Ana içeriğe atla

İsmail Beşikçi, Mümtaz’er Türköne ve milliyetçilik / Serdar Roşan

Sosyolog İsmail Beşikçi ulus-devlet ve milliyetçilik hakkında bir yazı yazdıktan sonra, Zaman gazetesi yazarlarından Prof. Mümtaz’er Türköne, ’Kürdlerin Nihal Atsız’ı: İsmail Beşikçi’ başlığıyla köşesinde İsmail Beşikçiyi ırkçılık yapmakla suçladı.

İdeolojik sahada işin içine milliyetçilik girince, neredeyse tüm Türk aydınları sert bir tepki içine giriyor, Kürdleri ırkçılık yapmakla suçluyor. Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Baskın Oran, Mümtaz’er Türköne, Ahmet Altan, Taha Akyol vb. Türk aydınları değişik konularda farklı düşüncelere sahiptirler ve farklı alanlarda bulunuyorlar, ama mesele Kürd milliyetçiliği olunca her nedense aynı tepkiyi gösteriyorlar. Kimisi Kürdleri ırkçılıkla, kimisi ayrımcılıkla, kimisi de zamanı geçmiş ulusal devlet savunuculuğuyla suçluyor veya eleştiriyor. Ama her nedense hiç birisinin aklına ‘bu zamanı geçmiş’ milli devletlerden biri olan Türk devletini demonte etmek gelmiyor. Dolayısıyla eleştirilerin yöneldiği yer belli oluyor! Kürdlere milliyetçilik yapmayın deniliyor.

Neden?

İşin ilginç tarafı bunlar veya benzeri Türk aydınlarının bu tuhaf tavırlarına ortaklık eden çok sayıda Kürd aydını ve siyasetçisi de mevcut ve bunlar Türk medyasında sabah akşam yemin billah ederek ‘Kürdçü, milliyetçi’ olmadıklarını söylemektedirler. Kemalist solun etkisinde olan Kürd siyasetçilerin bolluğundan geçilmiyor ve sözüm ona bu kesime muhalif ama Türk basınında yine Kürd milliyetçiliğine küfür etmeyi marifet sayan bir sürü Kürd aydını veya okumuşu da işin cabası.

Meseleyi bulandırmanın anlamı yok, Kürd vatanından, Kürd dilinden, Kürd kültüründen, Kürdlerin milli haklarından söz ettiklerinde veya asgari de olsa bunları siyasal amaçları arasında saydıklarında, Kürdler milliyetçilik yapmış olurlar. Bu meselenin bir tarafı. Diğer yandan Kürdler istedikleri kadar Türk medya organlarında ‘milliyetçi değiliz, Kürdçü değiliz’ desinler, bir şey ifade etmez. Milliyetçilik zaten budur. Ama bir konuda böyle düşünen, davranan, tavır geliştiren Kürd siyasetçilerinin hakkını da teslim etmek gerekiyor. Bunlar modern, tutarlı ve sağlıklı bir milliyetçi anlayışa sahip değillerdir. Ve maalesef Kemalist Türk Solu’nun fikir çöplüğünden beslenen bu Kürd okumuşları, milliyetçiliğin modern ve demokrat konumunun çok gerisinde sakat ve tabiri caizse ‘ilkel milliyetçi’ bir siyasal profil çizmektedirler.

Sosyalist, komünist, muhafazakâr veya İslamcı olduğunu söyleyen Kürdlere sormak gerekiyor: Milliyetçi değilseniz neden Kürd vatanından, dilinden, kültüründen veya Kürd milletinin milli devletini kurma hakkından söz ediyorsunuz?
Milli devletini kurmak veya bunu amaçlamak, milliyetçilik değil midir?
Milliyetçilik bu değilse nedir?

Milliyetçilik nedir?

Basit bir ifadeyle söylersek, bir halkın yaşadığı coğrafyada hükümran olmasıdır. Bunu ille de örneklersek şu demektir: Kürdlerin, Türklerin, Arapların, Farsların, Almanların, Rusların vb’nin toplumsal gerçeklikle çakışır anlamda kendi coğrafyalarında, vatanlarında, hükümran olmalarıdır.

Hükümranlık ne ile sağlanır?

Cevap: Bağımsız devlet veya eşit koşullarda devlet kurumlarıyla, bir diğer deyişle, iki veya daha fazla milletin, etnisitenin, federal bir devlet çatısı altında siyasal egemenliği paylaşmasıyla bu sağlanır.

