Ana içeriğe atla

Gençliğin, yapısı, misyonu, yaşlı kuşakla ilişkisi…İbrahim GÜÇLÜ

Toplumlar, uluslar, değişik sınıf ve tabakalardan, farklı toplumsal kategorilerden oluşmaktadırlar. Modern toplumlar, kristalize olmuş sınıf ve tabakalara; burjuvalara, işçilere, zayıf ve başkalaşmış bir köylüye, zengin orta sınıf ve tabakalara sahiptir. Geleneksel toplumlar, daha zengin toplumsal kategorilere, sınıf ve tabakalara sahiptirler. Ağalar, Beyler, Şeyhler, aşiret reisleri, köylüler (ki köylüler de kendi içinde farklı kategorilere sahipler), zayıf bir burjuvazi, aristokrasi, orta sınıflar geleneksel toplumun sınıf ve tabakalarını oluştururlar. Gençlik de, modern ve geleneksel toplumların hem iç-içe geçen bir tabakasını ve hem de kendi başına bir gençlik kategorisine sahiptir. Gençler, burjuva gençlik, köylü gençlik, işçi gençlik, kentli gençlik, öğrenci gençlik olarak modern ve geleneksel toplumlara yayılan bir toplumsal kategoridir. Kendi başına bir sınıfı teşkil etmez, değişkenleri çok olan bir toplumsal kesimdir.

Gençlik, hiç şüphe yoktur ki doğrudan üretim içinde olmayan, daha fedakâr, daha hesapsız-kitapsız bir toplumsal kesimidir.

Hem modern ve hem de geleneksel toplumlarda var olan sınıf ve tabakalar, kendi başlarına farklı misyon ve fonksiyonlara sahiptirler.

Modern ve geleneksel toplumlarda var olan sınıf ve tabakalar, değişik toplumsal kesimler bir arada bulundukları, iç-içe geçen fonksiyon ve misyonlarıyla toplumu oluştururlar. Her sınıf ve tabaka da kendi çaplarında misyon ve fonksiyonlarıyla tarih yapımında rol oynarlar.

Bu nedenle de, modern ve geleneksel toplumlardaki değişik sınıf ve tabakalar, üzerine geniş araştırmalar, analizler, söz konusu olmuştur. Gençlik de modern ve geleneksel toplumlarda, özellikle de değişim sürecinde olan toplumlarda önemli bir araştırma konusudur.

Türkiye ve Kürdistan’ın yakın tarihinde, 1960, 1968 ve 1974 sonrası gençliğin konumu, misyon ve fonksiyonları hakkında da çok hayati tartışmalar gündeme geldi. Daha sonraki aşamalarda da gençlik kesimi üzerindeki tartışmalar hep devam etti. Günümüzde de bu konudaki tartışmaların olması kadar doğal bir şey olamaz.

Gençlik konusunda geçmişte var olan geleneksel yaklaşımlar ve perspektifler yanında, yeni dönemde ortaya çıkan hayati yaklaşımlar, farklı bakış açılar ve perspektifler de var. Nasname Gazetesinde de bu konuda derinliğine olmazsa bile, “gençliğin öncülüğü” hakkında bir tartışma ve açılım var. Nasname’deki bu gençlik tartışması ve açılımı, gençliği yalnızlaştıran, diğer toplumsal kesimlerden soyutlayan, gençlikle diğer yaş grupları çelişki ve uzlaşmazlık yaratan bir açılım ve bakış açısını ortaya koyduğunu düşünüyorum.

Nasname’de gençlik kesimi konusundaki açılım, kısa vadede gençleri teşvik edici ve önemseyen bir bakış açısı ve açılım olmasına rağmen, farkına varılmadan yeni sapmaların ortaya çıkmasına kaynaklık edecek olumsuz bir durumu da ifade edebilecek bir intiba yaratmaktadır.

Bu nedenle, genel olarak gençlik ve özel olarak Kürt gençliği hakkında, bir bakış açısı ve yaklaşım yaratmayı gerekli ve yararlı buldum. Bu görüşlerimin, Nasname ve diğer platformlarda devam eden gençlik konusundaki tartışmalara, araştırma ve analizlere bir katkı sağlayacağını umut ediyorum.

