Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 30 April 2010

Bir kaç günden beri Kürdistan Forum'un sayfalarında geçen yüzyılın başlarında yaşadığımız topraklarda meydana gelen trajediler üzerine bir tartışma var.
O dönem yaşadığımız bölgede kıyımlar oldu ve etnik arındırmalar yaşandı.

Bundan dolayı, o döneme ilişkin arkadaşlar arasındaki tartışmayı önemsiyorum. Bu tartışma boyunca dikkatimi çeken husus, arkadaşların genel olarak birbirlerine karşı saygı sınırlarını aşan ve hakaretlere varan tutumlar içine girmemeleridir.

Bu gelişme çok önemlidir.
Ben şahsen hem tartışılan konuyu ve hemde tartışan arkadaşların birbirlerine karşı davranışlarını ve usluplerini önemsiyorum.
Bu tip tartışmalar önümüzdeki süreçte dahada yaygınlaşacağı kesin.
Birinci Dünya savaşı sırasında bölgemizde soykırımlar ve etnik arındırmalar yaşandı. Ermenilere, Asurilere ve Kürdlere yönelik bu trajediler meydana geldi.

Ortada soykırımlar varsa sorumluları da var.

Şimdi tartışılan sorun budur..

Birinci dünya savaşı sırasında yapılan Ermeni soykırımı konusunda Hıristiyan devletler, misyonerler, gazeteciler ve Ermenilerin kendileri ciddi bir dokumentasyon bıraktılar. Bu bırakılan belgeler tek taraflı da olsa bugün tartıştığımız konu açısında büyük bir öneme haizler.
Aynı dönemde ve daha sonrada sistemli bir şekilde devam eden Kürd soykırımı konusunda ise bu çevreler hiç bir şey görmediler!!!!

Asurileri dahi uzun süre görmezlikten geldiler.

Yani Hıristiyan dünyası Evliya Çelebi gibi yaptı.

Nasıl ki Çelebi tüm bölgeyi gezerken bir Hıristiyanı görmemişse, Hıristiyanlarda „çete“, „katil“ vs dışında hiç kimseyi görmedi.

Kürdlerin önünde o dönemde yaşanan trajedinin Kürd boyutunu ortaya çıkarmak duruyor.

Başta Türk devleti olmak üzere bir çok çevre Türk devletini kurtarmak için suçu Kürdlere yıkma faaliyetleri içindeler.
Bazı Kürd çevreleride bilinçi yada bilinçsiz, Ermeni, Türk ve başka çevrelerin Kürdlere ilişkin söyledikleri bazı şeylerin üzerine düşünmeden , kendilerine veri olarak alarak „Kürdler adına özür dileme“ kampanyalarına giriştiler.

Bir Kürd kendi adına yada ailesi adına eğer suç işlemişlerse özür dilemelidir. Ama tüm Kürdler adına böyle şeye girişmek saçmalıktır.

Ermeni kırımına ilişkin var olan tüm belgeler, bu kırımın merkezden planlandığı yönündedir.

Yani Türk devleti bu kıyımı planlı ve sistemli bir şekilde yaptı.

Eğer bu doğru değilse, o zaman „soykırım ortada yoktur“ tartışmasına zemin hazırlanmış olacak.

Türk devleti Balkanlardan Kafkasya'ya kadar yayılan „Turan Ülkesini“ yaratmak istiyordu. Bunun içinde bölgede bulunan ve kendilerini Türk olarak ifade etmeyen tüm etnik yapılanmaları temizlemek istiyordu.
Ermeni kırımı bundan dolayı yapıldı.
Birinci dünya savaşı sırasında „ölüm yolculuğuna çıkarılan 700 bin Kürdün yokolması“(Aziz Yamulki) bu plan temelinde gerçekleştirildi. Her ne kadar Birinci Dünya Savaşının sona ermesiyle birlikte „büyük Turan ülkesi projesi“ hezimetle sonuçlanmasına rağmen Koçgiri'den başlayan ve Dersimle sona eren 20 yıllık Kürdistan kıyımları buinin perspektifle gerçekleştirildi.

Türk devletinin projesinin yanında Ermeni milliyetçilerinin kendilerine göre „Büyük Hayestan“ projesi vardı. Onlarda bugün Kuzey Kürdistan dediğimiz topraklarda bu projeyi pratiğe aktarma rüyası vardı. Bu proje bir çok devletinde desteğine sahipti.
Zaten 1800'lerin ortalarında başlayarak Hıristiyanlık adına Kafkas Kürdleri kıyımlarla birlikte tavsiye edilme ile karşı karşıya kaldı..
Bu konuda Ermenilerin Ruslara dayalı olarak ciddi bir rolü var.