Milliyetçilik bir ideoloji olmakla birlikte, örneğin bir sınıf ideolojisi değildir. Milliyetçilik bir sınıfın egemenliğini işaret etmez. Bir etnisitenin siyasal ve toplumsal konumuna işaret eder. Milliyetçiliğin kapsamı ve tarihsel arka planı, örneğin; burjuva veya işçi sınıfı ideolojilerinin işaret ettiği egemenlik sistemlerinin ötesinde, daha geniş ve daha derin bir arka planı bulunmaktadır. Ayrıca sınıf ideolojilerinin kapsam, hitabet ve etkileme alanı, milliyetçi ve dinci ideolojilerin kapsam, hitabet ve etkileme alanından daha dar ve dikeydir.

Ama milliyetçilik ve din ideolojileri bir sınıfın, bir sosyal kesimin siyasal egemenliğini işaret etmemekle birlikte, siyasal egemenliği ele geçiren kesimler, sınıf veya sınıf blokları, bu iki ideolojiyi egemenliklerine meşruiyet kazandırmak ve egemenliklerine sağlam bir temel oluşturmak için kullanırlar. Bir diğer deyişle bu ideolojiler iktidardaki sınıf veya kesimlerin egemenliklerine eklemlenirler. Milliyetçiliğin din ideolojisinden farklı tarafı, işgal altındaki bir halkın, işgalcilere karşı mücadelesinde, söz konusu halkın kendi vatanında hükümran olmasını hedeflemesidir. Ve yine işlevi ve konumu farklı olmakla birlikte, değişik sınıf blokları veya siyasal hareketler, din ideolojisini de kendi amaçları için kullanmışlar ve kullanıyorlar. İran, Pakistan, İsrail toplum veya devletleri buna örnek olarak gösterilebilir.

Millet ve milliyetçilik birçok alanda, ülkede, bir ölçüde kurgulanmakla bir birlikte, doğal gelişimiyle millet olmanın koşullarına haiz çok sayıda toplum da mevcuttur. Farklılık siyasi kurumların eli ve desteğiyle, devlet olmanın olanaklarıyla sağlanan zoraki kurgulanma ile tabii tarihsel sürece denk düşen toplumsal gelişmeyle üst düzeye varmada kendini göstermektedir.

Örneğin; Türklerin milletleşmesi, devlet olmanın olanaklarıyla ve cebir ile gerçekleştirilmiştir. Ama bir Kürd millet olgusunda Kürdlerin buna ne olanağı olmuştur ne de ihtiyacı. Bütün olumsuz koşullara rağmen Kürd toplumun da milletleşme vatan, dil ve ayrı bir etnisite temelinde, tarihsel zengin bir arka planı, mücadele pratiği olan bir halkın milletleşmesi şeklinde kendisini göstermektedir.

Türk aydınlarının, siyasilerinin Kürdlere Türk milliyetçiliğinin büründüğü vechi göstererek onu işaret ederek, Kürdleri milliyetçilikle korkutmasının anlaşılır nedenleri vardır. Bunu fazla büyütmek gereksizdir, çünkü Türk aydın ve siyasetçileri milliyetçiliğin ne olduğunu ve neye işaret ettiğini çok iyi bilmektedir.

Kürd ve Kürdistan meselesini kapsamlı bir incelemeye tabi tutan İsmail Beşikçi, Kürdlere tarihi bir haksızlığın yapıldığını, Kürd milletinin ve ülkesinin, Kürdlerin iradesi dışında, Kürdlerin tepki ve mücadelesine rağmen bölündüğünü, parçalandığını, paylaşıldığını yazmakta ve söylemektedir. Netice itibarıyla demokrat bir tavırla hareket eden Beşikçi, Kürdlerin de diğer uluslar gibi kendi ülkelerinde egemen olmaları ve bu bölünmüşlüğe son verilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Bu egemenlik nasıl sağlanacaktır?

Bu elbette tartışılır, ama Kürdlerin diğer milletler gibi toplumsal gerçekliklerine denk düşen bir siyasal egemenliğe sahip olmaları gerektiği açıktır ve bunu tartışmak abestir. Kürdler ya kendi bağımsız devletlerine sahip olur ya da Kürd milleti komşu milletlerle siyasal egemenliği eşit koşullarda paylaşır. Adil, eşit ve ahlaki değerlere denk düşen çözüm budur.

