı arasındaki ilişkilerin doğal seyrine doğru bir ayrışmanın yaşanıldığı, bütün açıklığı ile ortaya çıktı. Kurdistan ve Türkiye’ de bu doğal ayrışmanın yaşanılması, Türkiye ve Kurdistan halkının çıkarları doğrultusunda kaçınılmazdı. Yıllarca sürüp giden Türk-Kürt kardeşliği hikayesinin, aslında, Kurdistan’ da yıllarca süren vahşi sömürgeciliğin bir yönü ile örtbas edilme ajitasyonlarıydı. Dayanışma, yardımlaşma ve paylaşmanın olmadığı bir ilişkiyi ‘’ kardeşlik’’ olarak adlandırmak, manipülayondu.

Van depremi gibi doğal bir affette, Türk halkının büyük bir çoğunluğunun bunu ‘’ Kurdistan halkına verilen ilahi bir ceza’’ olarak görmeleri, hatta bunukamuoyuna açık alanda yüksek sesle ifade etmeleri ve bunun Türk halkı tarafından kınanmaması, Kürt halkı ile Türk halkı arasındaki ilişki boyutunu gösteriyordu. Türk ve Kürt halkını doğal bir ilişki tarzı ile kardeşliğe götürecek olan, sosyal-ruhsal, kültürel, duygusal bağ ve ilişkiler, doğal seyrinde gelişmediği gibi, içiçe girmiş görüntüler bile iki toplum arasında ‘’kardeşlik’’ geliştirmedi.

Taksim –Gezi parkı direnişlerinın yaşanıldığı bir süreçte, Türk toplumunun duyarlı kesimlerinin eş zamanlı olarak Kurdistan’da gelişen olaylarda sessiz kalmaları, ‘’Enternasyonal kardeşlik ‘’ ruhunun da Kurdistan halkına karşı duyarsız olduğunu hafızalara yazdırdı.

Duygu ve istemlerimiz farklı, gülme ve ağlama, ağıt tutma, toplumsal bilincin gelişmesine katkı sunan sembol ve değerlere bakış açılarımız da farklı. Farklı iki kültür farklı iki ruhsal şekillenme. Buna rağmen yaşanılan ilişkilerin boyutu farklı olabilirdi. Türk toplumu, Türk aydını-entellektüeli-sanatçısı ile, bu konuda büyük bir sorumluluk ile karşı karşıya olmalarına rağmen, sorumluluklarına yerine getirmelerinin ötesinde, Kürt halkı ve onun vatanı Kurdistan’ a yaklaşım tarzları, TC’ nin tipik bir versiyonuydu.

Kurdistan denilen bir ülkenin işgal ve kan-zülm deryası ile zapt ediliği unutularak, kendi ülkelerinin doğal bir parçası olarak görüyorlardı. Nazım Hikmet Ran efendi de yazdığı şiirin bir mısrasında ‘’ Ortaasyadan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim’’ dememişmiydı. Kurdistan, Ermenistan ve Anatolia bir anda Kürdüyle, Ermenisi ile, Yunanı ile Asur-Kıldanisi ile uçup buharlaşmıştı!

Onlar, Kurdistan halkını ve vatanı zorla tutma istemlerine ‘’İki Halkın kardeşliği, Türk bayrağı çatısı altında Türkiye’ de birlikte yaşama’’ adını takıyorlar. Onlar için Kurdistan ve Kurdistan halkının sembolleri ve moral değerlerinin bir önemi yok, İttihak-ı Terraki’ nin planları ve sistematik bir şekilde; jenosid ve red-inkar temelinde yaratılan ‘’ Türkiye Cumhuriyeti’ nin sonsuz yaşatılma istem ve arzuları önemliydi.

Doğal olarak bu temeller üzerinde kardeşlik ve barışın inşaa edilmesi mümkü değildi ve nihayetinde Kurdistan ve Türkiye’ deki olaylar karşısında, Türk devletine karşı direnişte iki halkın dayanışmasını güçlendirmesini gerektirirken, varolan güvensizliği ortaya çıkardı.

Bu bir not ve uyarıydı!

Zaten başka türlü olmasını beklemek te gerçekçi değildi. Kürdistan halkı zülme ve Köleliğe karşı direnirken, Türk halkının ezici çoğunluğu ve devletleri ile ayni saflarda buluştular.