*****

Kürdistan’ın Kuzeyi ve Türkiye’nin yakın siyasi ve toplumsal dönüşüm profil ve rotasına bakarak gençlikle ilgili bir durum tespiti yapmak ve bugüne gelmek gerekir.

Kürdistan’da ulusal hareketin 1938 yılında büyük bir askeri şiddet ve katliamla (jenosidle) bastırılmasından sonra tüm toplumsal kesimlerin bastırıldığı, tarih dışına itildiği, fonksiyonsuz hale getirildiği dönemde, Kürt üniversite gençliği öncülüğünde ulusal bir hareketlenme ve kıpırdan oldu. Kürt üniversite gençleri aralarında toplaşma ve örgütlenme yoluna gitti. Bu toplaşma ve örgütlenme sonrasında, 1959 yılında, “49’lar Hareketi” şekillenmeye ve Kürt siyasi tarihi sahnesine çıktı.

Burada dört önemli boyut var. Bu boyutlardan biri, 49’lar Hareketi kapsamlı bir örgütlenme düzeyine çıkmadan bastırıldı. İkinci boyut, bu üniversite gençliği hareketi diğer Kürt toplumsal kesimleriyle bütünleşme olanağı bulamadı. Bu nedenle, kapsamlı bütün alanlara yayılan ve etkileyen bir hareket olmadı. Dar ve belirli bir çerçevede kaldı. Üçüncü boyut, gençler, kendi başlarına değildi, aynı zamanda kendilerinden önceki bir aydın kuşağı ile birlikteydiler. Dördüncü boyut, bu hareketin içinde bütünlüklü bir gençlik yoktu, Kürt gençliğinin küçük bir kesimi bu harekete katılmışlardı.

Bu da, bütün gençlerin aynı hareket ve reflekslere sahip olmadığını(/olmayacağını ortaya koyuyor. Aynı zaman da, gençlerin hepsinin de aynı düşünce ve davranışa da sahip olamayacaklarını da tescil ediyor.

Bu boyut, 1968, 1979, 1974 sonrası Kürt gençlik hareketlerinde de geçerli olan bir boyut ve realite. Bu nedenle, bütün gençlerin olaylar, toplumsal gelişmeler ya da ulusal hareketler içinde aynı reflekslere, misyon, fonksiyonlara sahip olmasının olanağı yoktur.

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi, (TKDP), Kürt aydınları tarafından kuruldu. TKDP Hareketi’nde de gençlik dinamizmi belirleyici olmasına rağmen, gençliğin öncülük ettiği bir parti kuruluşu değildi. Zaten TKDP’ye destek olan gençlerin sayısı da parmakla sayılacak kadardı.

1960 Askeri darbesinden sonra Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kuruluşuyla birlikte, Kürt üniversite gençleri, Kürtlerin ulusal demokratik haklarının kazanılmasına hizmet etmek için, kendinden önceki yaşlı kuşakla birlikte TİP’e üye oldular ve çalışmalar yürüttüler. Aynı dönemde Kürt gençleri, TİP’in yan kuruluşu durumunda olan FKF içinde de çalışmalarını yürüttüler.

Kürt gençleri, 1967 yılında Türk şoven ve ırkçılarının Mili Yol ve Ötüken Dergisi kanalıyla Kürt kimliğine ve ulusal değerlerine saldırısından sonra büyük bir milli refleks gösterdiler, sivil ayaklanmalar içine girdiler. Ama bu çalışmaları yürütürlerken, kendinden önceki kuşaklarla birlikte oldular.

Kürt Gençleri, 1969 yılında, Kürtlerin ilk, açık, legal örgütlenmelerini ilk plânda Ankara ve İstanbul gibi metropollerde; daha sonra da Kürdistan’ın değişik şehirlerinde kurdular. Gençler, bu kuruluşları genç olmayan Kürtlerle birlikte gerçekleştirdiler. Devrimci Doğu Kültür Ocaklarında yaşlı kuşaktan “Bilimsel Danışma Kurulları” oluştu. Öğrenci Gençler, Kürdistan’da diğer toplumsal kesimlerle, işçiler, köylüler, aydınlarla birleşerek toplumsal ve ulusal güçlü bir muhalefet oluşturdular.

