Ana içeriğe atla

Sayin Hasan Bildirici ile Güney Kürdistan ve Irak’ta Yaşanan Son Gelişmeler Üzerine

· 10 Haziran 2014 tarihinde İŞİD olarak bildiğimizAd-Davla Al-Islāmiyya fi al-'Irāq wa-sh-Shām” adlı oluşum tarihi Kürdistan şehri Musul’u elegeçirerek tümden dünyanın gündemine oturdu. Ardından örgüt Irak Sünnilerin yerleşik olduğu bir dizi şehri denetim altına aldı. İŞİD’in bu ani çıkışı ile ilgili bir hayli komplo teorileri ortaya atıldı… Sizin bu konuya ilişkin düşüncelerinizi öğrenmek istiyoruz.

Hasan Bildirici: IŞİD bir komplo değil, bölgenin gerçeğidir. İslam Ortadoğu da dahil bütün İslam coğrafyasında hala dünyevi bir iktidardır. Dünyevi iktidar olma yolunda, İslamcı gruplar her zaman olacak ve kullanılacaktır. İslam coğrafyası bugün Batılıların yüz yıllar öncesi yaşayıp sonuca bağladıkları din ve mezhep savaşlarını yaşıyor.

· Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani ve diğer bazı yetkililer İŞİD’in Musul’a yönelik çalışmaları konusunda Irak Merkezi iktidarını uyardıklarını, fakat kendilerini dinlemediklerini söylüyorlar. Ayrıca ABD yakın dost gördükleri devlet başkanların ve başbakanların(Almanya Başbakanı Merkel gibi) telefonlarını dahi dinliyor. Nasıl oluyor da İŞİD’in girişimlerinden habersiz oluyor?

Hasan Bildirici: ABD’nin bu işten habersiz olması mümkün değil. Ancak ABD’nin yerel güçlerin bütün girişim ve çatışmalarını da engellemesi mümkün değil. Ayrıca Müslümanların kendi arasındaki çatışmadan ABD ve diğer Batılı ülkelerin çok rahatsız olduğunu sanmıyorum.

· İngiltere ve Fransa’nın Kürdistan’ı ve bölgeyi kendi aralarında Sykes picot-Antlaşması ile bölüşmelerinin 2016 yılında 100. Yılına giriyoruz. Bu antlaşmadan en çok zarar gören, ülkeleri yeniden parçalanan ve jenosidlere uğrayan Kürdlerdir. İŞİD 10 Haziran’da sınırları hiçe saydı ve Sykes-Picot Antlaşmasını yırtıp attı. Bu antlaşmanın 100.yılına doğru gittiğimiz bu süreçte ondan en çok zarar gören Kürdler ne yapıyor?

Hasan Bildirici: Tanrı mı, ilahi veya tarihsel adalet mi Kürtlere yürü diyor. Kürtler de yürüyor. Din ve mezhep savaşının ulusal savaş karşısında galip gelmesi mümkün değil. Kürtler dört parçada modern bir ulusal mücadele yürütüyor. Din savaşını yürütenler birbirinin böbreğini dalağını çıkarıyor. Sömürgeciler Kürtlerin yaşam ve taleplerinden daha modern bir hayat getirmediler Kürtlere. Düzenleri berbat bir düzendi. Çürüdü ve yıklıyor. Daha modern bir ulusal örgütlenme ve ulusal talebe sahip olan Kürtler kıs sürede çok daha fazla yol alacak. Tarihi Kürdistan topraklarının kurtuluşu çok uzak değil, bunu göreceğiz.

· Geçenlerde Irak savaşına katılan Amerikalı bir subay George Bush’un Irak’ı Güney Kore olarak gördüğü ve 60 yıl alanda kalacaklarını söylediğini, fakat Başkan Obama’nın Irak’ı Vietnam olarak gördüğü ve askeri güçleri çektiğini yazıyordu. ABD’nin alandan ayrılmasından sonra(2011) Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin ilk işi Sünnileri devletin üst kademelerinden uzaklaştırmak oldu. Cumhurbaşkanı yardımcısı kaçtı, Maliye Bakanı zindana atıldı ve bir çok Sünni ordu ve devlet kurumlarından uzaklaştırıldı. Nuri Maliki Kürdlere karşı Dicle Askeri güçlerini gönderdi, Kürdistan bütçesini kesti ve Pêşmergelerin maaşlarını dahi göndermedi. Irak Anayasa’sında Kürdlere ilişkin esas maddelerden, ( Kerkük ve diğer işgal altındaki bölgelerin geleceğine dair madde de dahil) hiç birini uygulamaya sokmadı. Nuri El Maliki Bağdat merkezli tam bir Şii diktatörlüğü kurdu. Aktüel durumda yaşanan çatışmalar konusunda Kürdler nasıl bir tavır almalılar?

