Ana içeriğe atla

Merhaba Zagrosi, Mevlana'nın kürtlüğü bana göre oldukça berrak. Soy belirlemesinde herhangi bir araştırmacıdan çok Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin kendini nasıl tanımladığı, hangi etnik kökene mensup saydığı esas alınacak olursa kürtlüğü tartışılmaz görünüyor. Türklerin en önemli Mevlana araştırmacısı Abdulbaki Gölpınarlı'dır. Gölpınarlı, türkçeye çevirerek neşrettiği Mesnevi nüshasının girişine Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin kendini takdim ettiği [i]'Kürt yattım, arap uyandım[/i]' şeklindeki cümlesini koymuştur. Mevlana bu deyimle soy mensubiyetini kürt olarak tanımlarken, arap dini ve kültürüyle yoğrulduğunu açıkça ifade etmiştir. Bunun kadar önemli bir bulgu da Mevlana'nın Belh doğumlu olmasıdır. Doğum yeri ve tarihini oğlu Sultan Veled'in yapıtı aracılığıyla bilmekteyiz. Belh şehri, Kürt Sıvedî konfederasyonunun hanedanları Barmakî'lerin yönetim merkeziydi. Ebu Muslim Xorasanî ile eşzamanlı olarak Abbasilerin hizmetine girinceye kadar Barmakî hanedanları Belh'te ikamet etmekteydiler. Partların bakiyeleri olan Xorasanî ve Sıvedî kabilelerinin müttefikleri olan sair İranî topluluklarla birlikte Anadolu'ya göçleri aynı zamanda Hint-Avrupalı toplulukların en önemli göç dalgalarından biridir. Barmakîlerle ilgili ansiklopedik bilgilerde, ilgili hanedanlık ailesinin Abbasi halifelerinin hizmetine girinceye kadar budhist oldukları, Belh şehrinin Sıvedî devletinin çöküşünden sonra bile günümüz Vatikan'ına verilmiş statü benzeri bir statüye sahip olarak 40 km. karelik bir alanda hiçbir devletin ve hükümdarın ilişemeyeceği özerkliğine değinilir. Şerefname'den ulaşan, Osmanlı'ya şeklen bağlı, yönetimleri babadan oğula geçen 4 (görece) bağımsız kürt hükümetinden biri olan Ginc mireliğine dair bilgiler arasında Ginc mirelerinin Barmakîlerden geldiği bilgisi de yazılıdır. Bu mirelerin ahfadı boy mensubiyetlerini hala Sıvedî olarak tanımlıyorlar. Gerek Mevlana'nın kendini bizzat tanımladığı cümlesi ve gerekse doğduğu yer kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kürt topluluklarını gösteriyor. Ailesinin Konya'da Selçuklu himayesine girmezden önce Erzincan ve Malatya gibi kürt vilayetlerinde ikamet etmiş olması da ayrıca dikkate değer. İsmet Zeki Eyuboğlu'nun "[i]Bütün Yönleriyle Mevlana Celaleddin" (Özgür Yayın-Dağıtım, İstanbul, 1988[/i]) adlı kitapçığında belirttiğine göre Sultanü'l-ulema diye anılan babası Bahaeddin bin Hüseyin bin Hatibi'nin Belh'ten ayrılması kendi isteğiyle olmamıştır. Eyubuğlu, ayrılma nedeni olarak bazı "kınanacak davranışların" varlığından bahseder. Şems-î Tebrizî olayında benzer kınanacak davranışların tekrarını bu kez oğul Celaleddin'de babadan intikal etmiş bir iptilanın tezahürü olarak görmekteyiz. Kuşkusuz niyetimiz ahlak yargılayıcılığı değil. Ancak zorunlu göçedişin nedenlerinin sorgulanmasına binaen bu bilgileri nakletmemiz gerekiyor. Selam ve saygılar.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.