İsmail Beşikçi’nin yazılarını, kitaplarını yakinen takip eden biri olarak, bugüne kadar Kürdlere bir ayrıcalık istediğini okumuş değilim. Bu açıdan Zaman yazarlarından Mümtaz’er Türköne’nin İsmail Beşikçiyi Nihal Atsız ile karşılaştırması büyük bir ayıp ve haksızlıktır. Zaten Türköne’nin yazısında tek bir cümle ile de olsa Beşikçi’nin ‘ırkçılığını’ gösterecek bir alıntı koymaması, bu haksızlığa delildir. Irkçılık ve şovenizm tiksindiricidir, hiçbir insanın, milletin, kültürün veya dilin, diğer insanlardan, milletlerden, kültürlerden, dillerden üstünlüğü yoktur ve olamaz. Kürdleri ve İsmail Beşikçiyi suçlamak kolay, lakin Kürd siyasal literatüründe Kürdlerin üstünlüğünü dile getiren tek bir siyasi parti veya kurum yok ve suçlamalar havada kalıyor.

Ama insan şunu düşünmeden edemiyor. İsmail Beşikçi Kürdlerin fikir birliğini sağlayacak ve onların milli bir mefkure etrafında toparlanmasını sağlayacak ideolojiye dikkat çektiği için mi şimşekleri üstüne çekmektedir?

Türk aydınları çoğu zaman Türk milliyetçiliğinin ırkçı ve saldırgan karakteri üzerinden Kürd milliyetçiliğini değerlendirmektedir. Türköne de aynı yola başvurmakta ve Türk milliyetçiliğinin seçtiği yolu ve yöntemi Kürdlerin de seçeceğini ve dolayısıyla aynı sonuca varacağını belirtmektedir. Bir çok nedenden dolayı sağlıklı bir değerlendirme değildir. Bu işlerin dünyada hep böyle olmadığını Türköne çok iyi bilmektedir.

Kürdlere gelince: Kürdler homojen bir toplum değildir ve olmaları da gerekmiyor. Kürd dili bir kaç lehçeden oluşuyor. Kürdlerin büyük çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte, Êzîdî Kürdler ve değişik mezhepler mevcut. Kürdlerin bu renkli toplumsal durumlarına uygun bir kurumlaşma içinde olmaları zaten zaruridir. Kürdlere yapılacak büyük kötülüklerden biri onları homojenleştirme girişimi olur. Kürdçenin farklı lehçelerinin kullanılması ve gelişmesi, Kürdlerin toplum olarak zayıflamasını değil, tersine sağlıklı bir yapıya kavuşmasını getirir. Kürdlerin jakoben, tekçi yöntemlere yönelmemesi, buna itibar etmemesi gerekir. Norveçliler Norveççenin iki lehçesini de eğitim dili olarak kullanıyor, Norveç’in bu demokrat ve zengin deneyimi varken Kürdler ne diye Türklerin veya jakobenlerin tekçi yolunu seçsin ki!

Sonuç itibarıyla Kürdler kendileri için bir ayrıcalık ve lüks istemiyor ve bunun mücadelesini de vermiş değildir. Kürdler başka toplum ve milletlerin sahip olduğu hükümranlığı, kendi toplumsal gerçekliğine uygun düşen bir siyasal egemenliği sağlamak için mücadele ediyor. Arap, Türk, Fars, Rus, Ermeni, Alman milletlerinin sahip olduğu doğal siyasal egemenliğe, kendi ülkesinde sahip olmanın meşru ve haklı mücadelesini veriyor. Bu açıdan Kürdler için Kürdleri milliyetçilikle suçlamanın bir anlamı olmamalıdır ve Kürdler millet olmanın meşruiyeti ile herkes gibi ve herkes kadar milliyetçi olduklarını söylemekten geri durmamalıdır.

Ulusal devletler çağında demokrat bir tavır içinde olan, veya olması gerekli olan, Türk, Fars, Arap veya Rus milliyetçiliği normaldir ve doğal olanı da budur. Milliyetçiliği kendi saldırgan ve işgalci siyasetinin aracı olarak kullanmak normal ve doğal değildir, reddedilmesi gerekli olan siyasal tavır, konu ve konum budur.

Ankara, Şam, Bağdat ve Tahran’ın kendi ayaklarını toplaması, Türk, Arap ve Fars milletlerinin kendi toplumsal realitelerine denk düşen bir konuma çekilmeleri, saldırgan siyasetin yerini demokrat milliyetçiliğe terk etmesi gerekir. Modern ve demokrat dünyanın geçtiği ve seçtiği yol budur.

Serdar Roşan

2013-02-04

[email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.