Hasan Bildirici: 2002 Yılında Amerika Irak’a müdahele ettiğinde, Irak’ın üç yakasının bir araya getirilmesinin artık imkansız olduğunu söylemiştim. Irak uluslaşması olarak yaratılan, uduruk bir uluslaşmaydı ve tutmadı. Aynı örnek Suriye’de yaşanıyor. Türkiye ve İran uluslaşmaları da bu dağılmayı yaşayacak. Doğru ve adil olan, Kürdistan’ın bağımsız olmasıdır. Şii ve Sünni Arapların bir araya gelip ortak devlet kurup kuramayacakları kendilerinin bileceği bir iştir.

· Geçenlerde General David Petraeus yaptığı bir açıklama da eğer Amerika hava saldırılarıyla İŞİD’ı vurursa “Şii milislerine hizmet eder” diyordu. Diğer yandan İŞİD, Sünni mezhebi ideoloji olarak kullanan Arap ırkçısı bir yapılanmadır. Eski Baasçıların yoğun bir şekilde bu hareketin içinde yer alması bu gerçekliğin açık bir ifadesidir. Bazı Kürd çevreleri “bu savaş bizim savaşımız değildir” diyorlar. Eğer İŞİD vb yapılar bölgede dikiş tuttururlarsa Kürdistan ile doğrudan komşu olacaklar. Ayrıca Sünni Araplar, Musul, Kerkük ve diğer işgal altındaki Kürd bölgelerini kendi toprakları olarak görüyorlar. Yarın çıkacak olacak çatışmalarda Türkiye dahil bir dizi Arap ülkesi onların yanında olacaktır. Kürdistan yönetimi yarınları da düşünerek şimdi nasıl bir tavır takınabilir?

Hasan Bildirici: IŞİD’in geleceğine ilişkin erken bir şeyler söylemek istemiyorum. Ancak çok güçleneceklerini ve Kürdistan karşısında başarı kazanacaklarını sanmıyorum. Kürdistan uluslaşmasına ait savunma güçleri eskisinden çok kuvvetli. Birbirlerine eleştirileri olsa da olası bir büyük savaşta PKK ve YPG güçlerinin Güney Kürdistan’ı savunmaya koşacağından eminim. Ayrıca buna gerek kalmadan Peşmerge güçleri de topraklarını savunabilir. Kürtlerin, Türklerin de içinde yer alacağı gerici Sünni saldırganlığa karşı işlerini şimdiden sıkı tutması gerekiyor. Ortadoğu da dengeler çok hızlı değişecek. IŞİD bir bölgenin hakimi olacaksa çetecilikten hızla vazgeçecek. Düzen olmak ve bir düzeni dünyaya kabul ettirebilmek belirli bir hukuk gerektiriyor. Kalp söküp kelle kesmenlerin Orta Duğu’da hakim bir düzen kuracaklarını sanmıyorum.

· Beyaz Saray son günlerde doğrudan Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani, Irak Sünni ve Şii yöneticileriyle ilişkiye geçerek „teröre karşı ortak mücadele“ ve „Bağdat yönetimini Şii, Sünni ve Kürd ekseninde“ yeniden yapılanmasını istiyor. Eğer Kürdler Amerika’nın bu istemini kabul etseler hangi taleplerle Bağdat’ta gitmeliler?

Hasan Bildirici: Gidecek bir Bagdat kaldı mı bilmiyorum.

· Güney Kürdistan yöneticileri sık sık Kürdistan’ın bağımsızlığından söz ediyorlar. Son dönemlerde Irak Ordusunun İŞİD güçlerinin karşısında aldığı yenilgilerden sonra boşaltığı Kerkük vb yerlere Pêşmerge güçleri yerleşti. Niçin Pêşmerge güçleri Hemrin’den başlayarak tüm Kürdistani bölgeleri denetim altına almıyor? Yoksa Güney Kürdleri yeniden Irak Anayasasının tatbikini mi bekleyecekler?