1974’ten sonra kurulan Kürdistan’daki siyasi parti ve örgütler de sadece gençlerden değil, toplumun değişik kesimlerinden gelen ve değişik yaş kuşaklarındaki insanlar tarafından kuruldu. DDKD, ASDK-DER, DHKD gibi ulusalcı legal Kürt örgütlenmelerinin hepsi de sadece gençler tarafından oluşturulmadılar.

Türkiye’ye bakıldığı zaman da, gençlerin misyon, fonksiyon, öncülük konusunda aynı çizgilerden geçtiği görülür. Türk devrimci gençleri, 1960 darbesinin gerçekleşmesine yardımcı oldular. 1968 yılında gençler toplumsal muhalefette önemli bir misyon ve öncülük sahibi oldu. Özellikle gençliğe büyük öncülük misyon yükleyen gençlik kesimleri 9 Mart Askeri sol-radikal darbenin hazırlanmasına yardımcı oldular; Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO), Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) gençlerin bir kesimi eliyle kuruldu.

Ama gençler bu çalışmaları ve örgütlenmeleri yaparken, kendi yaşlı kuşağıyla birlikte hareket ettiler.

Bir kesim gençler ise, bu olup bitenlere karşı durdular.

Türkiye toplumsal ve siyasal pratiğinde de görüleceği gibi, gençlerin hepsi devrimci, sosyalist değiller. Muhafazakâr, tutucu, sağcı gençler de var.

Kürdistan’da gençlerinin hepsi de ulusal kurtuluşçu, Kürt davasının savunucuları olmamıştır. Kürt gençlerinde de karşı ve pasif konumda olan kesimi olmuştur.

Üstelik hem Kürdistan’da ve hem de Türkiye’de devrimci, ulusal kurtuluşçu olan kesim, daha geniş bir kesim oluşturmamaktadır. Azınlığı temsil etmektedir.

Günümüzde de Kürdistan’da statükocu, muhafazakâr, teslimiyetçi gençlik kesiminin yanından: Reformcu, değişimci, statüko karşıtı, ulusal kurtuluşçu, bağımsızlıkçı Kürt gençlik kesimi var. Hatta bir kesim oluşturup-oluşturmadıkları da tartışmalı.

Kısacası Kürdistan’da ve Türkiye’de bütünlüklü bir gençlik yapısı yok.

Üstelik siyasi olan Kürt gençlerinin büyük çoğunluğu da ulusalcılıktan, Kürt milletinin genci olmaktan ziyade, bir parti (PKK), bir lider (Öcalan) yandaşı bir konumdalar.

Bu nedenle Kürt gençlerinin konumunu mübalağa etmeden, gençlere yönelik gerçeklerin tümünü görerek, misyon, fonksiyonlarını konumlandırmak ve tanımlamak gerekir.

Kürt gençlerinin ya da başka bir Kürt toplumsal ve sınıfsal kesiminin de tek başına ulusal kurtuluş hareketine öncülük etmesi de olanaklı değildir. Ulusal Kurtuluş sorunu, Kürdistan’daki bütün toplumsal kesimlerinin el-ele, omuz omuza vererek, birlikte örgütlenerek çözümleyecekleri bir sorundur.

Ayrıca, Kürt ulusal kurtuluş sorunu, “gençlerin sorunudur, yaşlıların sorunu değildir” gibi bir yanlışa da yönelmemek gerekir. Asıl sorun, vizyon, perspektif, anlayış, bakış gençliğidir. Biyolojik gençler bu anlamda genç sayılmayacakları gibi, biyolojik yaşlılar genç sayılabilirler.

Ulusal kurtuluşçu, değişimci, reformcu, demokrat bir vizyon ortaklığında birleşmek, bu vizyonla gençlerle yaşlılar arasına barikat çekmemek; aralarında çelişki ve uyumsuzluk yaratmamak gerekir.

Bu bakış açısı, biyolojik gençlerin kendileri gibi düşünen biyolojik yaşlılara düşmanlık yapmamasını öngörür.

İbrahim GÜÇLÜ
([email protected])

Amed, 20. 06. 2011

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.