Bu açıdan Kurdistan halkına Türkiye ve Türk bayrağının çatısı altında birleşecek kardeşliği dayatmaları bitmek zorundadır. Bu tutum ve davranışlar, her iki halka da büyük zararlar vermektedir. Her nehir kendi mecrasında akması ile uluslararası alanda, büyük çatı altında, Enternasyonal kardeşlik çatısı altında, farklılığı ile birleşebilir. Zülm ve sömürü merkezine karşı savaşın birleşmesi, zülmün kalesi yıkılması isteniliyorsa, ayrı durup( Kurdistan ve Türkiye) ortak vurmak gerekir.

Özellikle, Kurdistan politik akımları, bu ‘’ kardeşlik ‘’ safsatalarından uzak durmaları gerekir. Bu şartlar sürdüğü ve Türk aydının-demokratının, solcusunun, İslamcısının liberalinin, çevrecisinin, Kurdistan ve Kurdistan ulusal sembollerine saygı duyma kısacası, Türk işgal güçleri Kurdistan’ dan çıksın diye sokaklara inmedikçe, kardeşlik ve barış ajitelerinin cazibesine kapılmamalıdırlar.

BBC’ nin Başkent Amed’ te gezi parkı direnişine ilişkin yaptığı araştırmalar da bu konudaki haklılığımız bir kez daha teyyit etmiştır. Kurdistan halkı yol ve yönünü çoktan seçmiştır. Yapılacak tek şey, kabul etmek ve saygı duymaktır. TC, ordusu ile polis gücü ile CHP’ si, MHP’ si ile Kurdistan’ da yok olduğunu görmekte bunu AKP, Fethullah Gülen, HÜDA-PAR, Öcalan ve Kürt ‘’dostları’’ Türk aydınları ile tellafi etme yoluna gitmektedirler.

Şart ve koşullar bağımsız Kurdistan için uygun değil diyen ‘’utangaç Türkiyeciler’’ günümüzün büyük bir değişim ile karşı karşıya olduğu, koşulların ulus devletlerin ortaya çıkması için uygun olduğu 20 yıllık süreç içersinde onlarca ulus devletlerin tarih sahnesine çıktığını unutmamalıdırlar.

Uluslararası ekonomik kriz, Rus-Çin blokunun ekonomik alanda güçlenmesine paralel olarak, dünya jeopolitik coğrafyasında değişimleri yeni ittifak ve antlaşmaları getirmeleri kaçınılmazdır. Bu noktada, Türkiyecilikte israr etmek, Kurdistan sorununu çözümsüzlüğe itmek ve TC’ nin Kurdistan’ da sistemli bir şekilde sürdürdüğü ‘’ Türkleşme ve Türkiyelileştirme’’ politikalarına zaman kazandırmadır.

O halde, Kürt dünyasının, Kurdistan politk arenasının; arayış ve çabaları, plan ve programları, Kurdistanileşme, kendi topraklarında özgür ve bağımsız yaşamayı esas almak olmalıdır. Kurdistan halkı bu konudaki tutumunu netleştirmiş, uluslararası koşullarda buna uygundur. Kurdistan sorununu Türkiye’ nin bir iç sorunu-demokrasi sorunu gören Kürt anlayışının, uluslararası alanda itibar kazanmasi, muhatap görülüp kaale alınması beklenilmemelidir.

O halde, Kurdistan bayrağı ile alanlara.......