Hasan Bildirici: Kürtler, kendi kazanımlarını küçümsememeliler. 2020 yılından bu yana Güney Kürdistan ve Rojava kurtuldu. Kürtler burada şimdikinden daha geri bir statü kabul etmezler. “Kürdistani bölgeler” denen yerler düne kadar yoktu, Kürdistan yoktu, kabul görmüyordu. Yüzyıllık bir sömürgecilikten söz ediyoruz. Ondan önce de yediyüz yıllık Osmanlı sömürgeciliği vardı. Bu süre içerisinde bazı şehirler Kürt olmaktan çıktı, bazısı karma haline geldi. Bazı yerleşim birimlerinde koşullar gereği vazgeçilebilir. Mesala Erzurum ve Maraş Kürdistan’a ait birer şehirdir, ama Kürdistanlılıkla ne kadar ilişkileri kalmış siz karar verin. En önemli merkez Kürkük’tü. Kerkük şimdi Kürdistan’ın bir parçası oldu.

· Türkiye ile bir dizi ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler içinde olan Güney Kürdistan yönetimi Bağımsız Kürdistan’ı ilan edebilir mi? Böyle bir durumda Kuzey Kürdlerine hiç bir hak tanımayan Türkiye Güney Kürdlerin bağımsızlığına karşı tavrı ne olur? Geçenlerde Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani’nin başında bulunduğu bir KDP ve YNK delagasyonu İran yetkilileriyle görüştü. İran yetkilileri tüm görüşme boyunca “Kürd-Şii İttifakını” işlediler. Acaba günümüzde İkinci Çaldıran mümkün mü? Eğer mümkün ise somut olarak Kürd güçleri nasıl hareket edecekler?

Hasan Bildirici: Kuzey Kürdistan dosyasını kapatmak koşuluyla Türkiye, Doğu Kürdistan dosyasını kapatmak üzere İran Güney Kürdistan’ın bağımsızlığına karşı çıkmayabilirler. Türkiye ve İran şu an topun ağzındalar. Irak ve Suriye gibi, ikisinin de uyduruk uluslaşmalarının dağılması ihtimali yüksek. Kürdistan yükselişte, İran ve Türk sömürgeciliği düşüştedir. Her iki ülkenin Alevi, Sünni, Şii ve Kürt sorunu var. Ulusal bileşimleri darbe aldığında toparlanamazlar. İkinci Çaldıran olmaz, olursa bunun adını “tarihsel Kürt ahmaklığı” olarak adlandırmak gerekir ki, öyle olacağına ihtimal vermiyorum. Kürtler artık ahmak değil.

· İŞİD de facto sınırları ortadan kaldırırken Kürdler hala kendi aralarında duvar/sınır/hendekler örüyorlar. Güney Kürdistan kazanımları tüm dünya Kürdleri için Sykes-picot-Antlaşmasını çöpe atmak için tarihsel bir imkan sağladı. PKK, Güney Kürdistan Hükümeti ve parlamentosu oluştuğu zaman hemen karşısına „Botan ve Behdinan Savaş Hükümetini“ çıkardı. Bugün ise Batı Kürdistan’da „Kanton „ile Kürdlerin karşısına çıkıyor. Bu girişimleri nasıl yorumluyorsunuz?

Hasan Bildirici: Ortadoğu’da Araplar birbirini parçalıyor. Türk iktidar bileşenlerinin kendi arasındaki kavga da çok çetin geçiyor. Kürtler arası gerilimi şu sıralar yüksek bulmuyorum. Kürdistan sorunu dünya gündemine parça parça giriyor. Doğu ve Kuzey Kürdistan da bütün özellikleriyle gündeme girdiğinde, Kürdistan ülkesinin durumu çok farklı bir noktada olacak. Sabır ve zaman en büyük iki savaşçıdır. Kürdistan sorunu günlük siyasal tartışmaların ötesinde bir ağırlığa sahiptir. Bu ağırlığın, KDP, PKK ve PYD’yi aşan özellikleri var. Karşıtlık gibi görünen bazı özellikler, bir öteki parçanın özgürlüğünü kışkırtıyor. Türk devletinin PKK’den dolayı Kürdistan yönetimine vermek zorunda kaldığı tavizleri burada sıralamanın gereği yok.

· Güney Kürdistan yönetimi Arap güçleriyle çatışmalar içine girerse yada Bağımsız Kürdistan’ı ilan ederse Kürdistan’ın diğer parçalardaki ve diasporadaki Kürdler somut olarak ne yapabilirler?

Hasan Bildirici: Kürdistan bağımsızlığı ilan edilirse şenliklerle kutlanmalı. Arap güçleriyle çatışma çıkarsa silahlı tüm Kürt güçlerinin yani YPG ve HPG nin de bu çatışmada Kürdistan için savaşacağını düşünüyorum.

· Sorularıma cevap verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Ben teşekkür ederim

Aso Zagrosi

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.