بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

KUZEY KÜRDİSTAN ULUSAL KONFERANSI ÜZERINE

25,26 ve 27 şubat günleri arasında PKE tarafından organize edilen KUZEY KÜRDlSTAN ULUSAL KONFERANSI'na(KKUK) ilişkin sonuç bildirisi hâlâ yayınlanmamasına rağmen, bazı şeyler söylenebilinir.

KKUK, Uluslaşma ve Kürd halkının mücadelesi; göçmenlik, göçmenliğin nedenleri, asimilasyon ve ona karşi mücadele; Türkiye ve Kuzey Kürdistan arasındaki fark ve ekonomi sorunu; Avrupa Birliği, Türkiye'nin üyelik sorunu ve Kürd meselesi gibi dört ana temel konuyu kendisine gündem olarak tespit etmişti...

Bu ana başlıkların altında her biri bir ana başlık olabilecek bir dizi ara başlıklarla konferans toplandı...

Konferasa, İmralı sürecine karşi çikan Küzey Kürdistanlı siyasal partiler, dernekler ve bağımsız Kürd şahsiyetlerinden oluşan 120 kişi civarında bir katılım söz konusuydu..

Konferansa Kuzey Kurdistan'da katılanlar 2 yada 3 kişiyi aşmıyordu.. Konferansa esas olarak damgasını vuran Avrupa Kürdleriydi.... Bundan dolayı, bir Avrupa Konferansı olarak nitelemekte olanaklıdır..

Konferansa katılan kadınların sayısı 10 cıvarındaydı.... Gençler, bir yada iki kişi dışında ortada yoktular...

Toplantıya esas damgasını vuran, eski Kürd siyasal kadrolarıydı.... Her kes birbirini tanıyordu... Eğer toplantıya katılanların yaş oranı alınmış olunsaydı, sanırım bu 40-45 civarında olurdu....

Toplantının resmi dili Kürdçeydi.. Toplantının başindan sonuna kadar hep Kürdçe konuşuldu... Kürdçe bilmiyen veya Kürdçeye hakim olmayan bazı katılımcılardan itirazlar geldi... Bunun başinı çekenlerde kadınlardı... Kaç erkeğin Kürdçe bilmediğini, bilemiyoruz... Çünkü erkekler genel olarak Kürdçe bildikleri yönünde bir imaj veriyorlardı.!...

Konferansa tebliğ sunan arkadaşlar, bir yandan zaman darlığından dolayı konulara çok yüzeysel bir giriş yaparlarken; diğer yandan akademik alanda bir darlık açık bir şekilde görülüyordu...Tebliğ sunanların arasında Doktor unvanına sahip olan iki kişi vardı, onlarda Güney Kürdistanlıydı...

Bu saydıklarım sadece toplantının bir yanını oluşturuyordu... Toplantı boyunca katılımcılar, her tebliğin ardında yoğun bir şekilde tartışmalara katılıyor ve düşüncelerini belirtiyorlardı...

Toplantıya katılanlar genel olarak bir siyasal arayış içindeydiler. Ama toplantıya esas damgasını vuran , "Türklük", "Türkiyelilik", Türkiye sınırları içinde arayışlara, hatta federasyona karşi, bağımsız bir Kürdistan devletini kurma istemiydi.... Toplantıya katılanlar, "azınlık", "çogunluk" "ulus" vb tartışmaları gayri ciddi buluyordu.. Bu tartışmaların 12 eylül öncesi aşildığı genel düşüncesindeydiler... Kürdlerin kendi ülkelerinde esas çogunlugu oluşturduğu gerçeii tüm katılımcıların ortak paydasıydı...

Toplantıya katılanlar, hayatın her alanında Kürd ve Kürdistan gerçeği üzerine ısrarlıydılar... Kürdlerin kendi ülkelerinde legal siyaset yapma durumunda ise Kürd kimliğiyle açık bir şekilde ortaya çikmalari gerektiğini düşünüyorlardı... Kürdlerin birliğine ilişkin istemler, tüm toplantıya damgasını vurmuştu...

