DEĞERLİ KARDEŞİM H:HÜSEYİN YILDIRIM ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMALIDIR:

H.Hüseyin YILDIRIMI 1970’lerde tanımıştım.Sabriye NAKIPOĞLU (KILIÇ’LA) DDKO’ ya gelip giderdi. Son olarak 1997 de Almanya’da davetli olduğum bir forumda DORTMUNT’A; D….O adıyla karşılaşmıştık. Çok sıcak ve sevecence beni karşıladı.GİSSEN’DE, CIVATA KÜRT’E ayni amaçlı toplantıya katılmama için kendisi bizzat eşlik ederek Trenle gitmiştik.

Toplantıdan sonra FRANKFURT yakınlarındaki evlerine konuk olmuştum.Tekrar GİSSEN’E dönerek CIVAT’A KÜRT başkanı Mehmet TANRIVERDİ ile birlikte KÖLN’E birlikte gittik. KÖLN’DE Türk Ordusunun GÜNEY’E sınır ötesi hareketle ilgili bir toplantıya başkanlık ettim.

Toplantı çok sıcak geçmişti. Ertesi gün tüm Kürdistan’i örgütler BON’DA TC ordusunu protesto etmek için buluşma kararı alındı.Tam bu sırada genç bir bayan önüme bir FAX koydu. FAX’TA Güney’de TC ordusu ve PKK gerillaları arasındaki çatışmada Ömer ÖZSÖKMENLERİN şehit olduğunu yazıyordu. FAX Paris’ tan gönderilmişti.

Ömer, benim hemşehrimdi. FAX’I okumak için adeta yutkundum.Herkes benzime bakarak merak ettiler, FAX’’ Cıvata Kürt başkanı Mehmet TANRIVERDIYE okumak için verdim.O, günden sonra 1997 den beri sadece ortak dostlar aracıyla bir birlerimize selam gönderiyorduk.

Ta’ ki, ABD’NIN Irak’a, müdahalesi ve kan emici Diktatör SADDAM devrilinceye kadar. SADDAM’IN devrilmesi ile gerek bölgede gerekse Kürdistan da gelişen süreçte herkes görüşlerini İNTERNET dünyasında açıklama fırsatı buldular. İşte bende, bir şeyler yazmaya başladım.

Bu arada Kürt ve Kürdistani konularda H.Hüseyin YILDIRIM adında biriyle bazen görüşlerimiz çakışır, bazen de örtüşürdü. Bir gün yazddığım yazının altına H.Hüseyin Tarafından bir not düşmüştü.Not.Gerçekten beni duygulandırdı, notta; fazlasıyla mütevazi, alçak gönüllü bir ifadeyle gençliğinde siyasi ve Ulusal görüşlerini Ali BURAN’DAN etkilendiğini dolayısıyla benimle polemiğe girmek istemediğini saygıyla ifade ediyordu.

İnanılmaz bir duygu, beni bu güzel insan çok etkilemişti. Daha sonradan bana, D...O olduğunu söyleyince dahada duygulandım. Nihayet geçenlerde KÜRT Konferansı ile ilgili görüşlerimi sormuştu.Ben önce katılmak istediğimi ancak sonraları katılmakta tereddüt ettiğimi ve konferanstan pek bir şey beklemediğimi söyledim.

Katılmam için çok ısrar etmişti. Daha sonra tekrar beni arayıp, katılmamın gerekliğini ifade ederek, özel bir taksi bulduğunu, frankfurt’ta gelmemi ve oradan beni alıp birlikte gitmemi söyledi. Ben yine kendisine gelmeyi düşünmediğimi, sen git, sonradan beni bilgilendir diye söyledim.

Şimdi düşünüyorum ve diyorum ki, keşke birlikte gide bilseydim. Göz altına alındığı ilk saate NEWROZ .COM den öğrendim. Daha öncede yazdığım gibi, tüm Kürdistani kişi ve kurumlar sevgili Yurtsever kardeşim H.Hüseyin YILDIRIM için çok ciddi anlamda tepki ve dayanışmayı güçlendirmeli.

Avrupa kamuoyu duyarlı kılıp Hükümetleri seviyesin de girişimlerde bulunmalıdır.Avrupa, geri kalmış ve bazı ülkelere kendi demokrasisini örnek gösterirken, özellikle bu son zamanlarda Kürtlere karşı hiçte iyi sınav vermiyor.
Ali BURAN

NOT.H.HÜSEYİN’İN BENİMLE TARTIŞTIĞI İKİ YAZI. AŞAĞIDA

“ERMENİ SOYKIRIMI KINAMAYA EVET AMMMA“

Yanlis bir anliyisa meydan vermemek için Ali abimim yazisinin altina bir dip not düsmek istiyorum. Gayem Ali abimle bir polemik yapmaktan öte bir yanlisi düzeltmek. Sevgili Ali Buran, hem büyügüm, hem ilk egitimimi aldigim DDKO anaokulunda ögretmenim. Bu nedenle beni yanlis anlamasina gönlüm razi olmaz.

Sözkonusu yazimda Hamidiye Alaylarina iliskin bir belirlemede bulundum. Osmanli devletinin Hamidiye Alaylarini olustururken neyi amaçladigina dikkat çektim. TC devletininde ayni amaçla Köy Korucu sistemini olusturdugunu belirtim. Her iki olusuma yüklenilen görevin ayni oldugunu söyledim. Bundan bir yanlisligin oldugunu sanmiyorum.