Goran Koçgirî

Herkese merhaba, Bu siteye yanlislikla girdim :) Turk'um, Turkiye'liyim :) Goran Kocgiri makalesiyle irkildim, urkuldum ve uzuldum! Cevap vermeden duramadim! 'Ne yazik' hala boyle dusunen, yazdiklarinin hem Kurd'e hemde Kurt davasina zarar verecegini bilemeyenler var! Hemde cok ama cok provakatif bir sekilde! Mesela; Milliyetcilik! 'Milliyetcilik' Bati uygarliklarinin fazla degil, daha 200 sene once kesfedip, kendilerinden buyukleri parcalayip, yonetme ve somurme zehirinden baska bir sey degildir! Koskoca Osmanli bu zehirle yikilmistir TSK, 'Beyaz Turk Yonetici Siniflari' ve Polisi'de bu zehircilere hizmet etmistir ama (yazinizdan anladigim kadariyla entel birisisiniz) sizin gibilerin ya cesitli cikarlar (Ornegin - kisisel cikarlar) ugruna anlamak istemedigi yada bilerek silah gibi kullandigi bir alete donusturerek kullandigi bir sey halinde, sizinde zehiriniz olmus! Unuttugunuz veya anlamak istemediginiz gercek sudur; 1 - Her ne kadar Turk Ordusu ve Polisi iktidarlara hizmet ediyor gibi gorunsede, asil patronlari; - Kuresel Sermaye'dir!  - Uluslararasi Sermayedir!  - Enternasyonal Emperyalizmdir! 2 - Onlarin tek Mazlumu Kurt toplumu degil, Turk Halki'ninda %70i dir! 3 - Ornegin ben Konya'liyim ama Turk'um. En az Kurt'ler kadar mazlum oldum, Milyonlarca vatandas gibi, Yurt disina kacmak zorunda kaldim! 4 - 1982 -84 de askerdim ve PKK oncesi gittigimiz, Sirnak, Uludere, Cizre ve hatta Yuksekova'da dahi Pesmergelerle ve diger Kurt'lerle tanistim! Biraz konusunca anladikki Sorunlarimiz ayni idi! 5 - Bir Kurdistan yaratma hayalleri her ne kadar toz-pembe gorunsede, maalesef sadece ve sadece Emperyalist guclere yarar! 6 - Arap'lara yaptiklari, bir gun sizin basinizada gelir! 7 - Simdilik belki sizi destekliyor gorunuyorlar ama, tek ilgilendikleri Guney-Dogu petrolleri! 8 - Ayrica; Sayica en cok olmalarina ragmen, Turkiye'deki tek Etnisitler Kurt'ler degilki! - Alevi'ler - Ermeni'ler - Yahudi'ler - Laz'lar - Arap'lar  - Durzi'ler  - Bosnak'lar var 9 - Parcalanmis bir Turkiye, hic birisinin isine yaramaz! 10 - Zannetmeyinki Guney'deki Kurt Bolgesel Yonetimi kalicidir!  - Ne Iran, Ne Suriye, Nede Irak bu isten hosnut degil!  - Cok degil, bir kac sene icinde, Erbil ve cevresi Beyrut'a donecektir! Buna emin olun 11 - Hepimiz icin en emin yol, en saglam yol, en saglikli yol, Turkiye'nin Pis Fasist Yonetimlerden kurtarilip, tumuyle demokratik Rejim'li bir ulkeye donusmesidir! 12 - Unutulmasinki, etnisiti, her zaman ve her yerde etnisitidir ve hic bir Emperyalist tarafindan goz ardi edilmeyecektir. Bu ister bir Kurdistan devletinde olsun ister Turkiye'de 13 - Turkiye; AKP yonetimi altinda, Buyuk ve Sayilan bir Devlete donusme yolundadir. Parcalanmasi hic kimsenin isine gelmez ve gelmemelidir. Sadece Demokratiklesmesi, her kesimin rahatca yasiyabiliecegi bir vatan olmasina yetecektir! 13 - Siz farkinda olmasaniz dahi, Turkiye'deki Kurt Siyasi Hareketi ve Sn Ocalan'da bunun farkindadir! O nedenle, yeni olusan sartlari kabul etmislerdir! 14 - Bosna ornegini unutmayiniz! 100 binlerin canina kiyilirken, Hollanda ordusu katliami sadece seyretmistir! 15 - Tek kurtulus, Fasist Devletin Demokratlestirilmesidir ve bunu Turkiye'nin % 70 i istemektedir ama, maalesef, Hem Kurt'ler hemde, Renkli Turk'ler, bunu anliyacak moderniteye henuz gelmemislerdir! 16 - Size tavsiyem; Boylesine provakatif yazilarla toplumunuzu atese atmaya hazirlamak yerine, onlari Modern, Ekonomik, Siyasal ve Kulturel alanlarda gelistirmek, bilgilendirmek ve Emperyalistlerin yarinlardaki oyunlarina karsi hazirlikli olmaya cagirmaktir! Sn Erdogan'in, yikilamaz gibi gorunen Darbeci'leri 10 yil gibi kisa bir surede nasil dize getirdigini ve topluma nasil yon verip, batmakta olan Turkiye'yi Dunyanin 16ci ekonomisine donusturdugunu unutmayiniz. 17 - Gezi ve Taksim olaylari, sadece bir toplumun, gerektiginde karsi koymasi gerektigini ogrenme veya pratigi olayidir ve Turkiye'nin ilerde daha demokratik yonetimler goreceginin habercisidir. Tanri, hepimizin yardimcisi olsun derim

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.