Ayrıca bu toplantıda dikkatimi çeken olay ve benim yeni olan bir husus vardı. Bugüne kadar bir çok toplantıya katıldım.. Toplantıların başlarında genellikle sert tartışmalar ve itirazlar hakim olunurken, sonlarına doğru yumuşama ve sonucu divana yada komisyona bırakma gibi bir eğilim vardı. Bu sefer farklı oldu. Tartışmalar baştan sona kadar, hiç kesintiye uğramaksızın aynı tempoda yürüdü.... Komisyon, Konferas sonuç bildiri taslağını katılımcılara sunduğu zaman, hemen itirazlar oldu ve somut öneriler yapıldı... Tek tek kelimelere itiraz edildi ve alternatif kavramlar önerildi... Hiç kimse bir oldu bittiye gelmek niyetinde değildi...

Toparlamak gerekirse, bu toplantı bağımsızlık taraftarlarının denetiminde gelişti.Diyaspora Kürdlerinin siyasal anlamda radikal bir düşünüş tarzına sahip olacağı işaretleri daha şimdiden görülüyor.. Türk isimli legal partiler toplantıya katılanlardan alerji yarattıyordu... Bu durum toplantının "hassasiyet"lerinden biriydi...

Ayrıca, 26 şubat akşamı, toplantıdan hemen sonra çok spontan bir şekildi bazı katılımcılar yan yana gelerek Kürdçe şarkılar söylemeye başladılar... Daha sonra kaldığımız yerin çalisanlari bize bir yer verdiler... İlk etapta 20 yada 30 kişi civarındaydık... Êzidî Azad'ın söylediği folklorik ve erotik Kürdçe şarkılar, beni Serhad'ın o uzun ve bitmeyen kış gecelerinde dayım Qurban'ın haftalarca süren Mem û Zîn, Siyabend û Xecê, Yusuf Zuleyxa, Kerr û Kulik, Mîrza Mihemedê kurê pîrê ve şahmeran vb..vb... hikayelerin anlatımına anlatımına götürdü. M. Satık'ın söylediği Kürdçe halk şarkıları ve çektigi uzun havalar bizleri Agirî'ye, Zagrosa Qendîl dağlarına götürmesi neticesinde ansızın kaldığımız hotel Kürdistanlaştı, kürdleşti... Toplantıda pek birbirleriyle konuşmayan, hatta kaş çatanlar somurtkanlığını bırakarak Kürd kervanına katılıp, şarkılara eşlik edip, halay çektiler....Xecê'nın soranca "ba biçin serê Weîs, Weîsî xomane", M. Müfit'tin "serdo", Çamlibel'in "M. Şexo'nun türküleri", Bawer'in tüm şarkılara eşlik etmesi, ?. Gülmüş'ün Ruslara bile taş çikartan, söylediği şarkılar eşliğinde boş şarap bardağını betona fırlatıp atması, İhsan Şener'le Batmandaki çocukluk yıllarına dönmeleri ve daha bir çok katılımcı Berwarto'nun küçük bir jesti neticesinde sahneye fırlamaları ve Bervarto'ya unutuldudukları için kızanlar geçeye damgasını vurdular

Hiç bir müzik enstrümanımız yoktu... Tek bir görünmeyen orkestra şefimiz vardı: O da asırlardan süzülüp gelen Kürd ve Kürdistan aşkı ve kültürü..... Nasıl olmasın ki, 1900lerden önce 600 den fazla şairi olan kaç halk var... Bize ulaşamayan, tarih içinde kayıp olan Kürd şairleri saymasak...Bir çok yabancı gözlemci Kürdlerin şövalye bir halk olduğunu söylerdi. Bir de buna her Kürdün bir şair, bir dengbêj olduğunu eklemek gerekiyor..

O gece, orada herkes birleşti ve tek bir örgütümüz vardı: Kürdistan

Kürd ve Kürdistan kültürüyle bütünleşen insanlar her zaman ortak bir dil bulabilirler... Yeterki, kendilerini kalblerinin sesine bıraksınlar....Son olarak diyebileceğim bu konferans iyi bir başlangıçtır... Tartışma konularını daraltmak ve sorunları derinlemesine masaya yatırmak daha yararlı olur.

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.