Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 31 May 2010

Çev: Aso Zagrosi

Van, Diyarbekir, Urfa, Antep, Haleb, İskenderun, Trablus ve Şam bölgelerinde hükmü, gücü ve iktidarı nasıldı?

1860-1912 Yılları..

Millilerin başkanı Kürd İbrahim Paşa'nın 19. yüzyılın sonunda iktidarı ve gücü olduğu olduğu bölgeler aşağıda gösterilmiştir:

Van, Malazgirt, Bitlis, Siirt, Diyarbekir, Cizire, Mardin, Wiranşehir, Siverek, Urfa, Maraş, Antep, Kilis, İslahiye, Osmaniye,, Bab, Halep, Dörtyol, Pabas, İskenderun, Antakya, Hema, Humus, Trablus ve Şam.....
Millilerin Başkanı Kürd İbrahim Paşa, Van, Muş, Malazgirt bölgelerinde hakimiyet sürdüren Haydaranların başkanı general Kürd Hüseyin Paşa birlik ittifakını yapmıştı. Kürd Hüseyin Paşa'nın gücü ve iktidarı Urmiye, Rewasiye, Maku ve Beyazid'e kadar ulaşmıştı.. Hüseyin Paşa Ağrı(Ararat) bölgesinde yerleşen Zilan, Celali ev Kafkas aşiretleri, İğdır ve Aras boylarındaki bölgelerde Kürd ve Türkmenlerle ilişki halindeydi, güvenlik siyaseti ve Rusya'nın iyi tutumundan dolayı Kulp, Kağızman, Kars, Ardahan ve Sarıkamış Kürdleriyle geliş-gidişleri vardı ve yardım etmişti. Bu bakımdan Rus Çarı Nikola'yla ilişkileri vardı ve birbirlerinden haberdirler.
Herkesçe biliniyorki Kürd Hüseyin Paşa 19.yüzyılın sonunda 2. Sultan Hamid'in iktidarı sırasında 32. Kürd Suvari Alaylarının generalıydı. Her alayın bir bölük suvarisi ve her bölük dört batalyondu. Seferlerde her takım 60 suvaridan oluşuyordu. Her suvari alayın bir dağ topçu bataryası vardı. Fakat, her aşiret bölüğü 240 suvariden oluşuyordu. Her alay ise 1200 suvariden... Genel nüfus bakımından Kürd milleti kendi bölgesinde bölmüş ve birbirlerinden kopartılmıştı. Böylelikle büyük Kürd başkanının kişiliğinden, hükümdarlığından ve emirlerinden uzaklaştırmışlardı.. Bunları Osmanlı salsanatına ve hilafetine tabi kılmışlardı.. Kürd suvarileri Osmanlı hükümetinin ve Ordusunun emirleri altındaydılar.

Bu 32 Kürd Alayı iki amaç için kullanıldı.

1)Ermeni halkına saldırı ve korkutma,

2) Türk hilafet ve salsanatının emir ve hükmü için Kürdlere boyun eğdirmeyi sağlamlaştırma.. İkinci Sultan Abdulhamid 300 milyon İslam dünyasının halifesiydi.

Bunların dışında Kürd Suvari Ordusu Rus Çar'ının Kazaklarından gelen saldırılara karşı içinde oluşmuştu.. Ayrıca bu suvarilerin oluşumunun amaçlarından biri de Kürdistan'daki Kürdler arasında ikilik yaratma, intikamı yayma ve ik aşiretler arasındaki sorunları ateşlemek içindi.

Ayrıca Bedirxanilerin ve Abdulkadir Şemzini(Hakkari)nin önderliğinde Xarput, Sivas, Erzincan, Malatya bölgelerinde Kürd milletinin siyasal teşkilatlanması vardı. Kürdlerin açık bir şekilde Kürd vatanı için siyasal teşkilatlanması vardı. Amaçlardan biri de bu teşkilatlanmayı zayıflamak ve ortadan kaldırmaktı.

Hamidiye Alayları resmi olarak 1980(baskı hatası-Aso) yılının ekim ayının ortalarında kuruldu.

İbrahim Paşayê Millî'nin iki karargahı vardı:

1)Wiranşehir de ,

2)Haleb şehrinde

Bu karargahlarda diplomatik heyet, mahkeme diwani, askeri komutanlık, asker ve orduyu beslemek amacıyla vergileri toplayan komisyon vardı.
Ayrıca bu karargahlarda soruçturma organı da vardı.. Diplomatik heyetin denetinde Rusça, Fransızca, İngilizce, Türkçe, Farsça ve Arapça bilen tercümanlar vardı. Diplomatik kesimin İslam Halifesi Sultan Abdulhamid ile doğrudan şifreli istihbarat ilişkisi vardı. Baba Ali'deki bakanlar heyetiyle yakın ilişkileri vardı. Osmanlı Sadrazam ile doğrudan bilgi alış verişi içindeydiler. Bu vezirlerin hepsine hediyeler gönderiliyordu. Özellikle de Sultan Abdulhamid için.... Her yıl 50 bin altın Yıldız Sarayına gönderiliyordu. Ayrıca, yağ ve pirinç gibi erzaklar ve binlerce hayvan her yıl Yızdız Sarayına gönderiliyordu. İbrahim Paşa ordusu İbrahim Paşa'nın Diplomatik Diwan'ına mızrak, kılıç vb silahlar vermişti.
Beyrut'ten, Şamdan, Mısırdan, Paristen İbrahim Paşa'ya Fransızca ve Arapça çok gazeteler geliyordu. İbrahim Paşa, Van, Bitlis ve Diyarbekir'deki Rusya, Fransa ve İngiltere konsolosluklarıyla yakın ve uzaktan ilişki içindeydi. Bu 3 devletin dikkatlerini Kürdlere çekmişti.

