Ana içeriğe atla

[b]Dikkat edilirse buradan itibaren Musul ve Kerkuk'u birbirinden ayırıyorum. EU, Rusya ve İran'ın muhalefeti nedeniyle bölgede elini güçlendirecek yeni kartlar arıyor. Musul'da önemli bir süryani nüfus var. Lübnan'da da iktidar ortağı durumundalar. Eskiden İsrail yanlısı falanjistler içerisinde yer alıyorlardı. Hristiyan oluşları nedeniyle kiliseye ve Avrupa sağına cazip geliyorlar. Misyoner faaliyetleriyle "ehlileştirilmiş", sadakati sağlanmış bir grup. Musul'un, bir süryani devletçiği yada süryanilerin yönetimini ağırlıklı olarak ellerinde bulundurduğu federatif bir yapı olarak planlandığı, bölgede yeni bir İsrail'e zemin hazırlanmak istendiği 1958'den beri biliniyor. Aslında plan daha eski, kurulması planlanan ilk "İsrail" olarak süryani devletçiğini anmak hiçte yanlış olmaz. Simko bu hayali bitirdi.[/b] Benim Asuri bahsini Simko ile ilişkilendiren cümlelerim bundan ibaret. Kim aksini yazabildi, kim daha daha doğru yorumlayıp formule edebildiyse altına yazsın görelim. İkinci bir husus, iki alıntı ve doğru tefsiri.. 1. [i](kaba tercume: kralin (Faisal) 1933 de olumunden sonra, Gazi arap milyetcilerinin sempatisini kazandi ve bir vakitler Britishlrece kandilerine ait bir devlet icin desteklenen nasturi assurilerin isyaninin acimasizca bastirdi)[/i] 2. [i]((kaba tercume: 1914 de birici dunya savasi baslayinca, hakkarili nestorian hiristiyanlar osmanli bolgesinden, daha onceleri de nasturi toplulugunun var oldugu ve rusyanin onlara koruma imkani sundugu goreceli emniyetli urmiye bolgesine goctuler.Ruslar iran dan cekilince ortaya cikan otorite boslugunu Siimko doldurmaya giristi. Britishler tarafindan anti-osmanli savas gucu olarak orgutlenmeye cabalanan Nasturiler, urminye bolgesinde kendileri icin br bagimsiz devlet yaratma niyetinde idiler. Bu niyet onlar ile Simko nun cikarlarinin catismasina yol acti. Simko, gelenksel bir savas lordu ozelliklerini (warlord un turkce tam karsilgi yok gibi, mutegallibe(usurper) desek tam olmuyor, ancak ingizlicede "derogatory"/kucultucu asagilayici, kotu anlamlarda kullanildigi kesin)Kurd milyetci emelleri/talepleri ile birlsetirerek, onemlli miktarda kabileyi/asireti basarli bicimde kendi komutasi altinda birlestirmeyi becerdi.)[/i] İki farklı paragraf birbiriyle teknik anlamda çelişik değil, uyumlu ve yekdiğerini destekler durumda. Arap ülkleri bağımsızlıklarını İngilizler başta olmak üzere batılı devletlerin desteğiyle kazandılar, bu desteğe Rusya da dahildir. İsrail oluşumunu 2. Dünya savaşında Alman karşıtı cephede yer alan devletlere borçludur. Arap ülkelerinden farklı olarak İsrail bir tek yahudi topluluğunun yaşamadığı topraklarda kuruldu. Bosna-Hersegovina batılı ittifak güçlerinin Yugoslavya'yı işgali ve dağıtması sonucu batılı devletlerin korumacılığı ve garantisi altında kuruldu. Bu saydıklarıma Makedonya ve Kosova'yı da ekleyebilirsiniz. Kürdistan Federe Devleti batılı ittifak güçlerinin Irak'a müdahalesiyle kuruldu. Bu altı devletin kurulan devletlerin batılıların desteği ve himayesiyle kurulduğu tartışma götürmez bir şekilde ortadadır. Bundan hareketle arapların, yahudilerin, kürtlerin, boşnakların, makedonların, albanların devlet kurma emellerinin, bu uğurda mücadelelerinin, tarihin geçmiş dönemlerinde devlet oldukları gerçeğinin inkarı gerekmez. Batılıların destek sunması bu olguların her birini ortadan kaldırmaz. Doğru tanım, bölgedeki herhangi bir halkın devlet olma isteğinin bölgeyi bugün bile çok geniş bir şekilde işgalinde bulunduran güçlerin bölgeye dair hesapları ve bölgedeki menfaatleriyle uyuşması halinde gerçekleşme şansına sahip olduğudur. Arapların, kürtlerin, boşnakların, albanların