Ana içeriğe atla

Kara Gün Ya da Kara Tarih / E.J

15 Şubat kara gün, yoksa kara tarih midir?

Eğer Kürd halkı bağımsızlığından, özgürlüğünden vaz geçilmeseydi, direnilseydi tarih daha ileri bir basamakta olurdu.

Kara gün Öcalan'ın, konuşmalarıyla başlamıştı (vazifeye hazır olmak, anam Türktür…).Bu konuşmaların kara gün çağrısı olarak, yeni bir başlangıcın itirafıydı. Fakat, esas kara gün, PKK merkezinin ilk sözlerini (İmralıdan gelecek söylemleri kabul etmeyeceklerine dair) geri alması ile başlamıştır.

Gerileme; artık, İmralı'dan gelen tüm direk haberler,ve konuşmalara bağlı kalacağını ve bağlı kalan PKK merkezi ile başlamıştır. Oysa, PKK Merkezi kadroları, yurtseverleri başta Diyarbakır zındanı olmak üzere “zindan direnişi” gibi bir miras ve tecrübe sahibiydiler.

Öcalan'ın İlk konuşmaları çözüldüğünün ispati iken, onun her söylediğini kabullenmek kara günün yaratıcısı olmak demektir.

Dış dünya çıkarını düşünmüş, kendi politika ve stratejisini uygulamıştır.

Direnemeyenler, yaratıcılığını, kendine güvensizliği yaşayan merkez çatlaması, ikinci darbedir.

Biribirlerini yok eden bir merkezin bırakacağı güven ortadadır. Merkez, Hevaller arasındaki düşünce farklılığı, ölümler ve ayrılmalarla sonuçlanmıştır. Öyle, direnmiştir, komplo’yu boşa çıkarmıştır cümleleri çatıyı taşımaz.

Komlonun hedefi PKK'yı dağıtmaktı deniyor (dış güçlerin Aposuz, farklı ilişki geliştirmeyi kenara koyarsak) doğrudur.

PKK merkezi kan gölünden, parçalanmışlıktan sonraki haline bakalım: Bir ulusun bağımsızlıkçı örgütlenme yapısından, Öcalan'a ev hapsi için adapte edilen bir kuruma dönüştü. Tüm kurumlar pasfize edildi. Kürt halkı teori kıtlığı yaşıyormuşcasına biribirini çürüten teoriler üretildi. Teoriler Kürdistanı kurtardıktan sonra dünyayı kurtarmaya yöneldi. Yeni bir misaki millinin sınırları çizildi kafalarda. Kültürel sömürgeleşme, kültürel kırılmalar, asimlasyon temalı konular üstü kapalı göstermelik işlendi, bazen şantaj olarak sadece dile getirildi.

Sömürge bir halkın şurası burası eziliyor, sömürülüyor, kırılyor demenin mantığını anlamak güç. Sömürgesin adını, soyadını onlar koyorsa, köyünü yok edip kendini koyuyorsa; bu ezilmeleri parekende parçalıyarak satmanın bir anlamı sadece gündemde kalmak, kitleyi elde tutmaktır, uyutmaktır.

Toptan her şey o makineden geçiyor. Dil-kültür-asimlasiyon demek, ses çıkarmadan dudak kıpırdatmaktır..

Parça parça boyun eğmenin anlamı yok. Başını önüne eğmek yok olmaktır. PKK her alanda başını önüne eğmiştir. Buna dış boyutunu eklersek; sömürgecileri incitmeden başımızı eğmek olduğunu görürüz. Kardeş kardeş yaşamak sömürgecilerle.

TC-İran ve Suriye arasındaki görüşmelerde PKK'yı nasıl parsel parsel parçaladıkları basına yansıyor.

Pjak neden ABD tarafından terörist ilan edildi. Çünkü TC'nin emri ile PJAK işlevsiz bir konuma getirildi. Madem TC'nin dediği oluyor, o halde teröristsin dedi ABD. İran'da bol bol idam ediyor.

Aman kılınızı kıpırdamayın. Bunlar Kürt çocuklarıdır, ölümler önemli değil. Gelen vuruyor, giden vuruyor.

Emperyalist dedikleri ülkelerin çizmiş olduğu sınırları, misak-ı millileri değiştirmek istemiyor, bir nevi çok güzel çizlimiş diye tastik ediyor ve adından İngilizler, emperyalistler şöyle yaptı diyor.

Köle halk, köle kalacaksa, sömürge sömürge kalacaksa neden bunca ölüm, sürgün yoksulluk, işkence neden?

Ne sömürgecilerin, ne emperyalistlerin yaptığı zulmü değiştirmeyeceksen, ne istiyorsun?

Sillah bırakmak baş eğmek önünü ilikleyip köle olmak değil midir?

Düşmanın arzu ve isteğini yerine getirmenin adı ne zaman devrim veya demokrasi oldu?

Çocukları şahsi politikada kullanmak gururlu bir politikamıdır? Çocuklar kadar olamıyanlar, çocuklardan medet umması kara tarihtir.

PKK'nin oniki yıllık geçmişi kara tarihtir.

Kim olursak olalım hepimize utanç veriyor.

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.