Ayrıca İbrahim Paşa Milli'nin Ermenilerin Taşnak ve Hinçak adlı cemiyetleriyle ilişkileri vardı. Suriye, Mısır ve Lubnan'daki Arap oluşumlarıyla ilişki içindeydi. Bu ilişkiler neticesinden birbirlerine karşı inanç ve güven doğmuştu. İbrahim Paşa özellikle Arap dünyasının ilgisini kürd milletine doğru çekmişti. Lubnan, Suriye, ve Mısır Arap ileri gelen şahsiyetleri, tucarlarıyla ilişkilere geçerek Kürd pazarına kanalize etti. Ayrıca İbrahim Paşa'nın, Arap ulusalcılarının legal ve illegal cemiyetleriyle ilişkileri vardı.. Bunlardan Cemihiyet El Nihazet El Erebiye(1906), El Cemihiyet el Siriye fi Damaşq,(1908) , Alakha el Erebiye we El Osmani ve vatani şahsiyetlerle ilişkileri vardı. Arapların Kürdlere karşı güvenleri doğmuştu. İbrahim Paşa, Avrupa, Mısır, Lubnan ve Suriye'deki Osmanlı ve Arap İslami hareketleri, Balkanlardaki Arnavutları ve Ermenileri çok yakından takip ediyor ve karşılıklı birbirlerinden haberdardılar. Buna bağlı olarak İbrahim Paşa Osmanlı Salsanatına karşı dostluğunu ve vefadarlığını askıya almıştı. İbrahim Paşa, Jön Türklere-İttihat ve Terakki Cemiyetine karşı soğuk ve yabancı kalıyordu. İkinci Abdulhamid, Kürdistan'ın vefadarlığı karşılığından Kürdlerden vergi ve haraç almıyor ve Kürdleri nizami ordu görevinden muaf tutuyordu. Gerçekten de Türk Sultan'ın Kürdistan'daki hükmü isimden ibaretti. Kürdler kendi kendilerini yönetiyordu. Osmanlı valileri ve yöneticileri Kürdlerin sayesinden yaşıyorlardı ve yine Kürdlerin sayesinden Osmanlı hükmü ve idaresini yapabiliyorlardı...

Gerçekten de Kürdler, Ermeniler, Araplar, Balkan halkları ve Arnavutlar Osmanlı-Türk iktidarından çok rahatsızdılar. Sürekli olarak Türklere karşı karışıklıklar çıkarıyor ve ihtilaller yapıyorlardı... Osmanlı halklarının hepsi Osmanlıya karşıydılar ve doğrudan özgürlük ve bağımsızlık istiyorlardı.. Tarih hakkında bilgisi olan her kes biliyor ki 1850'ye kadar tüm Kürdistan Eyaleti Kürdlerin elindeydi ve Kürdlerin hükmü altındaydı.
Kırım Savaşından(1854-1856) Osmanlı salsanatı altında huzur ve güven ortamı tümden yok oldu. Osmanlı imparatorluğu ağır bir hastalığa ve yok olmaya doğru gitmeye başladı. Birlerce Kürd kadını, çocuğu ve erkeği gruplar halinde Kafkasya'ya doğru göç ediyordu.. Açlık, yoksulluk, yıkım ve hastalıklar Kürdleri perişan etmişti. Hıristiyan halklar, islahat ve milletlerin yaşam hukuku adına özgürlükler istiyor ve Avrupa devletlerinden müdahale etmeleri talebinden bulunuyorlardı. Özellikle Avusturya, Macaristan, Almanya, Fransa, İngiltere ve Rusya günden güne daha fazla Osman işlerine karışıyorlardı... 1902 yılında Avrupa ve Paris'teki toplantı ve konferanslarda Osmanlı halkları: Araplar, Kürdler, Ermeniler, siyasi örgütler ve Kürd Cemiyeti islahat ve kendi hakları olan istiklalı Baba Ali'den talep ettiler.

Devam edecek

Çev: Aso Zagrosi

Not: Bu yazının sahibi İsmail Hakkı Şawes hakkında daha önce Newroz.Com'da bir yazı yayınlanmıştı. Onun yaşamını merak eden arkadaşlar linkte verdiğim yazıyı okuyabilirler.

Silav

Aso

İsmail Hakki Şawes

http://www.newroz.com/modules.php?name=News&file=article&sid=530

Kek Aso merhaba Rahmetli Şawesin yazısında bir çelişki dikkatimi çekti. Başlangıçta 50 bin altın Osmanlıya vergi veriliyor derken yazının devamında ise Kürdler vefadarlıkları nedeniyle vergiden ve mecburi askerlikten muaf idiler. Seninde dikkatini çektimi ? Selamlar

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.