Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 12 April 2009

Obama, “Kürt azınlığı“, “Kürtlerin haklarının verilmesi“ ve “Türkiye'nin toprak birliğinin korunması“ sarmalında ABD'nin Kürd politikasını bir kez daha özetledi.
Bu politıka kuşkusuz Obama'ya özgü değildir. Daha önceleride ABD yetkilileri tarafından defalarca dile getirilen görüştür. Azınlık, hak, hukuk, çözüm es geçildi, ama Türkiye toprak birliği daima desteklendi.
Obama, Türkiye ziyaretinde aynı baklayı ağzında geveledi.
Geveledikleriyle alevere dalevere Kürd memet'e yine nöbet yazdırıldı.
Kürdler, yine millet olarak kabul görülmüyor.
Kürdistan diye bir ülke yok sayılıyor.
Bunlar yok sayılınca doğal olarak millet, ülke olmadan doğan haklarda yok sayılmış oluyor.
Geriye bir azınlık, azınlık hakları ve ucu açık “çözüm“ kalıyor.
Bu da TC devletinin “hüznü niyeti“ne bırakılıyor.
Bu durum öngörülen “Kürt Konferansı“yla Kürdlere kabul edilmek isteniliyor.
Bu projede İmralı haini ve şurekasına bir görev verilmesi düşünülüyor.
Nasıl bir misyon biçecekleri konusu henüz açık değil.
Bu boyut, Türk egemenlik sistem sahiplerinin kendi arasındaki güç dengesi belirliyecektir. Hepsinin İmralı haini ve emrimdekilere bir misyon verilmesinde hemfikirler, ama bu misyonun hangi araç ve yöntemlerle sürdürülmesi konusunda hemfikir değildirler.
Hangi araç ve yöntemlerin kullanımına yol verecek olanlar Türk egemenlik sistemine yön verecekler olacaktır. Bu da ABD ve Batının onayıyla olacaktır.
ABD ve Batı, TC'yi Güney Hükümetini tanımaya zorluyor. Bir yerde buna mecbur kılıyor. Fakat bu mecburiyet karşılıksız bırakılmıyor. Buna karşılık olarak Kuzey'i Türk egemenlik sistemine entegre etmeyi kendilerine taahüt ediyorlar.
Burada esas yük İmralı haini ve tetikçilerine bindiriliyor. Onlarda bunu seve seve yapacaklarını deklere ediyorlar.
Kimi Kürd çevreleri bunu görmeyip Tetikçi hareketi “Kürt gücü“ olarak görüp destek vermeye devam ediyorlar.
Bununla neye hizmet ettiklerini bilenler var, bilmiyenler var.
Bilmiyenlere bir diyeceğimiz olmaz, ama bilenlerin neye karşılık yaptıkları biliniyor.
İşin içinde bu kadar rant varken bu kesimlerin Kürdlük adı altında ihanetin değirmenine su taşıdıkları gerçeği sırıtıyor.
DTP, kortralaşmış İmralı hainini kurtarma hareketidir.
Kimden kurtaracakları sorusu anlamsızdır. TC devleti desen acayip olur. İmrali haini TC devletinin bir emir eri. Şu an kabul edilmeye çalışılan proje İmralı hainini legalleştirmek ve meşrulaştırmaktır.
Dedikleri ve yapmak istedikleri budur.
DTP, “Biz federasyon, ayrı devlet istemiyoruz. Öcalan'ın hapis koşulları düzeltilmeli“ ve Ahmet Türk'ün, "DTP'nin Kürt halkından aldığı büyük destek bu sorunun çözümünde bir adrese işaret ediyor. PKK ve Öcalan muhatap alınmadan bu sorun çözülmez" derken sözü geçen proje dilendiriyor.
Bunu da düşünülen “Kürt Konferans“ı ile gerçekleştirbileceklerini hesapliyorlar.
Anlaşılan “Kürt Konferansı“ toplanacağı gündeme düşünce o sıralar telefon ve ulak şebekesi tam randımanlı çalışmamış olacak ki, bu günden farklı bir tavır geliştirdiler.
İmralı güdümlü ihanet çetesi, “Kürt Konferansı“ gündeme geldiğinde tepkisel olarak karşı çıktı.
Sonra konferansın amacı netleşmeye başlanınca savunuya geçmeleri fazla sürmedi.
İmrali haininin emir subayı Duran Kalkan'ın durduk yerde, düşünülen “Kürt Konferansı“nı, “gerçekleştirilmesi gereken demokratik bir görev“ olarak seslendirmedi.
İmralı haininin emir subayının bu söyledikleri kapalı kapılar ardında dolanan karanlık planlarada işaret ediyor.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.