Fakat daha sonraki gelismelerle Hamidiye Alaylarinda yer alan kimi Kürt sahsiyetlerin KUKM´de çok önemli roller aldiklari dogrudur ve degerli abimin degerlendirmelerine katiliyorum. Fakat bu Hamidiye Alaylarinin kurulus amacini ve Osmanli tarafindan bölgedeki halklara karsi kullandigini distalamaz.

Ayni sey Saddam tarafindan Güney Kürdistan´da olusturdugu Müstesarlik sistemi içinde geçerlidir. Müstesarlik sistemi ile engelenmek istenen KUKM´siydi. Güney Kürdistan yurtsever hareketi bu sistemden çok zarar gördügü abiminde bilgisi dahilindedir. Ama ayni müstesarlik sistemi 1991 yilinda Kürdistan devrimini gerçeklestirenleridir. KDP ve YNK bulunduklari Iran´daki kamplarinda iken 36 paralelin kuzeyindeki Kürdistan´i sömürgeci isgal güçlerinden kurtaran bu müstesarlik sistemiydi. Bugünde bu sistemde yer alanlarin çogu ya KDP, ya YNK´nin saflarinda önemli görevlerde üslendikleri ayrica bilinmektedir. Simdi bu durum müstesarlik sisteminin kurulus ve KUKM´ne karsi icraatlarini yok sayar mi? Sanirim Ali abiminda buna itirazi olmaz.

Dahasi var. Bugün kuzey parçamizda “özgürlük savasçilari”nin korulastigi bir ortamda Köy Koruculuk sistemi içinde yer alanlarin bir kisminin yarin KUKM´den yer almayacagini kim iddia edebilir? Dahasi daha evel silah alan korucularla yapilan roportajlar var. Kendilerine sorulan sorular var. Verilen cevaplar var. Verilen cevaplar hiçte TC devletinin isitmek istemedigi seylerdir. PKK´ye karsi savastiklarini, çünkü onlarin kendilerini öldürdüklerini, ama Irak-KDP´ye karsi savasmayacaklarini, çünkü onlari kendilerinden bildikleri gibi seyler Türk basininda yer aldi. Simdi bu Köy Korucu sisteminin kurulus amacini ortadan kaldirir mi?

Ayrica suna inaniyorum ki, yarin KUKM´nin yükselmesi halinde Köy Koruculuk sistemiyle silah alan bir çok asiret, aile ve birey KUKM´de yerini alacaktir. Buna kusku duymuyorum. Inaniyorum ki, Ali abimde böyle düsünüyordur. Bir asir sonra tarih arastiricilari bunlara bakarak Köy Korucu sistemini olumlamak dogru olmasa gerek.

Saygilarimi sunuyorum. Saglikli uzun bir ömür diliyorum canim abim!

03 Ekim 2004

Hasan H . YILDIRIM
AVRUPAYA SUVARI GİDIP;PİYADE DÖNENLER İÇİN YAZDIĞIM YAZI İÇİN.
SEVGILI HOCAM,

Döktürmüssün yine. Devam…Zarari yok, faydasi çok…Sözünü sakinmamak kisiye zaman zaman yük yüklesede, politik sorumluluk geregi “her yerde pat diye dogruyu söylemek“ size „özgü acemilik“ olsada bu acemiligi yapmak gerek. Kral çiplaksa, birileri çocukluk yapip pat diye „anne bak kral çiplak“ demesi gerek. Bu yürekliligi göstermek gerek.

Aman ha aman hiçte huyun degismesin. Bu yolda dönenin baltasi tasa degsin.

Hocamin dert ettigi seye bak. Birak kalsin hocam. Nerde inceyse orda kirilsin. Ötekinin yaptigi politikayi bu yastan sonra ögrenmek sana mi kalmis? Ötekinin tabu ve sembollererine secde eden riyakarlar, dalkavuklar, bunu düsünsün.

Birak öteki, ötekinin tabularini sembollerini açik artirmada fiat kirsin. Ulusal ve bireysel onurlarini bir köy muhtarligina takas etsin. Aliskanliktir, hocam. Aliskanliklar kolay kolay sökülüp atilmiyor. Kemigin oldugu yerde ittin ordan ayrildigi görülmemistir. Onlarin degisecegi yok.

Peki siz niye degisecekmissiniz? Anlasilan sevgi ve saygi denizinde yüzme sizi fazlasiyla rahatsiz etmis. Paylas hocam. Komsuda pissin… Birak, düsman kiskansin.

Bugüne kadar yapmadigin „nabze göre şerbet vermeyi“ ötekinin ötekilesmek için „adet etme“sini, yine „pat diye karşi çık.“ Hocamada bu yakisir.

Cografyamizda kirletilmeyen bir sey birakilmadigi gibi \"abilik,dayilik,kardeslik\"te kirletildi. Onlar kirletti diye büyüklerimizde gördügümüz, toplumumuzun bu deger yargilarini terk edecek halimiz yok.

Sevgili abimin oldugu gibi kalma kosulluyla saglikli uzun ömürler diliyorum.

Kardesin…