Aynı şey Türk devletinin planlaması neticesinde Kuzey Kürdistan'ın iç kısımlarının bazı şehirlerindeki Kürdler içinde geçerlidir.
Ama aynı zamanda Kürdler yoğun bir şekilde Ermenileri korudularda.. Botan Kürdleri, Şengar Kürdleri, Dersim Kürdleri, Milli Aşireti, Van'daki bazı Kürd aşiretleri vs..... Doğu ve Güney Kürdistan'da zaten Ermenilere yönelik bir şey yok.

Fakat, Ermeniler Birinci Dünya savaşısırasında Ruslarla girdikleri tüm bölgelerde Kürd katliamını yaptılar. Revanduz katliamı, Mahabad katliami, Van ve Bitlis katliamları......
Ayrıca Serhat'ın yukarı kısımları bin sekizyüzlerin sonlarından birinci dünya savaşının bitimine kadar Ruslar'ın denetinde olduğundan dolayı çok ciddi Kürd katliamları yapıldı.
Bu katliamlar Kürdlerin üzerine ciddi bir etki yaptı. Savaşın ilk döneminde Ruslarla birlikte Türklere saldıran bazı Dersim yapılanmaları, savaşın gidişatı içinde Gümüşhane'den Erzuruma kadar tüm alanı Ruslara ve Ermenilere cehennem etmişlerdi. Hatta bir Ermeni general anılarında Dersimlilere her türlü hakaretleri yağdırıyor.

Keşke 1914 yılında Ermenilerle Kürdler arasında Osmanlı devletine karşı imzalanan antlaşma tatbik edilseydi. Bu antlaşmanın bir tarafı Taşnak Partisi ve Ermeni kilisesiydi.(toplantı zaten kilisede oldu) Diğer tarafıda Bedirxaniler ve Kürd din adamları....

Mela Selim hareketi başlattığı zaman Taşnak Partisi harekete katılacağına İttihat ve Terakki ile anlaştı ve Türk işgalcileriyle birlikte harekete saldırdı. Taşnak Partisi o dönem Türklerde binlerce silah almıştı.

1927 yılında Taşnak ve Xoybun arasında imzalanan antlaşmada Taşnak makul bir yere geldi, ama iş işten geçmişti.

Bugün Ermeni jenosidi tüm dünyaca kabul ediliyor.

Önümüzdeki görev Kürd kıyımını belgeleriyle ortaya çıkarmaktır. Bu konuda bir hayli belge ve dokuman var.. Görev bunları derlemektir..

Bilmiyorum artık bu yazıyıda diyecekleri bir şeyler varsa ben diyeyim ? Yalnız sonuçta 1927 de Kürdler ile Ermeniler arasında bir anlşama oldu ama iş işten geçmişti cümlesine biraz değinmek istiyorum.Geç olsa bile yine faydalı olacaktı.Lakin bu anlaşma ile Kürdleri bir kez daha kırımla yüzyüze bıraktılar.Ermenistan dan yardım gelmediği gibi kendi içlerindede Kurdistan'a soru Sovyetlere dağıtmakla meşgul oldular.Yani bu anlaşmaya değil sonuçlarına baktığımda "Senin son kalenide başına yıktırtırım" sonucu çıktı. Şimdi birde ondan öncesine bakalım.Daha önceleri anlaşma hep bir noktada tıkanıyor.Kürdler iki milletin hakkı derken, Ermeniler Batı Ermenistan dedikleri için anlaşma sağlanmıyor.Çocukken dinlediğim sohbetlerde aklımda şöyle anekdot var.Bir şekilde tartışma yükseldiğinde Ermenilerin lideri " Bize bakmayın öyle ! Biz burdaysak kuyruğumuz taaa İran da kafkaslardadır".Bu söze sinirlenen bir Kürd ileri gelenide " Madem öyleyse ben senin burda başını keseyim, bakalım senin ordaki kuyruğun ne halt yiyecek !" Demek istediğim odurki, Eğer Ermeniler Kürdlere yönelmeseydi Kürdlerin onlara silah sıkmasının mümkünatı yoktu.Lakin zararlı çıkan hem Kürdler ve hemde Ermeniler oldu.Hatta Kürdlerin devletleşmemesinin en büyük nedenlerinden biri bu büyük Ermenistan hayali ve bu temelde Kürdleri kökten imha tehdidi neden olmuştur. Selamlar

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.