Meçhul çeliskilere girmeden, provokatif yazilar'dan da kaçinmak suretuyle eski anilarin yeniden kürt halki arasinda kör düyümlere'de meydan vermeden günümüz statuko, statukoya hizmet eden, ve hizmetteki proseduRû yaninda hedefin ne olduguna dikkat çekerek elestirilere yer veriniez. Neticede 1970 yillar artik geride kaldi. Günümüz sartlari yeni konseptin yeni tahlillerine ihtiyaç duyan bir dönemi gerkeli kilmaktadir. Bu anlamda Dünya konjoktürü nezdinde Kürt halki'nin siyasi objektifini lütfen uzlasir bir dille anlatmaya çalisin. Abdullah OCALAN bilindigi gibi Devlet güçleri tarafindan ele geçmezden önce kosulsuz bir Bagimsiz Kürdistan'dan bahsetmekteydi, yakalandigi günden itibaren kürtlerin istem tarzlarini kendi düsüncesi zarfinda baska bir konsept ve objektif temelinde degistirmesiyle yeni bir gündemi olusturdu, her halukarde, kürtlerin istem ve hedefleri OCALAN tarafindan her ne kadar son asamada degismeye yüz tutmussa dahi kendi açiklamalari önemli oranda basinda yer edinmektedir. Ancak görülen klavuzda basin açiklamalarin sayin OCALAN'a ait olup olmadiklari'da süphe uyandiran yazilar'dir, ben sahsen bu yazilarin sayin ÖCALAN sahsina ait olmadigi kanatindayim, kaldiki özellikle Avrupada bazi rantçi kesimlerin ÖCALAN adini kullanarak bireysel menfaatlerini korumak ve sermaya edinme hislerinden payda ettiklerinin'de kanisindayim. Bu nedenle sayin ÖCALAN'in yazilarinin kendisine ait olmadigi kannatinda olup, bu konuya iliskin GUNDEM GAZETESINE konuya iliskin yazdigim yorumlarin yayinlanmamasi dikkat çekicidir. Son güncel açiklamalar'da Konfederasyon ile ilgili yazilarin yaninda Urfa yada Diyarbakir'da "yahudilere bir mahalle verilebilir" içerikli Gündem ve Özgür politikada "sayin ÖCALAN agzinda" yayinlanan yazilar tipki Kurdistanin yahudi sömürgeciligine peskes birakmasi anlamini tasidigi, neticede Filistin olgusunun geçmisteki tarihi olgusundan dersler çikarilarak bu denli bir açiklamanin ilerisi için ne denli bir tahribata yol açacagi iyi bir sekilde düsünülmelidir. Aksine yakalanmaz'dan evvel sayin ÖCALAN yahudi konseptine karsi adeta bir savas taktigini güdüyordu, neticede Filistin kategorisine olumlu bir yaklasim içerisindeydi. Bu anlamda, günümüz sartlarinin birlik, beraberlik, ve kardeslik olgularinin birlestigi, varsa çeliskilerin olumlu bir yapi içerisinde çözüme kavusturulmasi gerktigini, her türlü olumsuzluklar'dan kaçinarak kürtler arasi birliktelige önem vermek, ve kürdistan sorununa hep beraber bir çare bulma girisimine katilmamiz gününün oldugunu unutmamak gerektigine kanit getirmek, ve hedefin birlesmek olduguna somut bir yaklasimla adim atmak gerekiligi üzerinde birlesmek umuduyla....