devlet olması yaşadıkları yörede yekpare bir nüfus arzederek toprak bütünlüğü esas alınmak suretiyle, toprak bütünlüğü kavramı kurulan devletlerin meşruiyetine esas teşkil edecek şekilde kuruldu. İsrail'in kuruluşunda holokost ve dayandırıldığı dünyaya dağılmış, eziyet görmüş mazlum halk olması gerekçe gösterildi. İsrail'in bugün kurulduğu topraklar yahudilerin eskiden devlet oldukları topraklar olmak durumundadır. Ancak yahudiler eski dönemlerde de filistin yöresine işgalle geldiler. Devletleri bir defadan fazla işgal edildi dağıtıldı. israil'in meşruiyetinin bugün bile kimi çevrelerce tartışılıyor olmasının nedeni budur. İsrail'in filistin topraklarını da işgal ederek yayılması Eski Ahit'te yer alan "vadedilmiş topraklar" bahsinden başkaca meşriyet içermez. Günümüz hukuku böyle formüle edilmiştir. Süryanilerin toprak bütünlüğü yok. Yekpare nüfus özelliği göstererek çoğunluk olarak yaşadıkları yöreler Kürdistan'ın dışında. Urmiye'de ise tarihin hiçbir döneminde yerleşmedi ve yaşamadılar. Onbeşbin civarında silah çıkarabilen (aslında batılılarca silahlandırılmış) küçük bir gücün aniden hareketlenerek bulunduğu devletin siyasi sınırları dışına çıkıp önceleri hiç bulunmadığı bir alanda hak iddia etmesini teşvik eden nedenler aslında bu alıntılarda son derece açıktır. Birileri alıntıladığı yazıları okuma ve anlama yeteneğinden yoksunsa, bu durum gerçeği değiştirmeye yetmez. Ermeniler gibi süryaniler de ingilizler ve ruslar tarfaından silahlandırıldı ve teşvik edildiler. Sonunda büyük güçlerin anlaşması ile açıkta ve desteksiz bırakıldılar. Ermenilerin kendi topraklarını genişleterek kürtlerin topraklarını da ilhak edecek şekilde devlet olma planı vardı. Hem ermenilerde istek olarak vardı hem Sevr'in haritalarında ve lafzında bu olgu yeterince açıktır. Süryanilerin ermeniler kadar şansı yoktu. Ermeni hak talebinin istinad ettiği meşruiyeti ermenilere sağlayan nüfuz yekpareleriğinden yoksundular. Bugün hala yoksunlar. Ermeniler millettir. Süryaniler ise milliyet. Toprak bütünlüğüne sahip olmadıkları için milliyettirler, tıpkı yahudilerin israil'in kuruluşu öncesi sahip oldukları konumdadırlar. Süryanilere toprak aranıyor, hibe edecek olan olan kimin kesesinden ve topraklarından ikramda bulunacağını yine kimler adına ikram ettiğini açıklayarak teşrif buyursun görelim. Plana gelince.. aşağıdaki bir tek cümlede özetledim. Burada sayfalar dolusu yazılara karşılık benim bir bir tek cümlem var. [b]Aslında plan daha eski, kurulması planlanan ilk "İsrail" olarak süryani devletçiğini anmak hiçte yanlış olmaz. Simko bu hayali bitirdi.[/b] Yanlışını bulan şapka çıkarılır. Kimse kürt tarihini kürtleri köleliğe mahkum eden esas fail ingilizlerin gözlüğü ve niyetleriyle anlamak zorunda değil. Türkiye bile bugün hala kürtleri ingilizlerce sağlanmış statüko ve ingilizlerle imzalanan Lozan aracılığıyla kontrol ediyor. Sadece Türkiye değil, Irak ve Suriye'de devlet olarak varlıklarını ve tabiiki kürtlerin topraklarını işgal etmiş olmalarını ingilizlere borçuludurlar. Suriye, Irak ve Türkiye, Kürdistan sorununa ve kürtler ingiliz gözlüğüyle bakıyorlar. Sömürgeci zaviye budur. Kürdistan tarihini ve kürtlerin siyasal duruşunu bu zaviyeden irdelemeye kalkışmak, süryani ve ermeni meselelerine bizzat faillerinin ve sorumlulularının gözüyle bakmak körlük olmasının dışında "sömürge katipliğinin" kallavisidir. Duyanlar duymayanları haberdar etsin. ([i]Sömürge katibi deyimi, sömürgeci mekteplerde mürekkep yalamış olmakla kendi geçmişinden soyutlanan devşirmeler için Amilcar Cabral'ın kullandığı deyimdir[/i])

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.