بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Bedri MEDLER on 5 August 2010

Son kitlesel Kürd-Türk çatışmasından sonra kimi çevreler “toplumsal barış” yara alıyor diye korkularını dile getirdi.

Kuşkusuz kitlesel etnik çatışmaların sonu felakete yol açar.

İstenmeyen bir durumdur.

Fakat bunun zemini varsa doğacak sonuç biliniyor demektir.

Mesele bu olunca yapılacaklar belidir. Yapılması gereken korku telalığına soyunmadan bu zemini ortadan kaldırmaktır.

Nedir bu zemin?

Kürdlere dayatılan statükodur.

O halde bu statükonun ortadan kaldırılması tek çaredir.

Kürdlerin çabası daima bu olmuştur. Fakat güçleri bunu aşmaya yetmemiştir.

Türkler, mevcut statükonun devamından diretmiştir. Kürdlere inkar ve imhayı dayatmıştır.

Kürdler buna direnmiştir. Kendini yaşatmak ve geleceğe taşımanın kavgasını vermiştir.

Durum bu olunca kitlesel etnik çatışma kaçınılmaz olarak kendini dayatmıştır.

Etnik çatışmadan kim korkar?

Nihayetinde her iki tarafta korkar. Ama en çokta mevcut statükoda çıkarı olan Türk egemenlik sistem sahipleri ve bu sistemden nem alanlar korkar.

Kürdlere gelince kaybedecekleri fazla bir şeyleri yoktur.

Kuşkusuz karşılıklı ölümler, yıkımlar getirecektir.

Ama iki toplum birbirlerinden kurtulacaktır.

Kürdlerin olup biten ve muhtemel gelişmeler karşısında ortaya çıkıp, Türk egemenlik sistem sahiplerine “aman toplumsal barış yara alıyor. Derhal güvenlik alın” demeleri bir şey ifade etmiyor.

Olup bitenlerin güvenlik sorunuyla bir alakası yoktur. Ayrıca kim kimden güvenlik istiyor? Bu ortamı yaratan sistem sahiplerinden güvenlik önlemini alın istemleri kendini katillerinin merhametine teslim anlamını taşır.

Türk egemenlik sistemi ve Türk toplumunun merhametide ortadayken kimden merhamet dilendiğini unutmuşa benzemektedir.

Kimse kendini kandırmasın.

Hele, “amanın toplumsal barış yara alyor, yetişin kumşular” demekle tehlike savuşulacağını uman varsa kendi kendilerini kandırır.

Bir kere ortada “toplumsal barış” diye bir durum yok.

Ne var?

Türk egemenlik sistemin Kürd millet egemenliği gasbı üzeri kurulu bir sistem var.

Bu sistemde Kürd yok.

Sen; “yok efendim ben varım” dediğin andan itibaren “toplumsal barış” dediğin Kürdlerin köleliğine hayırı çekmişsin demektir.

Ben Kurdım, ema Tırkım” desen bile cebine konulmuş kimlik senin yalancı bir yalaka olduğunun belgesi.

O kimlik cebinde olduğu müddetçe sen akşama kadar adamların ülkesine “ülkemiz”, ulusuna “ulusum” de rağbet görmeyecektir.

Sana gösterilecek adres nereden gelmişsen oraya olacaktır.

Gitmesen ne olur?

Söylemeye dilim varmıyor.

Fakat herkesin bu konuda yeterli deney ve gözlemleri var.

Tehlike büyük.

Atlatılamaz mı?

Mümkün.

Tedbiri katiline bırakmadan kendin almandır.

Bu da, milli kimliğine açıkça sahiplenerek, birbirlerine kenetlenerek Türkten bir an önce yolunu ayırmakla olur.

Bunun bir başka yolu yok.

Kürdlere dayatılan mevcut statükoya “toplumsal barış” etiketi yapıştırmak Kürdlerin politıkaları olamaz.

Türkler, bunu savunabilir. Çıkarı bundan yatar.

Fakat Kürdlerin, kendilerine dayatılan bu kölelik statükosuna “toplumsal barış” etiketini yükleme lüksleri yoktur.

Bunun ötesi kurtuluşları bu statükonun yok olmasıdır.

Bunun bir yoluda kitlesel Kürd-Türk çatışmasından geçer.

İki toplumun ayrışması ve birbirlerinden kurtulmanın bir yoluda budur.

Dünyadaki ezen ve ezilen milletlerin var olduğu durumlarda olup biten budur.

Belki sayısız insanın ölümüne yol açacak, ama bunun Kürdlerin Türklerden kurtulmanın bir yoluda budur.

Eski Yugoslavya'da sorun bu yola çözüldü.

Başka çözüm yolları yok mudur? Kansız olan örneği yok mudur?

Elbette vardır.

Çek ve Slovenyalıların ayrılışı kansız olmuştur.

Kürdlerin tercihi budur.

Fakat sorun tek taraflı istemle çözülmüyor. Karşı tarafında istemesi gerekir.

Türklerin istemediğide budur.

Bu nedenle dökülecek her damla kandan Türkler sorumludur.

Mesele açık ve nettir.

Kürdistan sorunu kanlı mı, yoksa kansız mı çözülsün?

Bu konuda tercih şansı vardır.

Tutulacak yol belirlenirken her tercihin doğuracağı sonuçlara katlanmayı göze alarak karar vermeleri herkese hatırlatılır.

5 Ağustos 2010

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.